Galataport projesi ihaleye çıktığı günden beri tepki toplayan, İstanbul’un en tartışmalı projelerinden birisi oldu. Projenin kıyı şeridini kamusal alan olarak düzenlemek yerine bir alışveriş merkezi olarak yeniden tasarlanması projeyi bir kent suçu olarak gören kent savunucularının eleştirilerinin en başında geliyor. Galataport toplumsal hafızadan ve İstanbulluların günlük pratiklerini ve ihtiyaçlarını karşılamaktan
Mimar Doç. Dr. Gül Köksal, kamu kaynaklarının kullanıldığı büyük projeleri “kent suçu” olarak değerlendiriyor. Bu suçun yöntemini ise “Bu projelerde görev alan kişilere, mimarlık ofislerine kamuoyuyla bilgi paylaşamayacakları yönünde şartlar koşulup, imzalar attırılıyor” diyerek anlatıyor. Son yıllarda “kent suçları” diye anlatılan tahrip ve yıkımların failleri şirketler mi? Suç olarak değerlendiriliyorsa
Koronavirüslü günleri yaşıyoruz, salgında hayatta kalmaya çalışıyoruz. Biz hayatta kalmaya çalışırken hiç hız kesmedikleri inşaat, maden vb. yağma projeleriyle pervasızlıklarını bir kez daha gösterdiler. Salda’da, Bursa’da, İzmir’de, Van’da, İstanbul Kuzey Ormanları’nda, Taksim Meydanı’nda inşaat, maden sermayesine can suyu vermek onlar için halk sağlığından önemliydi. Çünkü onların ‘normal’i buydu; talandı, yağmaydı,