Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar “HES’lerden vazgeçeceğiz” dedi ve ağzındaki baklayı çıkardı; “HES’lerle bu iş olmaz. Nükleer santral olmadan bu işin altından kalkamayız.”
Yıllardır bilim insanının uyarılarına ve HES yapılacak bölgedeki insanların tepkilerine aldırmadan HES projelerini hayata geçirmeye çalışan AKP şimdi de gözünü nükleere dikti.
DSİ’nin (Devlet Su İşleri) verilerine göre Aralık 2012 itibariyle Türkiye genelinde 1659 adet HES projesi bulunuyor. 1659 HES projesiyle binlerce derenin ve ağacın katledildiği bir ortamda Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar yeni bir açıklama yaptı.
Bayraktar, Türkiye’de artık, iktidarın yaygın ‘küçük ölçekli’ HES projelerini terk etme hazırlığında olduğunu açıklarken, şu ifadeleri kullandı; “HES’lerle bu iş olmaz. Haklısınız, HES’lerle ufak dereleri mahvediyoruz. Türkiye, yılda 60 milyar dolarlık enerji ithal ediyor. Nükleer santral olmadan bu işin altından kalkamayız.”
HES dediler, hukuku çiğnediler
AKP iktidarı çoğu Karadeniz’de olmak üzere, Türkiye’nin dört bir yanında dere ve nehirlere HES projesi izni verdi. Bununla da kalmadı, HES’lere verilen olumsuz ÇED raporlarını ve makeme kararlarını tanımaksızın inşaat izinleri verdi. HES inşaatları, HES yapılan bölgelerde yaşayan insanların isyanlarıyla duruduruldu.
Şimdi de yerel şeçimler yaklaşırken Erdoğan Bayraktar’ın açıklamasıyla yeni vaat ve projelerle “HES’ler yanlıştı, nükleer yapılsın” deniyor, doğa katliamının başka bir biçiminin sinyalleri veriliyor.
AKP yine yalan söylüyor
Konu ile ilgili konuşan Derelerin Kardeşliği Platformu Sözcüsü Ömer Şan, AKP’nin şeçim öncesinde özellikle Karadeniz’de yarattığı tahribat sonrası halkın gönlünü almak için yalanlara sarıldığını belirtti. Şan, Doğu Karadeniz bölgesinde verilen asıl mücadelenin suyun kullanım hakkı özelleştirmelerinin iptali için ve yaşam hakkı için verildiğini vurguladı. Şan, HES’den vazgeçtik demenin bir öneminin olmadığını belirterek şunları ekledi, “Kendi memleketi Rize’deki tepkileri gören Bayraktar, yerel seçim öncesinde yurttaşı yumuşatmaya çalışıyor. HES karşıtlığı yalnızca bir ekoloji mücadelesi değil, bir yaşam hakkı mücadelesidir. Suyuna sahip çıkamayan gelecekte özgür olamaz. HES projeleri kapitalizmin suyu kontrol altına alma yöntemidir. Su hakkını satarak AKP vadileri, yaylaları insansızlaştırmak istiyor.” dedi.
politeknik.org.tr