6 Şubat Depremleri’nin yıldönümünde Politeknik ekibi olarak gözlem yapabilmek, depremzedelerle dayanışmak için Hatay’daydık.
Hatay’da geçen bir yıla rağmen özellikle Antakya, Defne ve Samandağ ilçeleri hala enkazlarla çevrili durumda. Hatay halkı devasa yıkımın içinde yaşamını sürdürmeye çalışıyor.
Hataylılar için barınma büyük bir sorun. Geçici barınma alanları nitelikli olmadığı gibi yetersiz de. Barınma alanlarında yer bulamayanlar yüksek kiralarla boğuşuyor. Kentte musluk suyu içilemiyor, temiz olmadığı için gıda yapımında da kullanılmıyor. Ulaşım hizmetleri çok kısıtlı yani erişilebilir ya da işlevli değil. Özel aracı olmayanlar büyük zorluk yaşıyor. Otostop sıklıkla kullanılan bir yönteme dönüşmüş. Enkazlar, enkaz hafriyatlarıyla çevrelenmiş kentte temiz havaya erişim de yok. Her yol toz, çamur, günlük yaşamda kullanılan yürüyüş akslarında en ufak bir iyileştirme yok.
Kentte hala yıkılmayı bekleyen yüzlerce yapının korkunç görüntüleri çok ağır başka bir psikolojik yük. Sosyalleşme imkanlarından bahsetmek mümkün değil. İnternet altyapısı hala olmadığı için kentin gündeminden uzaklaştırabilecek yayınlar izlemek bile mümkün değil. O çok güzel Antakya Atatürk Parkı insansız çünkü çevresi, yani Antakya merkezi, büyük yıkımın hala en başlardaki gibi olduğu bir bölge.
Depremin birinci yılında Hatay
Eski Antakya’nın merkezi, tarihi yapıların, çarşının bulunduğu bölgedeki yıkım devam ediyor.
Tarihi çarşı ve çevresindeki yıkıma rağmen kentte yaşayanlar yaşamını sürdürmeye çalışıyor.
Hatay halkı kaybettiklerinin acısı ve enkaza dönmüş bir kent ile yakıcı günlük temel ihtiyaçlar arasında sıkıştırılmış durumda.
Bu büyüklükte bir yıkımla baş etmek elbette oldukça zor. Erdoğan’ın kenti yıkıma terkettiği da malum, yıl dönümü tarihi yaklaşırken kendi ağzından da dinledik. Ne yazık ki yerel yönetimler de çökmüş durumda, kamusal hizmetten, halk yararı için çalışmaktan çok uzaklar.
Olanakları seferber etme çabasında olması gereken Hatay Büyükşehir Belediyesi, Defne Belediyesi ortada yok.
Günlük yaşamda kullanılan yürüyüş akslarında en ufak önlem yok. Aradan geçen 1 yıla rağmen Asi üzerindeki sıkça kullanılan bu yaya köprüsünün korkulukları hala yok. Bütünüyle kendi haline terkedilen Hatay halkı aynı kişilere, yönetim anlayışına mecbur bırakılıyor üstelik.
Defne Armutlu Mahallesi. Tamamen yıkılan bir mahalle. Hatay’da en fazla zarar gören yerleşim alanlarından biri. Depremi, yıkımı fırsat bilen AKP iktidarı bölgeyi jet hızıyla rezerv alan ilan etti yani bölgeye çöktü. Kalyon İnşaat’ın paravanı Türkiye Tasarım Vakfı ile tasarladıkları lüks inşaat projesinin imalatına başlanmış durumda.
Armutlu’da depremden sağ kurtulanların herhangi bir söz hakkı yok, çoğunun bu gasp harekatıyla ilgili bilgisi de yok. Organize yağma ilerliyor.
İnsansızlığı fırsat bildiler, durmadılar. Atatürk Parkı inşaat çalışmalarında kullanılacak konteynerler için tahrip edildi. Hataylıların tepkisi üzerine durmak zorunda kaldılar. Geriye bu manzara kaldı.
Yalnız bırakılan ilçe Samandağ
Hasar gören yapılar çoğunlukla hasar almış haliyle duruyor. Yıldönümü yaklaştıkça yıkımlar hızlandırılmış. Barınma güvenliği, ulaşım ve sağlık hizmetleri Samandağ için de hala en büyük sorunlar.
AKP’ye oy vermediği için “garip” bıraktıkları kentlerden biri Hatay Samandağ…
Depremde AFAD’ın gitmediği, gelen yardımlara el koydukları, geçen bir yılda yolunu güvenli hale getirmedikleri, refujda yola saçılmış betonun aynı yerde durduğu, enkaz molozlarının yollardaki artıklarının sıklıkla tekerleri patlattığı, yeterli/nitelikle geçici barınma alanı yapmadıkları, eğitim, ulaşım ve sağlık hizmetini tesis etmedikleri Samandağ…
Saray rejiminin yok saydığı, halkına güvenli bir yaşam sunmadığı açıkça görünen bir kent!
Samandağ’da geçici barınma alanları çok daha fazla niteliksiz, çok daha fazla yetersiz. Moloz yığınlarının karşısında, yağmurla su ve çamura dönüşen zeminlerin üstünde, yaşamın henüz dışardan bile zorlu olduğu görülebilen konteynırlı geçici barınma alanları. Konteynırda kalmayan, geçimlik serasını, hayvanını bırakmak istemeyen, hasarlı evinden uzaklaşmayı tercih etmeyenler ise amatörce kurulan çadırlarda yaşamaya devam ediyor. Bu durum Samandağ’ın pek çok bölgesinde görebileceğiniz kadar yaygın üstelik.
Samandağ’ın uzun, güzel kıyısı. Halkın buluştuğu, sosyalleştiği, depremin tahribatından, etkilerinden uzaklaşabileceği nadir akslardan biri. Bu kıyının bir bölümünü enkaz molozu/hafriyatı biriktirme alanına dönüştürdüler. Hafriyat döküm sahası Deniz bölgesinde, Mileyha sulak alanının kıyısında. Yanıbaşında konteyner kent var.
Ne zaman ve ne yapılacağı belirsiz, devasa, zararlı beton çöp yığını.
Samandağ çeperlerinde Yeşilköy de hafriyat döküm alanına çevrilmiş durumda. Zeytinlikler, doğal alanlar tahrip edilerek enkaz molozlarıyla çevrelenmiş durumda.
Samandağ Devlet Hastanesi’nde sağlık çalışanları için yapılan yetersiz, niteliksiz geçici barınma alanı. Sağlık Bakanlığı Hatay Samandağ için her şey normal dese de sağlık çalışanları barınma koşulları ve çocuklar için eğitim olanakları olmadığı için yakınlarından ayrı, parçalı yaşamak ve çalışmak zorunda bırakılıyor. Koşullar böyle olunca kamusal sağlık hizmetine erişmek zorlaşıyor. Acil bir hastanın üç hastane dolaştığını anlatan bir arkadaşımız, acil sağlık hizmetinin fiilen olmadığını ifade ediyor.
Farklı alanlarda çalışan işçiler, memurlar için benzer parçalanmışlık durumlarının olduğunu da söyleyebiliriz.
Depremden önce açılan hastane depremde hasar aldığı için ilk günlerde kullanılamamış. Hatay Şehir Hastanesi/ Eğitim Araştırma Hastanesi için de aynı durum geçerli. Yeni yapılan hastane yapılarının bile zarar gördüğü bir düzen yarattı AKP iktidarı.
Samandağ’da bir mimarlık ofisi…
6 Şubat’ın yıl dönümü…
6 Şubat Depremleri’nden tam bir yıl sonra Antakya…. Yunus Emre Parkı. Buhurlar, reyhanlar kaybedilenler için ellerde.
Antakya Köprübaşı’nda yapılan devletin düzenlediği anma programına katılanlar Hataylılar AKP’lilere, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’a tepki gösterdiler, onları yuhladılar.
Samandağ halkı 6 Şubat’ta “Unutmayacağız, hesap soracağız!” diyerek kaybettikleri anmak için, yaşam hakları için yürüdü.
Depremin yıldönümünde gördük ki Hatay halkı acılarıyla, yıkılmış yapılarıyla, çöken altyapıyla, ihtiyaçlarıyla baş başa bırakılmış durumda. Üstelik yerel seçime de bu koşullarda giriyor. Hatay halkını zor günler bekliyor.
politeknik.org.tr