Bağlantılı nesneler: Gittikçe daha çok izleniyoruz – İsmail Kılınç (Sendika.Org)
Spread the love

Diyeceksiniz zaten hakkımızda internet yoluyla çok bilgi topluyorlar. Ama nesnelerle özel yaşamınızın her köşesine giriyorlar. Kim, nasıl, ne amaçla kullanıyor ya da kullanacak bilmiyorsunuz

“Elektronik” ya da “teknolojik” yaşamımız her gün yenilenirken yeni ürünler için yeni piyasalar açılıyor. Ama bu yeni piyasaları yaratanlar ve burada at koşturanlar aynı, kimi bağımsız girişimciler pay almaya çalışsa da.

İnternet ve akıllı telefonların giderek yaygınlaşması ve küreselleşmesiyle mesafeler kısalıyor ya da kalkıyor, toplumsal ağlar genişliyor, haberler kısa sürede yayılıyor.

Sermaye akımları keyif içinde sınırları aşarak spekülatif amaçlarıyla ekonomileri bunaltıyor, kârına kâr ekliyor.

Tekno-küreselleşme bağımlılık yaratıyor. Piyasa tüketicilere yeni nesneler sunuyor ve tüketmeye devam edin diyor.

Son yıllarda, özellikle internet ve akıllı telefonlara bağlı olarak bağlantılı nesneler piyasada boy göstermekte ve yaşamın değişik alanlarını işgal etmekte. Kimileri bunlara akıllı nesneler, kimileri yüksek teknolojili nesne adını verdiği gibi nesnelerin interneti adını verenlerde var; hatta Web.3.0 deniliyor.

Elinizdeki akıllı telefonlarla bağlantı kurabileceğiniz birçok alan var. Ama telefon, ileti yollama, bir iki oyun ve nadiren de bir iki sohbet dışında diğer işlevleri insanlar kullanmıyor. Olsun. Akıllı telefonu var ya!

Kimileri bu bir teknoloji değil ama sistemlerin sistemi olup tüm bileşenlerin eklemlenmesi sonucu ortaya çıkan bir bütün diyor. Sadece karşılıklı işlem yapıyorlar. Nesneler sadece bağlanıyor.

Bunun dışında “artırılmış gerçeklik” ve “yapay zekâ” ile ilgili uygulamalar ve nesnelerde var ama bunları konumuz dışında tutuyoruz. Bağlantılı nesnelerin de bu uygulamalarla ilgisi olabilir.

Peki nedir bu bağlantılı nesneler ve ne işe yarıyorlar daha doğrusu gerçekten işe yarıyorlar mı yoksa bir tüketim aldatmacası mı? Kısaca görmeye çalışalım.

Tanımlar ve yaşamın değişik alanlarını işgal eden nesneler
Bu nesneleri teknik açıdan tanımlamak mümkün ama daha çok uzmanlara yönelik tanımlar ve anlaşılması biraz zor. İnsanların ürettiği değişik ve çeşitli bilgileri bir nesneden ya da bağlantılı her tür nesneye aktaran nesneler. İnsanı, yaşamı, çevresiyle ilgili bilgileri algılayıp, belirli yollarla (kablolu, kablosuz) belirli yerlere aktaran ve bu bilgiler ışığında hareket eden nesneler. Biz kısa bir-iki teknik tanım verelim.

Sanal kimlikleri olan, akıllı mekânlarda çalışan, akıllı ara birim kullanan, çeşitli kullanım ortamlarında bağlanan, iletişim kuran nesneler olarak teknik bir tanım var. Bir başkası ise ağların ağı olan, normal ve birleşmiş elektronik tanımlama sistemlerini ve kablolu, kablosuz hareketli, hareketsiz araçları kullanarak sayısal kimlikleri ve fiziki nesneleri tanıyan ve bulan, akıllı bir yazılım ve platform kullanarak verileri alan, saklayan, ileten, işleyen, sürekli olarak fiziki dünya ile sanal dünya arasında ilişki kuran nesneler olarak tanımlıyor.

Bilgi toplumuna hizmet eden bir yeni altyapı. Bilgi teknolojisinin giderek özel yaşamınıza daha fazla burnunu sokan nesneler. Gerekirse bilgiyi size sormadan kullanan, kendi aralarında bağlantı kurarak işlem yapabilen nesneler.

Big Data’ya hizmet eden yeni bağlantılar. İnternet’i kullanıp, yeni kullanımlar bulup yeni davranışları yeni değerlerle yaratıp yeni kâr kapıları açan nesneler.

Nesne tek başına hareket etmiyor ya da -şimdilik- karar vermiyor. Nesnenin kullanıldığı alan ile ilgili olarak kimlik belirleme ya da tanıma sistemine sahip olması gerek. Bu bilginin toplanması yollanması gerekiyor. Kablolu ya da kablosuz sistem gerekli ve yanında da bir arabirim. Arabirim çoğu kez telefon, tablet ve bilgisayar. Verileri alıp işleyecek, depolayacak ve gerekirse yeniden yollayacak merkezler gerekir. Ayrıca tüm bu birimler arasında algoritmalar, standartlar, yazılımlar, şifreler, sözleşmeler var. Sanal ve karışık bir dünya. Burası sizi ilgilendirmez.

Data center diyorlar ya, işte bilgilerinizin hepsi orada.

Dünyada 2016 yılında 5,5 milyon nesne her gün birbirine bağlanıyordu. 2015-2025 yılları arasında bu sayının 150 milyara çıkacağı söyleniyor. 2015 yılında yapılan bir incelemeye göre Güney Kore’de 100 kişiden 37,9’u bağlı yani bağlantılı nesne kullanıyor. Bu sayılar sırasıyla Danimarka için 32,7, İsviçre için 29, ABD için 24,9, Hollanda için 24,7 ve Türkiye için 2,3. 2020 yılında 250 milyon araba ve 10 milyon da giysi bağlantılı olacak deniliyor. RFİD piyasası 22 milyar dolar (2020).

Ne kadar bağlantı o kadar ekmek yani satış, kâr.

Kimileri az çok yenilikçi; insana yardımı olabilir.

Çoğu ise oyuncak, olmasa da olur. Ama piyasa öyle allar ve pullar ki nesneyi kaçınılmaz kılar.

Bağlantılı nesne örnekleri
Bu nesneler bağımsız olabildiği gibi bir başka aracın içinde olabilir. Kısaca bilgi toplar ve yollar. Bu bilgi size bazen döner ya da dönmez. Olsun. Nesneyi kullanıyorsunuz ve artık “güvendesiniz”…

Barkod böyle bir nesnedir. Buna RFİD diyorlar yani radyo frekanslı tanımlama. EPC de diyorlar yani nesnenin elektronik kodu, şifresi. Sayısal bir tür dövme. Arabanızın içine yerleştirilen bir nesne lastik havalarını izliyor. Hava azaldı mı arabanın bilgisayarını ve sizi uyarıyor. Evet yararlı olabilir.

Sonra daha başka neler var? Başına “akıllı” sözcüğünü koyalım. Telefon gibi. Akıllı diş fırçası dişlerinizi fırçalarken duyarlı noktaları buluyor. Akıllı çöp kutusu ne attığınızı söylüyor. Geri dönüşümlü olanları atmayın diyor. Ayağınızdaki ayakkabı hangi gün, hangi saatler arası ne kadar koştuğunuzu, kaç kilometre yaptığınızı, kalp ritminizi bildiriyor. Şemsiyeniz nem, ısı, basınç, gölge konularında sizi uyarıyor. Körsünüz ya… Asansör uzaktan çağırmalı, bindiğinizde bilgi veriyor.

Buzdolabı ise neredeyse konuşacak. Nelerin tüketildiğini bildiriyor. Bir sonraki alışveriş listeniz hazır sanki. Akıllı kilit ile kapıyı uzaktan açmak ne büyük bir kolaylık. Köpeğinizin ya da anahtarlarınızın kaybolmaması için ya da kaybolduğunda kolayca bulabilmeniz için tasma ve nesneler. Işığı ayarlayan, çiçeklerinize otomatik su veren saksılar. Ve daha neler neler. Size zaman kazandıran, enerjiden tasarruf sağlayan binlerce nesne.

Ay saat ise akıllıların en akıllısı. Biraz pahalı ama, neyse.

Akıllı prizler, garaj kapısı, kepenk. Akıllı terazi, akıllı çatal. Evet çatal bağlantılı ve fazla tıkınırsanız uyarıyor. Hergün yaşamınızın bir yerini işgal ediyorlar.

Giydirilmiş nesnelerde diyorlar. Fanilanızda, gömleğinizde yongalar var ve sizi kalbiniz, göbeğiniz konusunda uyarıyor.

Nesne bağlantılı ve akıllı, sizde aptalsınız ya. Merak etmeyin, endişelenmeyin. Nesne sizi kurtaracak.

Nerelerde kullanılıyorlar?
Bu nesnelerin yoğun olarak kullanıldığı yerler sağlık, evler, sanayi, perakende ticaret. Bağlantılı nesne ile kalp atışlarınız izleniyor ve kablolu, kablosuz sistemle doktorunuza aktarılıyor ya da gerekirse hastaneye. Şeker, kolesterol oranı filan. Sağlıkta yararlı olabilir mi?

Evinizde sıcaklığı, kahve makinenizi, hırsızlığı denetleyebilirsiniz. Televizyon istediğiniz saatte açılır ve kapanır. Uzaktan kumanda artık sizlere ömür.

Sanayide stokları denetleme, acil durumları belirlemede, ulaşımda sevkiyatları denetlemede kullanılıyorlar Üretimin optimizasyonuna yardımcı olan nesneler.
Elektrik sayaçları akıllı. Ne kadar enerjiyi, hangi saatlerde, hangi amaçlarla kullandığınızı söylüyor. Sonra arkasından yeni tarifeler geliyor. Gerekçe enerjiden tasarruf. Yerseniz.

Yerel yönetimler de kullanıyor. Ulaşımda tıkanmalar için. Sokak aydınlatmaları akıllı nesnelerle artık otomatik. Yürüdükçe yolunuz aydınlanıyor. Yararlı olabilir enerji tasarrufu açısından. Peki ya güvenlik açısından?

Karar verici kim? Siz mi nesne mi?

Sakıncalar, hukuki yönler
En büyük sakınca sizin yaşamınızla olan bilgiler ve bunların kullanılması. Diyeceksiniz zaten hakkımızda internet yoluyla çok bilgi topluyorlar. Ama nesnelerle özel yaşamınızın her köşesine giriyorlar. Kim, nasıl, ne amaçla kullanıyor ya da kullanacak bilmiyorsunuz. Fransa’da 2015 yılında 10 milyon bilişim saldırısı olmuş. “Bilişim Korsanları”nın işlerinden biri bu nesneler aracılığıyla bilgi edinmek ve gerekirse sizi aldatmak. Nesnelerde kullanılıyor. Bebeğinizin odasına koyduğunuz ve uyandığında ya da ağladığında sizi uyaran bağlantılı nesnenin içine kadar giriyorlar.

Sizi ve bilgilerinizi koruyacak olan devlet ve bu konuda yaratılan kurumlar. Ne kadar koruyorlar, teknik açıdan donanımları yeterli mi? Siz yine kendi başınızın çaresine bakmaya çalışın.

Hukuki açıdan da sorunlar çıkabilir ve çıkacaktır. Yazılım, algoritma, bağlantı yolları, uygulama vb. konularda kullanılan yazılımlar, algoritmaların güncelliği, standartları, boşlukları söz konusu. Tasarımcısı var, veri tabanı işletmecisi var. Lisansları, kullanma hakları, bröveleri ise ayrı bir konu. Dilleri ortak mı değil mi? Bilmiyoruz. Çünkü bizi aşan teknik konular. Bunun dışında güvenlik, korsanlık, casusluk gibi konularda ne yapılacağı, kimin sorumlu olduğu belirsiz. Kime başvuracaksınız, kim yardımcı olacak? Yazılımı güncellemenin maliyeti ne olacak? Aldığınız televizyonun içindeki bağlantılı nesne tüm yaşamınızı izlediğinde ne yapmanız gerekiyor? Haberiniz olacak mı en azından?

Her nesne için bir de şarj aleti gerek. Evrensel şarj aleti bugün yarın çıkacak diyorlar ama inanmayın. Ayrı olması şirketlerin lehine.

Üretilen her nesne devrelerle dolu. 40 gramlık bir devre üretiminde kullanılan su 30 litre; ayrıca zehirli asit ve metallerde var. Geri dönüşümü çok sorunlu. Siz çalışmayınca atacaksınız da doğa ne yapacak?

Teknik gelişiyor ve giderek de ucuzluyor lafları çok dolaşıyor. Bilgi kirliliği her yerde. Kimi adet, kimi hacim, kimi kategorilerle oynayarak yanıltıyor. Teknoloji bu nesnelerle yeni bir piyasa yaratıp sanki çok önemli yeniliklerle yaşamınızı değiştirecek hissini yaratıyor.

Onay veriyorsanız alın, kullanın. Ama yüz kere düşünün. Piyasanın oyununa gelmeyin. Oyunu siz kurun. André Gorz’un dedikleriyle bitirelim: “Bilgisayarla genelleşen donatma sadece emeği, ellerin ve vücudun zekâsını ortadan kaldırmaz, duyarlı dünyayı da iptal eder, duyumsal yetileri aylaklığa iter, gerçeği sahteden, kötüyü iyiden ayırmanın yargılama yeteneğini yadsır. Duyuların saygınlığını yitirir, algılamadan kesinlikleri alır götürür, ayağınızın altından toprağı alır çeker. Giderek başarılı olan protezler duyu organlarının yerine geçer; tekno-aşılar vücudu işgal eder, sömürgeleştirir, motorlaştırır… El zekâsını ve duyuların çalışmasının saygınlığını kaybettirerek teknobilim insanlığın insanlığını ortadan kaldırır, gözden düşürür.”

Nesnelerin insanlığınızı ortadan kaldırmasına izin vermeyin.

Kaynaklar:

Bir iki kitap:

Philippe Gautier-Laurent Gonzales: L’İnternet des objets, Afnor, 2011.

Geoffroy Zbinden: l’İnternet des objets: une réponse au réchauffement climatique, Paris, Cygne, 2010.

André Gorz, Misère du présent, richesse du possible, Paris, Galilée, 1997.

İnternet siteleri:

journaldugeek.com; usine-digitale.fr; objets.insa-rennes.fr; mercator-publicitor.fr; fr.wikipedia; refondation.org; objetconnecté.com; journaldunet.fr; phortail.org; lagazettedescommunes.com; cyroil.com; oezratej.com; lemagit.fr; inpi.fr; ictea.com;


Spread the love