Avrupa’nın en büyük “ortak çalışma alanı şirketi” Betahaus’un Berlin şubesi “kendi hesabına çalışan” insanlarla dolup taşıyor. Yazılımcılar, tasarımcılar, çevirmenler… Kimi takım elbise giymiş, kimi rahat bir kıyafet seçmiş. Kimi bilgisayar başında, kiminin akıllı telefonu ise elinden düşürmüyor.
Burası bir dijital ekonomi tapınağı… Almanya’da şubeleri ve dünya genelinde de benzerleri var. Binlerce işçinin çalıştığı yeni nesil bir fabrika.
Eskiden “serbest meslek erbabı” derdik. Şimdi “kendi hesabına çalışan” deniyor ya da “freelance” ve “solo” gibi daha havalı isimleri var. Almanya’da 2.3 milyon “freelance” çalışan olduğu tahmin ediliyor.
Gel gör ki, ne patronlar ne de yasalar burada çalışanları işçiden saymıyor. Belki kendilerini özel hissediyorlar ama sendikalı, vasıfsız işçilerden daha kötü koşullarda çalışıyorlar.
Ülke genelinde uygulanan saatlik 8.5 Euro asgari ücret düzenlemesi dışında tutulan freelancelerin geliri, saatte 5 Euro’ya kadar düşüyor. Almanya Ekonomik Analiz Enstitüsü’ne (DIW) göre freelancelerin ortalama aylık geliri 1500 Euro.
***
Alman iş kanununda, freelancelerin haklarını düzenleyen maddeler yer almıyor. Ama Alman sendikaları onların hakları için mücadeleyi gündemine almış durumda.
Birleşik Hizmet İşçileri Sendikası (Ver.Di) bu yeni ve yaygınlaşan istihdam biçiminden endişe duyduğunu söylüyor. Ver.Di’nin “kendi hesabına çalışanlar” için bir birimi var. “Sektör”deki büyüme örgütlenmeye de yansıyor. Bu yeni birimin 30 bin üyesi bulunuyor. 2.2 milyon üyesiyle dünyanın en büyük sendikalarından biri olan Ver.Di; kamu hizmetleri, ticaret, taşımacılık ve kültür-sanat gibi işkollarındaki işçileri temsil ediyor. Sanılanın aksine freelance üyeler arasında sadece teknoloji tabanlı işlerde çalışanlar değil hemşireler bile var.
Metal ve Tekstil İşçileri Sendikası IG METALL’e göre; imalat sektörü de bu yeni çalıştırma biçiminden etkileniyor. IG METALL de freelanceleri üye yapmaya başladı. Ancak ilgili yasaların neden olduğu engeller nedeniyle şimdilik sadece “fahri üye” olarak kabul edebiliyor. Çağrı merkezi ve online danışmanlık gibi hizmetler sunuyor.
IG METALL süreci şöyle anlatıyor: “Taşeronlaşmaya karşı yürüttüğümüz mücadele sonucunda toplu iş sözleşmelerine koruyucu maddeler ekledik. Ama taşeronlaşmanın işleri dışarı aktarmanın tek yolu olmadığı gördük. Şirketler, dijital platformlar ve ‘freelancing’ gibi taktikler kullanıyor. Dijitalleşme, çalışma ortamını değiştiriyor ve işçiler üzerindeki baskı artıyor. Geçici çalışma, taşeronlaşma ve güvencesiz çalışma biçimleri yaygınlaşıyor.”
Metal işçilerinin, artık fabrikaya hiç uğramayan, işletmenin çalışanı olarak gözükmeyen, yazılımcı, teknik tercüman veya analist gibi ünvanlar kullanan, parça başı veya proje bazlı çalışan yeni iş arkadaşları var. İmalatta çalışan işçilerden daha iyi eğitimli olan bu yeni meslektaşlar, sendikalı işçilerin sahip olduğu pek çok haktan faydalanamıyor.
***
Alman sendikaları, ‘freelance’ çalışmanın -başta belediyeler olmak üzere- pek çok işyerinde taşeronlaşma ve güvencesizleştirme taktiği olduğunu söylüyor. Sendikalar, freelance çalışanları bir yandan toplu sözleşmelere dahil etmeye çalışırken diğer yandan da mesleki asgari ücret ve emsal ücret uygulaması talep ediyorlar. “Ortak çalışma alanları” için işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri de gündemde.
Sendikalara göre, şirketlerin işten çıkartmayı kolaylaştırmak, ücretleri düşürmek ve sigorta primlerinden tasarruf etmek için başvurduğu bu hile, gelecekte emeklilik sistemini ve bütün işçilerin maaşlarını etkileyecek.
Teknolojik yeniliklerin işçi haklarını eskiye götürmesine izin vermemeli. Tek çare geleneksel ve dijital üretimdeki emekçileri sendika saflarında buluşturmak.