Ölmek mi, yargılanmak mı, mesleki sorumluluklar mı, cevap Soma’da – Ersin Kiriş

Soma katliamının, 301 işçinin Soma Holding’e bağlı Eynez kömür ocağında hayatını kaybettiği kara günün 3’üncü yıldönümündeyiz. 13 Mayıs 2014… 301 işçinin 5’i meslektaşlarımız, maden mühendisleriydi. Daha dün gibi geliyor birçoğumuza, Soma’dakiler için, madenci yakınları için zaman geçmiyor, acıları, üzüntüleri azalmıyor, kayıplar geri gelmiyor. Artık tek umutları devam eden ve 20’inci duruşması 18 Nisan’da yapılan Soma Davası’ndan katillerin cezalandırıldığı bir sonuç almak.

Ya çalışma ortamını denetlemek ve düzenlemekle yükümlü oldukları halde davaya avukatların taleplerine rağmen dahil edilmeyen ülke yöneticilerinin sorumluluğu? Katliamın 3’üncü yıldönümüne Soma’ları yaratanların yargılanmadığı, ekranda yapacağı sahte üzüntü açıklamalarıyla gireceğiz.

Maden ocağı katliamın ustasına verildi
Eynez Bölgesi yeraltı linyit işletmesi 2006 yılında Park Holding’e verildi, linyitin metan içeriği ve kendi kendine kolay yanabilmesi nedeniyle de daha hazırlık aşamasında işçi sağlığı ve iş güvenliği koşullarını sağlayamadığını ilan eden Park Holding ocağı bıraktı. Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) ocağı 2009 yılında Soma Holding’e devretti. İşçi sağlığı ve iş güvenliği koşullarının sağlanamadığını belirten şirketin ardından hiçbir inceleme gereği duymadan bu devri yaptı TKİ. Nitekim işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini önemsemeyen Soma Holding TKİ ile yıllık 1 milyon 500 bin ton üretim planı anlaşması yapmasına rağmen 2012 yılında 3 milyon 816 bin 15 ton, 2013 yılında ise 3 milyon 566 bin 457 ton üretim yaptı. Ne TKİ, ne Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Maden İşleri Genel Müdürlüğü Soma Holding’e aşırı üretimi sormadı, engellemek yerine onay verdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Soma Holding’in teknik açıdan aşırı üretiminin yarattığı hızlı, güvensiz çalışma biçimini, işçileri dayıbaşlarıyla köle koşullarında çalıştırmasını görmezden geldi.

Soma Holding üretim zorlaması altında ocağın çalışma ortamını riske atan teknik verileri yok saydı. Katliamdan aylar önce başlayan kömürün içten yanması ocakta karbon monoksit (CO) miktarını adım adım yükseltti. Mart ayında ortaya çıkan yüksek değerde gaz ölçümleri sonrasında bir daha kayıt tutulmadı. Ocakta sıcaklık arttı. 13 Mayıs’ta katliam yaşandı. Göz göre göre, Bakanlıkların, TKİ’nin, mühendislerin gözü önünde.

Ya ölüm ya yargılanma
301 işçinin 5’i meslektaşlarımız, maden mühendisleriydi. Teknik eksikliklerini herkesin bildiği bir ocağın katliama dönüşen koşulları, belki de bu koşulları mesleki anlamda adı gibi bilen mühendislerin de yaşamına son verdi. Mesleki sorumluluklarına sahip çıkmayan mühendisler de şuan Soma Davası’nda yargılanıyor. 21’inci duruşması 11 Temmuz’da Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek Soma Davası’nda 4’ü mühendis 6 tutuklu, 32’si mühendis 45 tutuksuz olmak üzere 51 sanık yargılanıyor. Davada şimdi savcı müteaalası bekleniyor.

Ekmek paran, 301 işçiden değerli mi?
Maden mühendisleri bir ocaktaki her türlü teknik verinin nelere yol açabileceğine mesleki bilgi açısından bilir, çünkü formasyonu budur. Ancak davada yargılanan mühendisler ilk günden bu yana Soma Holding’i savundu. Holding’in katliamla ilgisinin olmadığını anlattı. Kaybettikleri meslektaşlarına, çalışma arkadaşlarına rağmen… Isınan ocağa, gözleri önünde gerçekleşen aşırı üretime, kendinden geçen sensörlere, havalandırma koşullarının yetersizliğine rağmen ‘Şirket tüm önlemleri almıştı’ dediler.

Çalışma yaşamında mesleki sorumlulukların iş güvencesi ile sınandığı bir gerçek. İşverenlerin, mühendisleri iş güvencesiyle tehdit ederek teknik gereklilikleri görmezden gelmeye zorlaması sık rastlanan bir durum. Ancak herhangi bir gerekçeyle mühendislerin mesleki sorumluluklarından vazgeçmesi Soma ve Soma benzeri katliamların yaşanması demektir. Hiçbir iş, hiçbir ‘ekmek parası’, 301 işçinin canından daha değerli olamaz.

Mesleki sorumluluklara sahip çıkmamak mühendislerin de iş cinayetlerinde hayatını kaybetmesi demektir. Patron yerine yargılanmak demektir. Mühendislerin teknik olarak çalışma ortamındaki parametreleri görmezden gelmek gibi bir seçeneği olamaz.

Soma bir kez daha göstermiştir ki, mesleki sorumluluğuna sahip çıkmamakla iş güvencesi kazanılmış olmuyor, tersine güvencesiz bir çalışma yaşamına imza atılmış oluyor.

Soma mücadelesi bitmeyecek
Soma’da yaşanan kaza değil katliamdır. AKP hükümeti, dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, TKİ ve MİGEM’de Soma konusunda mesleki sorumluluklarını bir kenara bırakarak usulsüzlüklere göz yuman mühendisler, Soma Holding patronları suçludur. Soma Davası bu yargılamayı ne denli gerçekleştirecek bunu göreceğiz ama mesleğine, emeğine, yaşamına sahip çıkan mühendisler olarak güvensiz çalışma ortamlarına ‘Hayır’ demek zorundayız. Soma için, Ermenek için, Şirvan için ‘Hayır’ demeye devam edeceğiz.

Soma’da kaybettiklerimizi bir kez daha sevgiyle anıyoruz.

Ersin Kiriş / İnşaat mühendisi