Kazdağları-Kirazlı altın madeni: Teknik veriler, siyanür kullanımı ve olası tehlikeler
Spread the love

Çanakkale Kirazlı’da sürdürülmek istenen madencilik faaliyetleri ülke tarihinin en büyük doğa kırımlarından biriyle başladı. Peki projenin teknik detayları neler, maden talanı durdurulamazsa Kirazlı’yı ne bekliyor, siyanür kullanımı nasıl ve ne boyutta yapılacak, olası tehlikeler neler? Şubat 2013 tarihinde yayımlanan ve Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından ‘olumlu’ görüşü verilen “Kirazlı Altın ve Gümüş Madeni Kapasite Artışı ve Zenginleştirme Projesi Nihai ÇED Raporu” verilerini kullanarak konuya ışık tutmak istedik.

Projenin detayları

Kirazlı Altın ve Gümüş Madeni Projesi işletme sınırları Çanakkale ili merkez ilçesine bağlı Kirazlı Köyü’ne 1.5 km mesafede bulunuyor. Proje alanı 1997,16 hektar büyüklüğündeki işletme ruhsat alanı içinde yer alıyor. Proje sahibi Kanadalı Alamos Gold, madencilik faaliyetleri Alamos Gold tarafından Türkiye’de kurulan Doğu Biga Madencilik şirketi aracılığı ile sürdürülüyor.

Maden kazısı için açık işletme madenciliği yöntemi planlanmış. Projede kullanılacak milyonlarca metreküp su için madenden 30 km uzaklıktaki Zeybekçayır Köyü üzerindeki Bıçkı Deresi belirlenmiş. Dere üzerinde gölet oluşturulması ve bu gölet suyunun kullanılması planlanmış. Proje kapsamında 221 hektarlık alanda 45 bin 650 ağaç kesileceği belirtilse de mevcut durumda 195 bin ağaç kesildi.

Proje, 25.6 milyon ton cevher ve 46.9 milyon ton ‘ekonomik olmayan’ kaya olmak üzere toplam 72.5 milyon ton kazı yapılmasını öngörüyor. ÇED raporunda kazılar sonrası 495 bin ons altın ve 3 milyon ons gümüş üretimi gerçekleştirileceği belirtiliyor.

Proje aşamaları, yığın liçi ve siyanür kullanımı

Projede şu akış şeması planlanıyor: Maden ocağı delme patlatma yöntemi ile kazılar yapılarak basamaklar şeklinde oluşturuluyor. Kazı sonrası çıkarılan cevher (altın ve gümüş içerikli kaya malzemesi) kamyonlarla kırma/boyut küçültme işlemi sonrası yığın liçi denilen yönteme tabi tutuluyor.

Yığın liçi yönteminde belirli bir boyutun altına indirilmiş altın ve gümüş içerikli cevher altı ‘geçirimsiz’ bir membran (yer örtüsü malzemesi) ile kapatılmış açık bir alanda yığılıyor. İçerisinde siyanür bulunan çözelti pompaları yardımıyla yığının üstüne sulama veya yağmurlama şeklinde veriliyor. Siyanür çözeltisi yığın içerisinden ilerlerken altın ve gümüş çözeltiye geçerek ‘ekonomik olmayan’ maddelerden yani yığın içinden ayrıştırılıyor.

Altın ve gümüş içerikli çözelti, çözelti havuzlarında toplanıyor. Siyanür kullanarak altın ve gümüşün çözelti haline getirilmesinin ardından elde edilen çözelti çeşitli işlemler sonrası fırınlarda dore (saf olmayan) külçe haline getiriliyor. Burada üretilen dore külçeler bir altın rafinerisine gönderilip külçe altın haline getiriliyor.

Bu işlemlere zenginleştirilme işlemleri deniyor. Şekil-2’de gösterilen zenginleştirme işlemleri sonrası altın ve gümüşten ayrıştırılan siyanürlü, asidik ve ekonomik olmayan malzeme de atık barajına/sahasına gönderiliyor.

Yılda 3150 ton siyanür kullanılacak!

ÇED raporuna göre bu projede açık alanda yığın liçi ile birlikte siyanür kullanılacağı açık bir şekilde ifade ediliyor ve madende günde 9 ton, yılda 3150 ton sodyum siyanür (NACN) kullanılacağı belirtiliyor. Zenginleştirme işleminde siyanür haricinde yılda 455 bin litre de hidroklorik asit (HCL) kullanılacağı belirtiliyor.

Peki olası tehlikeler neler?

Kirazlı maden projesi benzeri altın madenciliği faaliyetleri için en büyük tehlike kaynağı; ilk aşamada açık alanda yapılan siyanürlü yığın liçi cevher zenginleştirmesi için kullanılan kimyasallar, ikinci aşamada da maden üretimi/zenginleştirilmesi sonrası siyanür ve yoğun miktarda asidik kimyasal içerikli, yüz yıllar boyunca açık alanda duracak olan maden atıklarıdır.

Siyanürlü maden/cevher zenginleştirme işlemleri nedeniyle meydana gelme olasılığı bulunan ve geçmişte de yaşanmış, siyanür ve tehlikeli kimyasalların taşınması esnasında yaşanan kazalar, asidik madde içerikli atık barajı yıkılması ya da sızıntısı, membran/zemin kaplamasının delinmesi sonrası siyanür içerikli çözeltinin yeraltı suyuna karışması ve taşma gibi ekolojik yıkıma neden olabilecek tehlikeler mevcut.

Fatsa Altın Maden ve Yığın Liçi Örneği

Altın madeni atık barajı sızdırmaları ve kaza örnekleri*

Şili’de 1965 yılında, deprem sonucu 14 atık barajının 10’u hasar görmüş ve sızıntı sonucu 200’den fazla kişi zehirlenerek yaşamını yitirdi.
Güney Afrika’da 1994 yılında siyanürlü altın havuzunun taşması sonucu 150 kişi yaşamını yitirdi. Afrika’nın Victoria Gölü’nde 1994 yılında yapılan incelemede altın madenlerinden sızan siyanür nedeni ile doğal yaşamın sona erdiği tespit edildi.

ABD’de Montana Zortman Landusky Madenleri, Summitvılle, New Mexico, Virginia Altın Madenleri: Zortman Landusky madeninden doğal ortama akan siyanür ve ağır metal sızıntıları, asit kaçakları hayvan ölümlerine, tüm içme suyu kaynaklarının kirlenmesine, maden çevresinde yoğun toprak zehirlenmesine neden oldu. Summitville altın madeninde şirket, atık barajından “sıfır deşarj” olacağını, doğaya hiçbir zehirli atık bırakılmayacağını garanti etse de, madenin işletilmesinden bir ay sonra, atık barajından atığın sızdığı tespit edildi. Bölgedeki Alamosa Nehri 27 km buyunca siyanür bileşikleri, asit ve ağır metaller içeren maden atıklarıyla zehirlendi. New Mexico’da 1992 yılında yapılan incelemede 800 den fazla sızıntının olduğu belirlendi. ABD’de 1993 yılında tonlarca atığın İdoha’daki Silver Madeninden sızarak çevre sularına karıştığı tespit edildi. Batı Virginia’da 1972 yılında, şiddetli yağmurlar sonucu atık barajı barajı çöktü, 155 kişi yaşamını yitirdi.

Romanya, Baia Mare Altın Madeni: 2000 yılı şubat ayı başında Romanya’nın Baia Mare Bölgesi’nde Aurul Altın Madeni’nden sızan siyanürün 100 bin metreküplük siyanür atıkları, Tizsa Nehri’nden, Tuna Nehri’ne oradan da Karadeniz’e kadar ulaştı. Milyarlarca balık ve su canlısı yaşamını yitirdi. Etkisi uzun süre devam edecek olan bu geri dönüşü olmayan felaket “Çernobil’den sonra en büyük çevre felaketi” olarak kabul ediliyor.

Tarihsel örnekleri hatırlatma yaparak bitirmekte yarar var. Çanakkale Kirazlı Altın ve Gümüş Madeni Projesi’nin bulunduğu alan 1. Derece Deprem Bölgesi’nde ve Kuzey Anadolu Fay Hattı Zonu içinde yer alıyor olması tehlike potansiyelini katlıyor.

Baia Mare-Aurul Altın Madeninde Atık Barajı Sızıntısından Sonra Tuna Nehri

politeknik.org.tr

* Erşat Akyazılı, Altın Madenciliğinin Diğer Madencilik Faaliyetleri ile Karşılaştırılması, Altın Politikaları Sempozyumu, Maden Mühendisleri Odası, 20-21 Şubat 2019 Ankara. http://www.maden.org.tr/yayinlar/kitap_goster.php?kodu=163


Spread the love