Ülkemizde, vahşi yapılaşma harekatının ve denetimsizliğin getirdiği göçük haberlerini son zamanlarda sık sık duymaya başladık. 16 Ağustos’ta Üsküdar Belediyesi’ne ait Kongre Merkezi-Şehir Otoparkı-Belediye Binası inşaatında meydana gelen istinat duvarı göçüğünün ardından bugün (18 Ağustos) Maltepe’de otomobil firmasına ait bir inşaatın istinat duvarının çökmesi üzerine yandan geçen yol da çöktü. Göçük esnasında oradan geçmekte olan yolcu otobüsü son anda durdurulurken olası bir facia ucuz atlatıldı. İstinat duvarlarındaki bu göçüklerin aslında birer kaza olmadığını hepimiz gayet iyi biliyoruz.
Kentlerin her bir noktasına fütursuzca yapılan çok katlı binaların derin temel kazılarında ve bitişik nizam yapılaşmalarda sık sık başvurulan geçici zemin taşıma metotları olan diyafram perde ve fore kazık uygulamalarında gerekli denetimlerinin yapılmaması sebebiyle göçükler meydana geliyor.
Meydana gelen göçüklerin sebeplerini 3 ana başlık altında toplayabiliriz.
- Zemin etütlerinin yetersizliği
- Projelendirme hatası
- Uygulama ve Proje Denetimi
İnşaat sürecinin güvenliği siyasi şov ve kaygılara emanet
Zemin çalışmaları, inşaat işlerindeki iş kalemlerinin ve programının yüzdelik diliminde çok küçük bir paya sahip olsa da, inşaat işlerinin en riskli kısmını oluşturduğunu söylemek yanlış olmaz. Günümüz “Modern Belediyeciliği” nde az maliyetle çok iş yapılması anlayışı belediyelerin mühendislerine ve çalışanlarına yukardan siyasi erkce dikte edilen yegane unsurdur. Özellikle belediyelerce yapılan birçok işin mühendislik, çevre bilinci ve kent planlaması dikkate alınmaksızın sadece barkod numarasına, dosya büyüklüğüne, iş programına veya bir siyasi liderin(AKP iktidarının sık başvurduğu bir metod) şovu uğruna yetiştirilmesi gereken bir tarihe, bu ve benzeri her türlü yasal ve yazılı belgeye indirgendiği bir macerayı yaşıyoruz.
“Az maliyetle çok işi kısa zamanda yap” anlayışı yaklaşık maliyetlere, mühendislik bilgisini yok sayarak çıkarttırılan projelendirme maliyetlerine (zemin etüdü, sondajlama vs.), zemin iyileştirme maliyetlerine yansıyor. Projeden uygulamaya, denetimin kamu yararı yürüten birimlerce yapılmaması(İmar yasasında yapılan değişikliklerle, projeler,TMMOB’ye bağlı odalarının mesleki denetim zorunluluğundan ‘muaf’ tutuldu) facia boyutuna varan sonuçlar yaratıyor. İnşaat süreçleri güvensiz ilerliyor, göçükler-yıkıklar oluşuyor, sahada çalışan mühendislerin işçilerin hayatlarını tehdit ediyor.
Her ne kadar 3 madde halinde toplasak da biz halkın mühendisleri biliyoruz ki Cm2 ye indirgenen yapılaşma gerçekliği, rant odaklı projeler ve betonlaşma neticesinde devreye sokulan ‘teknik’ çözümler, “şev eğimlerinin (yapılaşmada toprağın eğimlendirilmesiyle kazanılan çalışma payı) ekarte edilmesi gibi” sonuçları doğurduğu için problemlerin esas sebebinin oluşturmaktadır.
Mehmet Baran Akat
İnşaat Mühendisi