Taksim Dayanışması: “Çabalarınız hukuksal ve tarihsel olarak anlamsızdır”

Taksim Dayanışması, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın geçtiğimiz günlerde 26 kişi hakkında hazırladığı iddianame ile ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada; iddianamenin hukuksal ve tarihsel olarak hiçbir önemi olmadığı belirtildi.

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, 8 Temmuz 2013 günü gözaltına alınan Taksim Dayanışması üyelerine yönelik iddinamesini hazırladı. İddianamede Mücella Yapıcı, Ali Çerkezoğlu, Beyza Metin, Ender İmrek ve Haluk Ağabeyoğlu için “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak”, “Toplantı ve gösteri yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” ve “Görevi yaptırmamak için direnmek” suçlarından 29’ar yıla kadar hapis cezası isteniyor. Toplam 26 kişiyi kapsayan iddianamede yer alan diğer 21 kişi için “Görevi yaptırmamak için direnme” ve “Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet” suçlarından 10’ar yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Konu ile ilgili olarak Taksim Dayanışması bir açıklama yaparak, Taksim Dayanışması’ndan bir suç örgütü yaratılmaya çalışıldığını ancak bu çabaların tarihsel ve hukuksal olarak anlamsız olduğunu ifade etti.

Taksim Dayanışması’nın 7 Şubat 2014 günü yaptığı açıklamanın tam metni şu şekilde;

Basında yer alan haberlerde, binlerce gencimize yapılmaya çalışıldığı gibi Taksim Dayanışması temsilci ve bileşenlerine de keyfi, hukuksuz bir biçimde suç isnat edildiği, AKP İstanbul İl başkanlığının talebinin neredeyse emir telakki edildiği anlaşılmaktadır. Savcılık tarafından mahkemeye sunulduğu anlaşılan iddianamenin dayanağını oluşturan polis fezlekesindeki mantığın hukuksal olmaktan çok algıya dayandığı ve Taksim Dayanışmasından ve Gezi sürecinden “suç ve suç örgütü” çıkarma telaşı içinde olunduğu görülmektedir.

Öncelikle; 19-20’li yaşlarında gençlerimizin Başbakan teşviki ile “destan yazdığı” söylenen polis şiddeti ile öldürüldüğü, gözü yaşlı annelerin bu acılara dayanamayıp oğullarının peşinden gittiği, dünyanın en büyük adalet saraylarında, öldürülen, yaralanan, tutuklanan çocuklarımız için bulunamayan adaletin temel alındığı bir ortam ve sistemde, “iddianamelerde talep edilen hapis cezası” ya da diğer yaptırımların bizim gözümüzde hiçbir önem taşımadığı bilinmelidir.

Bu nedenle, Taksim Dayanışması’ndan suç örgütü çıkarmaya çalışarak kendi hukuksuzluklarının üzerini örtmeye çalışanlara açıklıkla ve bir kez daha sesleniyoruz:

Bu çabanız, hukuksal olarak dayanaksız olduğu gibi tarihsel olarak da anlamsızdır. Zira dünyanın yargıladığı yolsuzluk, hırsızlık, talan ve polis şiddetinin sorumlularını yargılamamak için her türlü hile ve hukuksuzluğa başvurarak tarihe ve insanlığa karşı suç işlemeye devam edilirken;
Kent yağması ve talanına, insanları bunaltan baskıcı-otoriter yönetim anlayışına karşı somut ve haklı talepleri; parkımı yıkma, özel hayatıma karışma, kentimi yağmalama, çok bağırma, sesimi duy, saygı göster ve taleplerimizi karşıla haykırışı, YARGILANAMAZ!

Ülkemiz demokrasi tarihinde ortadan kaldırılamayacak bir iz bırakan; gençlerin yaratıcı zekâsı, annelerin kucaklayan şefkati, işçilerin emekten gelen gücü, kadınların gür sesi, LGBTİ bireylerin biz de varız çığlığı, yaşlıların yeniden canlanan hayat enerjisi, YARGILANAMAZ!

Gençlerin, kadınların coşkulu katılımını, barışçıl, kararlı ve direngen yüzü,Bu ülkenin onurlu ve cesur gençlerini öldüren ve yaralayanların ve o faillere emir verenlerin yargılanması ve kimyasal bir silah olan “biber gazı”nın yasaklanması talebindeki ısrar YARGILANAMAZ!

Taksim başta olmak üzere ülkemizdeki tüm meydanlarında ve kamusal alanlarında toplantı ve eylem yasaklarının son bulması talebi YARGILANAMAZ!

Hiçbir yargılamanın ya da mahkeme kararının bu tarihsel gerçekliği değiştirme şansı bulunmuyor. Gezi ve Haziran direnişi bu ülkenin aydınlık geleceği için umuttur; demokrasi ve özgürlük talebindeki kararlılığın tarihsel kanıtıdır.

Halen cezaevlerinde tutulan ve dayanaksız iddianamelerle yargılanmaya çalışılan binlerce gencimizin haklılığı, meşruluğu ve kaybettiğimiz gençlerimizin acısı ve mücadelelerinin gururu kadar da berraktır.

Bizler Taksim Dayanışması olarak; 2012 Şubatında ilk toplantımızı yaptığımız andaki taleplerimizin de, Gezi parkındaki ağaçların kesildiği, çadırlarımızın yakıldığı günlerdeki tepkimizin de, gencecik çocuklarımıza kıyan polis şiddetinden hesap soran tutumumuzun da, parklarda, meydanlarda, sokaklarda özgürlük, demokrasi ve insanca yaşam talep eden milyonların taleplerinin de kararlılıkla arkasındayız.

TAKSİM DAYANIŞMASI