Rantsal Dönüşüm Yasasına Karşı TMMOB ve ŞPO’dan Açıklama
Spread the love

Şu anda meclis gündeminde olan “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı” ile ilgili olarak TMMOB ve Şehir Plancıları Odası birer açıklama yaptılar.
Şehir Plancıları Odası, 17 Şubat 2012 tarihli yaptığı açıklamada yasa tasarısının amacına hizmet etmekten uzak olduğu vurguladı. 
Yasa tasarısının 2/B yasası ile çeliştiğini belirten açıklamada “Kentlerimizde var olan riskli yapıların dönüştürülmesini amaçlayan yasa tasarısının, tamamı kaçak, plansız, mühendislik hizmeti almamış, yapı denetimi görmemiş yapılardan oluşan 2-B arazilerinde yapılmış yapıların “filli durumuna uygun olarak” korunmasını amaçlayan yasa tasarısı ile eş zamanlı TBMM`de görüşülecek olması da yasa tasarısının samimiyetini sorgulamamıza neden olmaktadır.” denildi.Bu yasa ile 2/B arazisinde evi olan vatandaşa önce evin arazisi satılacak daha sonrada vatandaş evini yasa gereğince yıkıp yeniden yapmakla yükümlü olacak. “Tasarının bu haliyle yasalaşması, kent yoksullarının borçlandırılarak daha da yoksullaştırılması ve Anayasal güvencelerinden yoksun bırakılması anlamına gelecektir.”
Açıklamada ayrıca;
“Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı, ülkemizin gerçek ihtiyacı olan, kentlerin afetlere karşı duyarlı, sakınım içerikli planlanmasını, denetimsiz ve mühendislik hizmeti almamış yapılaşmanın engellenmesini sağlayacak düzenleme olmaktan oldukça uzaktır.
Afet riskinin azaltılması gerekçesiyle hazırlanan tasarıda var olan, yaşamın gerçek sigortası olan ormanlar, meralar, sulak alanlar, kıyılar, tarım alanları gibi doğal varlıkların talanına olanak sağlayacak, yeni afetlerin oluşmasına neden olacak yaklaşımdan vazgeçilmelidir.” deniliyor.
TMMOB ise 29 şubat 2012 tarihinde “Hukuk ihlalinin her türlü afete zemin hazırladığını unutmadan! TBMM, hükümetin dayattığı hukuküstü yetkileri kabul edecek mi?” başlıklı bir açıklama yaptı.
Açıklamada öne çıkan başlıklar; bu eylemleri engellemeyen kamu görevlileri hakkında da ceza ve disiplin hükümlerinin uygulanacağı biçiminde yapılan düzenlemeyle de kimsenin mülkiyetine ilişkin bir hakkı kullanamayacağı hem halka hem de kamu görevlilerine peşin bir gözdağı maddesi ile hatırlatılmaktadır.
– Büyük yetki ve bütçeyle donatılan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve TOKİ hem ülke toprağı hem de emlak piyasasını yönlendiren tek aktör olarak karşımıza çıkmaktadır.
– Yasa taslağına göre “Riskli yapıların tahliyesi, yıkma işi ve yıktırma işi, işlem ve değerleme işlemlerini “engelleyici” fiilde bulunanlar hakkında Türk Ceza Yasası gereğince suç duyurusunda bulunulacak”
– Bilirkişi seçiminde hakimin takdir hakkını elinden alan, yargılamanın bir unsuru olmadığı halde valilikleri yargılama sürecine katan bir süreçten adil bir karar beklenemez. Bakanlığı bir banka, yurttaşı müşteri gören bir anlayışıyla hazırlanan bu tasarıda kamu yararı görmek olanaksızdır.
– Kanunun uygulanmasında 14 kanunun engelleyici hükümlerinin uygulanmayacağı, bu 14 kanunun yanında gözden kaçmış diğer kanunlarda engelleyici hükümler var ise bunların da uygulanmayacağı hükme bağlanmaktadır. Uygulanmayacak yasaların yanında, tasarı ile 11 yasanın maddesi değişmekte ya da yeni hükümler eklenmekte ve iki yasa yürürlükten kalkmaktadır.
– Bu tasarının yasalaşması demek, yasama organınının -kendi varlık gerekçesine aykırı olarak- sosyal hukuk devleti ilkesinden kamu adına vazgeçmesi anlamına gelmektedir.
– Kamuoyuna “afetleri önleme yasası” olarak sunulan bu tasarının doğuracağı afetler daha ağır sonuçlara yol açacaktır. Siyasi İktidara sınırsız yetkiler tanıyan, yargı denetimini dahi yok eden tasarı geri dönülmez zararlar doğuracaktır.
 
politeknik.org.tr 

Spread the love