Mesleki itibarını kontenjanlarda aramak! – Gökhan Marım

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Ankara Şubesi Yönetim Kurulu 11 Haziran 2020 tarihinde bir açıklama yaparak ”İnşaat Mühendisliği bölümlerinde eğitim alınabilmesi için asgari başarı sırasının 50.000 olarak değiştirilmesi ve yeterli akademisyen kadrosu ve imkânları olmayan bölümlerin kapatılması ve kontenjanların azaltılması gerektiğini Yüksek Öğretim Kurulu’na hatırlatıyor…” dedi ve konuyla ilgili kampanya başlattı.

Yoksullaşan, itibarsızlaştırılan, emeği değersizleşen inşaat mühendislerinin sorunlarının kontenjan sınırlamasına indirilerek aşılacağını düşünüp, bunu bir çözüm önerisi olarak sunmak nereye düşer, biraz daha yakından inceleyelim.

Öncelikle kontenjan sınırlaması talebiyle oluşturulan kampanyada belirtilen 50 bin kontenjan sınırı hangi üniversitelerde bölüm bırakır, ona bakalım. Olur ya iktidarın kafasına taş düşer de bu öneriyi kabul ederse 2019 yılı verilerine göre Boğaziçi Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) (İngilizce) İnşaat Mühendisliği bölümleri haricindeki inşaat mühendisliği bölümlerinin kapatılması gerekecek. İTÜ İnşaat Mühendisliği (Türkçe) bölümü 2019 yılını 57 bin 140 taban sıralaması ile kapattı. Benzer şekilde köklü üniversitelerden Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İnşaat Mühendisliği (Türkçe) Bölümü 194 bin 699 sıralama ile Dokuz Eylül Üniversitesi 118 bin 814 sıralama ile kapattı.

Bazı üniversitelerin inşaat mühendisliği bölümleri 2019 yılı için taban puan sıralaması

ODTÜ İnşaat Mühendisli Bölümü’nde taban puan sıralaması 2014’ten 2019 yılına kadar sırasıyla 13 bin 700, 14 bin 100, 15 bin 200, 17 bin 442, 21 bin 600, 40 bin 603 şeklinde tamamlandı.

Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü 2016’dan 2019 yılına kadar 21 bin 700, 25 bin 459, 31 bin 500, 67 bin 800 sıralaması ile tamamlandı. Bu durum hemen hemen tüm üniversiteler için geçerlidir.

2019 yılında üniversite yerleştirme sonuçlarının ardından örgün öğretimdeki 71 bin 233 ve açık öğretimdeki 25 bin 749 kontenjan boş kaldı. Gözde bölümler arasında yer alan mühendislik fakültelerinde 16 bin 690 kontenjan boş kaldı. Lisanstaki boş kontenjanların yüzde 44’ünü mühendislik bölümleri oluşturdu. Gençler uzun yıllardır, sadece inşaat mühendisliğinde değil mühendislikte gelecek göremiyorlar, dümeni başka mesleklere kırdılar.

Bu koşullarda İMO bu kampanya ile diğer mühendislik bölümlerine ya da mesleklere göre ayrıcalık talep etmiş olmuyor mu? İnşaat mühendisliği bölümü kontenjanlarının 50 bin ile sınırlanması talebiyle sorunun çözüleceğine inanmak ‘’Benim işsiz ordum olmasın diğer mesleklerin işsiz ordusuna eklensinler’’ demektir. İhtiyaca bakmaksızın oluşturulan kontenjanlara topyekûn müdahale etmeden sadece inşaat mühendislerinin kurtulduğu bir üniversite eğitiminin olmayacağını görmek çok zor olmasa gerek.

Yıllardır teşvik edilen, kamu kaynaklarının aktarıldığı ve şişirilmiş kontenjanlarla donatılan özel üniversitelerin kapatılması, mevcut üniversitelerin niteliğinin arttırılması ilk taleplerden biri olmalıdır. Özel üniversitelere kelam etmeden tek bir bölüm için kontenjan sınırı talep etmek kabul edilemez.

Çöken inşaat işkolunun altında bırakılan inşaat mühendisleri

İnşaat, AKP iktidarının ekonomisinin can damarıdır. Büyük inşaat firmalarının patronları dünyada sayılı inşaat firmaları arasına girdi, karları katlandı. İnşaat işkolunda çalışanların ise mesaisi eksik olmadı, gecesi gündüze karıştı, iş cinayetleri katlandı.

Gelinen noktada genç mühendisler gelecek göremiyor, mezun olunca iş bulmak zor. Gelecek göremiyorlar çünkü iş bulduklarında da çalışma saati sınırları belirsiz, fazla mesailer ödenmiyor, sistematik mobbing altında çalışıyorlar. Liyakatin olmadığı, projelerin iktidarın iki dudağı arasından çıkacak sözle belirlendiği bu inşaat düzeninde, bilimi, mühendisliği icra etmek isteyen meslektaşlarımız mesleklerini de yapamaz hale geldi. “Teknik olarak uygun değil” diyen mühendisler işitilmez; yöneticiler, siyasiler böyle istiyor denilerek konu kapatılmak istenir.

Kendi yaşamını, birlikte çalıştığı arkadaşlarını korumak isteyen, işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerine, haklarına sahip çıkan mühendislere, “sen yöneticisin senin tarafın patronun tarafı” derler.

Kamuda çalışsa soyut/somut emeğinin karşılığını arar ama orada da yukardan yapılan atamalar, gelecek kaygısı ve baskı vardır. KHK ile bir günde işine son verilebilir veya bulunduğu yerin çok uzağına gönderilebilir.

Yapı denetimde çalışsa imzacı mühendis muamelesi görür, hem projesini yapar hem de denetleyenidir, denetim sonucu yanlış bir şey tespit etse düzelttiremez, mal sahibi ya da projeyi yapan kişi aynı zamanda işverenidir.

İnşaat mühendisi ve kadınsanız işiniz çok daha zordur. Kadından inşaat mühendisi olmaz da derler aynı işi de yapsanız daha düşük ücrete razı olmanızı beklerler.

Angarya, fazla çalışma bitsin, istihdam artsın

“Beni virüs değil bu düzen öldürür” diyen tır şoförünün feryadı daha gerçek bir düzleme basıyor. İnşaat mühendislerinin geleceğini kontenjan sınırlaması kurtaramaz. İnşaat Mühendisleri Odası’nın (İMO) üye sayısı 110 binin üzerine çıktı. İMO’ya üye olmayan meslektaşlar da dahil edildiğinde 150 bin civarında inşaat mühendisinden bahsetmek mümkün. Mühendislerin yüzde 25’ini işsiz kabul etsek, 112 bin 500 fiili çalışan inşaat mühendisi var diyebiliriz. İnşaat mühendislerinin günde bir saat az çalışması ayda yaklaşık 2 milyon 475 bin insan/saat yeni istihdamın ortaya çıkmasını sağlar. Bu da yaklaşık 12 bin 500 inşaat mühendisinin istihdamını sağlar. Sistem/sermaye tabi ki bunu tercih etmez, yedek işçi ordusu olsun ister ki çalışanların ücretlerini aşağıya çekebilsin. Hem sermaye açısından bir mühendise fazla mesai yaptırıp çok çalışmasını sağlamak yeni birini istihdam etmekten daha ekonomiktir.

Meslektaşları için mücadele eden bir meslek odası bu sorunların gerçek nedenlerine dönük talepler oluşturmalıdır!

Sonuç olarak İMO yöneticilerinin birçoğunun mezun oldukları üniversitelerdeki inşaat mühendisliği bölümlerinin dahi 50 bin kontenjan sınırında kalamadığı bir durumda, TMMOB örgüt bütünlüğü ile de çelişen bu kampanyanın yapılış nedenini ve gerekçesini anlamakta zorlanıyorum.

Gökhan Marım / İnşaat Mühendisi