Manisa’nın Alaşehir ilçesinde faaliyet gösteren ‘bir süt ürünleri tesisi’ hakkında, tarihi geçmiş ve küflü kaşarları taze sütle karıştırarak yeniden imal ettiği ihbarını alan zabıta ekipleri, yaptıkları baskında çok miktarda küflü kaşar ele geçirdi. Haber* yazılı ve görsel medyada da yer aldı. Haberi okurken karşımıza dikkat çekici başlık olarak çıkıyor ‘skandal’ sözcüğü. Ama bu skandalın hangi işyerinde yaşandığı hiçbir yerde yazmıyor. Kim bizi zehirleyenler ve neden teşhir edilmiyorlar?
Şimdi denetimden yayımlanan görseller üzerinden sorularımızı biraz daha derinleştirelim.
Fotoğraflarda göründüğü kadarıyla tüm personel hijyen kıyafeti giymişken, neden zabıta görevlileri üretim tesisinde günlük kıyafetleriyle dolaşıyor? Denetim süresince denetçinin de üretim için gerekli hijyen şartlarına uyması gerekli değil midir?
Haberde denetimi yapılan işyerine ilişkin gıda mühendisi yorumu da bulunmuyor. Belediye veya bakanlık bünyesinde bu ve benzeri işyerlerinin denetlemek için ayrılan mühendis sayısı ne kadardır?
Yine fotoğraflarda göründüğü kadarıyla soğuk hava depoları içindeki ürünlerde de sorunlar tespit edilmiş. Bu depolardaki sıcaklık ve nem değişimi kayıt altına alındı mı? Soğutma yükü hesabı doğru mudur? Makinaların bakıma veya yenilemeye ihtiyacı var mıdır?
Bu işyerinde Bakanlık tarafından rutin denetleme yapılmış mı? Diğer gıda işyerlerinde rutin denetim yapılıyor mu?
Bu işyerinde çalışan gıda mühendisi var mı? Kaç mühendis çalışıyor? Varsa mühendisler günlük işletme raporlarını nasıl tutuyorlar?
Bu bölgedeki Gıda Mühendisleri Odası temsilcileri konu hakkında bilgiye sahipler mi?
Çok soru sorduk ama skandal diyerek bitmeyecek kadar ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. Sorduğumuz sorunun cevaplarını öğrenmek bu gıdalarla beslenen hepimiz için haktır. Haberleri sadece almak değil, neden sonuç ilişkisini kurmak, sorumlularından hesap sorabilmek sağlıklı gıda hakkımız için önemli. Gıdamızla oynayanlara karşı kamusal denetimin zorunluluğunu unutmamak gerekiyor.
Bu noktada bir görev de meslektaşlarımıza. Yaptığımız işin sonuçlarından da sorumluyuz. Halk sağlığını hiçe sayan çalışma ortamlarına engel olma, mesleki sorumluluklarımızı vazgeçilmez ilkeler haline getirme zorunluluğumuz var. Aynı zamanda mücadeleyi yaygınlaştırabilmek için mesleki dayanışmamızı büyütmeye ihtiyacımız var. Halk sağlığını korumayı temel alan bir mühendislik yeminini yeniden üretmeye ve meslek alanını sermayenin kar hırsına kurban etmeyecek yeni bir çizgi yaratmaya ihtiyacımız var.
Güvenli gıda, güvenli gelecek için halkın mühendisleri olmanın zamanıdır.
Hayati Can / Makina Mühendisi
* http://www.cumhuriyet.com.tr/foto/foto_haber/940756/1/Dev_sut_urunleri_tesisinde_kuflu_kasar_skandali.html