İstanbul Kent Savunması, Kabataş İskelesi’ni yıkarak yapılmaya başlanan beton Martı Projesi’nin mimarı Hakan Kıran’a yeni yıl hediyesi olarak beton hediye etti. Projenin getireceği yıkımı kamuoyuna duyuran, kent suçu projeyi teşhir eden ve mesleki sorumlulukları hatırlatan yaşam savunucusu mühendislere, mimarlara dava açan Hakan Kıran’a basın açıklamasıyla cevap verildi: “Betona beton, beton kafaya beton kafa deriz”
İstanbul Kent Savunması, kentin en önemli iskelelerinden ve kıyı bandında halkın denizle buluşabildiği nadir bölgelerden Kabataş’a mega proje olarak yapılmaya başlanan Martı Projesi’ne karşı mücadele ediyor. İstanbul Kent Savunması, denizi dolduran, Kabataş’a devasa beton kütle getiren, tarihi kıyı çizgisini yerle bir eden, ticari amaçlı yeraltı galeriler barındıran ve meslek odalarının, bilim insanlarının itirazlarına, davalarına rağmen devam ettirilen Martı Projesi’nin mimarı Hakan Kıran’a yılbaşı hediyesi olarak beton blok verdi. Bugün (6 Ocak) Mimarlar Odası İstanbul Büyükkkent Şubesi’nde yapılan basın açıklamasına, Martı Projesi’nin getirdiği yıkımı kamuoyuna duyurdukları ve projenin sahibi mimar Hakan Kıran’a mesleki sorumlulukları hatırlattıkları için Hakan Kıran tarafından haklarında dava açılan TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi YK Başkanı Sami Yılmaztürk, mimar Mücella Yapıcı, Politeknik YK Sekreteri Ersin Kiriş ve Cihan Baysal da katıldı. Yaşam savunucuları, kent suçu projeye karşı mücadeleye devam dedi.
Kabataş’taki kıyım durdurulmalı
İstanbul Kent Savunması (İKS) adına okunan basın bildirisinde, Kabataş’ı beton çölüne döndürecek projenin OHAL koşullarında hiçbir hukuki sürece uymaksızın dayatıldığı vurgulandı. Halkın taleplerine, bilim insanlarının görüşlerine önem vermeyen AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yönetim anlayışının tepeden inme ve ‘ben yaptım oldu’ şeklinde olduğu ifade edildi. İKS basın metninde “Kent-kırım projelerini reddedecek etikten yoksun mimarların elinde belleği silinen, ruhunu kaybeden, özgün mekanları, tarihi ve kültürü tahrip edilerek sıradanlaştırılan ve bir Dubai- Manhattan karikatürüne dönüştürülmeye çalışılan; sahili, ormanı, bostanı, denizi tahrip edilen ve son kertede İstanbul’dan gayri her şeye benzetilecek olan bu kadim kentin sakinleri olarak, baskılara boyun eğmeyeceğimizi, İstanbul kentinin katillerini teşhir etmekten çekinmeyeceğimizi bir kez daha seslendiriyoruz” denildi.
Yanlışı dile getirmeye devam edeceğiz
Açıklamada söz alan mimar Mücella Yapıcı, Kabataş’ın kaldıramayacağı bir projenin hayata geçirilmeye çalışıldığını, kente zarar verecek bu projeye karşı eleştiri yapmanın hakları olduğunu belirtti. Yapıcı, projenin Koruma Kurulu, ÇED vb. resmi süreçlerinin atlandığını, Kabataş’ta her türlü hukuksuzluğa izin verildiğini belirtti. Yapıcı, mimar olarak kentte yürütülen ve yanlış yapılan projelere söz söyleme, karşı çıkma, eleştiri yapma haklarını suç ilan ederek haklarında dava açan meslektaşları Hakan Kıran’a seslendi: “Film eleştirmek o filmi yapana hakaret etmek anlamına gelmiyorsa, bir mimari yapı da eleştirilebilir, bu da onun sahibine hakaret değildir. Yaptığınız iş Kabataş’da olduğu gibi farklı değerlere hakaret eder gibi yapılıyorsa, siz onu yapan olarak alıngan olabilirsiniz. Bu da sizin cezanızdır” dedi.
Mesleki sorumlulukları yok sayan Kıran’ın peşindeyiz
Açıklamada Politeknik YK Sekreteri Ersin Kiriş de söz aldı. Hakan Kıran’ın dava açtığı isimlerden biri olan Ersin Kiriş, mühendislerin, mimarların, plancıların mesleki sorumlulukları olduğunu, kenti, doğayı, sahili, ormanı yok eden projeleri yapmanın, bu projelerin parçası olmanın mesleki sorumluluğu yok saymak anlamına geldiğini belirtti. Kiriş, “İstanbul’a, Kabataş’a zarar verecek Martı Projesi ile ilgili teknik gerçekleri bulunduğumuz her ortamda anlatmaya çalıştık. Proje gündeme geldiğinden bu yana mücadele etmeye devam ediyoruz. İstanbul’a, Kabataş’a kıyan projenin sahibi mimar Hakan Kıran hakkımızda dava açmış. Mesleki sorumluluklarını yok sayan, üstelik teknik ve bilimsel gerçekleri söyleyen mühendislere, mimarlara dava açan Kıran’ın davası kabulümüzdür. Kent suçlarını ve bu suçu işleyenleri teşhir etmeye sürdüreceğiz. Meslek onurumuza sahip çıkmaya devam edeceğiz. Kenti savunmaya devam edeceğiz. Pankartta yazdığı gibi betona beton deriz, beton kafaya beton kafa” dedi.
politeknik.org.tr