Günümüzdeki anlamıyla üretim, belki de Magna Cartha’dan beri, bir tarihe – dolayısıyla diyalektiğe – tabiidir ve geçirdiği dönüşümler, toplumsal evrimle doğrudan ilişkilidir; aslında onun asli itici gücüdür[1]. Başka bir ifadeyle, hiçbir toplumsal doktrin, ondan bağımsız düşünülemez. Bu bakımdan, ne şekilde idare edildiğimiz, hangi koşullarda ürettiğimizle ve yaşadığımızla doğrudan ilişkilidir. Burada