Haziran İsyanı’nda Eskişehir’de polisler tarafından öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın davası Kayseri Adliyesi’nde başladı. Ali İsmail’in katledilmesinin üzerinden 8 ay sonra 3 Şubat’ta saat 10.00’da başlayan dava yaklaşık 12 saat sürdü. Tutuklu yargılanan katillerin “tutukluluk halinin devam etmesine” karar veren mahkeme bir sonraki duruşmayı 12 Mayıs 2014 tarihine verdi.
Haziran İsyanı sırasında 2 Haziran günü Eskişehir’de dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ı katleden polislerin yargılandığı dava “güvenlik” gerekçesiyle Kayseri’ye kaçırılmıştı. Dava, Ali İsmail’in katledilmesinin üzerinden 8 ay sonra bugün (3 Şubat) görülüyor.
Ali İsmail Korkmaz Davası için dün gece yarısı yurt genelinden kalkan otobüsler Kayseri’ye hareket etti. Sabah 08.00 sularında Kayseri’ye gelen yaklaşık 3 bin kişi “Ali İsmail Korkmaz ölümsüzdür” sloganları atarak Kayseri Adliyesi önüne yürüdü.
Davaya katılan 300 avukat saat 09.00 sularında adliye önünde basın açıklaması yaparak; davanın “güvenlik” gerekçesiyle Kayseri’ye alınmasına tepki gösterdi. Avukatların basın açıklamasının ardından 09.30’da mahkeme salonuna girişler başladı. Mahkeme salonuna girerken Ali İsmail’in ailesini aramaya kalkan polislere birçok kişi tepki gösterdi.
Dava saat 10.00’da dava başladı. İlk olarak söz alan Av. Ayhan Erdoğan, davanın Kayseri’ye kaçırılmasını eleştirerek konuşmasına başladı. Bu sırada avukatlar, sanık polis Mevlüt Saldoğan’ın yakını olan İbrahim Karaman’ın üzerinde silah olduğunu fark etti, bunun üzerine polisler İbrahim Karaman’ı salondan uzaklaştırdı. Mahkemeye ara verildikten sonra saat 11.00 sularından avukatlar Karaman hakkında suç duyurusunda bulundu.
Saat 12.00 sularında iddianamenin okunmasıyla duruşma tekrar başladı. İddianame okunurken, sanık polis Mevlüt Saldoğan’ın Ali İsmail’e son tekmeyi atışı aktarıldığı sırada Ali İsmail’in annesi Emel Korkmaz, “Fotoğrafa bile bakamıyorsunuz” diye tepki gösterdi.
Saat 12.30’da adliye önünde bekleyen kitlenin yanına çevik kuvvet polisi konuşlandırıldı. Kitle polisin kalkanlarına vurarak tepki göstermeye başladı. Gerginlik polisin geri çekilmesiyle sona erdi. Gerginlik sırasında polisler adliyenin karşısındaki BBP (Büyük Birlik Partisi) binasından görüntü aldı. Adliye önünden BBP binasındaki polislerin fotoğrafları çekildi.
İddianamenin okunmasının ardından duruşmaya 14.00’a kadar ara verildi. Mahkeme arasında adliye önüne çıkan anne Emel Korkmaz bir konuşma yaparak Ali İsmaillerin çoğaldığını, onu katledenlerin bunu asla durduramayacağını söyledi ve “Hepiniz benim çocuğumsunuz” diye seslendi.
Saat 14.00’da tekrar başlayan davada sanık ifadeleri alınmaya başlandı. İlk olarak sanık polis Şaban Gökpunar ifade vermeye başladı. Gökpunar konuşmasına “Ali İsmail olarak tabir edilen şahıs” sözleriyle konuşmasına başlayınca Emel Anne tepki göstererek “Ali İsmail Korkmaz” diye bağırdı. Konuşmasına devam eden Gökpunar, olay günü orada olmadığını iddia etti ve iddiasını polis ve bilirkişilerce silinen kamera görüntülerine dayandırdı.
Gökpunar’ın ardından sanık polis Hüseyin Engin ifade vermeye başladı. Engin de iddiaları reddederek, kimseyi darp etmediğini belirtti.
Hüseyin Engin’in ardından sanık polis Yalçın Akbulut’un ifadesine geçildi. Birbirinden çelişkili ifadeler veren Akbulut, birkaç dakika arayla yerde yatan kişinin önce Ali İsmail Korkmaz olduğunu belirtti, ardından “Ali İsmail Korkmaz değildi” sözlerini sarf etti. Hakimin “Ali İsmail nasıl yere düştü?” sorusuna Akbulut, “Çok hızlı kaçıyordu. Ayağı kaymış veya düşmüş olabilir” yanıtını verdi. Hakimin “Ali İsmail’i dövenleri gösterebilir misiniz?” sorusuna Akbulut, “Gösteremem, sanıklar arasındalar” yanıtı vererek katilleri korumaya devam etti.
Yalçın Akbulut’un ardından Ali İsmail Korkmaz’ı çelme takarak düşüren sanık polis Mevlüt Saldoğan’ın ifadesine geçildi. Ali İsmail’e attığı tekmeler görüntülerle kesin olan Mevlüt Saldoğan “Müdahale ettiğim şahıs kesinlikle Ali İsmail Korkmaz değildi. Şahıs yere düştüğünde ayağımla hafifçe dürttüm” dedi. Sanık avukatı Saldoğan’a susma hakkını kulanmasını önerdi ve Saldoğan sustu.
Sanık ifadelerinin alınmasının ardından saat 17.40’da ara verilen duruşma 18.30’da tekrar başladı. Duruşmada sanık sivillerin dinlenmesine geçildi. Fırıncı İsmail Koyuncu, polislerin kendisini eylemci sanarak saldırdığını, sonra diğer esnafları dövdüğünü iddia etti. Koyuncu: “Daha sonra bağırışmalar oldu. Karşıdaki Beşir Otel’den üstümüze doğru koşanlar vardı. Polisler ‘tutun’ deyince ayağımı uzattım ama çelme takmadım. Kesinlikle yerdeki çocuğa vurmadım. Temasım olmadı” ifadelerini kullandı. Koyuncu, “durdurun” diye bağıran polisi teşhis etti, Mevlüt Saldoğan’ı işaret etti.
Hakimin “Kamera kayıtları neden silindi?” sorusuna Koyuncu “Sistemi satın aldığım şirket beni dolandırdı” yanıtı verdi. İsmail Koyuncu: “Düşen şahsın düştüğü yerde bir cisim vardı. Ben onu tekmeledim” ifadelerini ekledi.
Koyuncu’nun ardından sanık Ebubekir Harlar da kendisinin Ali İsmail’i dövenler arasında olmadığını söyleyerek başladığı konuşmada “Polislerin o çocuğu döverek öldüreceğini bilseydim tutmazdım” dedi. Harlar da Ali İsmail’i polis Mevlüt Saldoğan’ın dövdüğünü söyledi. Harlar, Ramazan Koyuncu, İsmail Koyuncu ve Muhammed Vatansever’in de Mevlüt Saldoğan ile birlikte Ali İsmail’e vurduğunu dile getirdi.
Bu sırada Ali İsmail Korkmaz’ın babası Şahap Korkmaz bayıldı. Emel Anne de fenalık geçirdi.
Ebubekir Harlar’ın ardından sanık Muhammet Vatansever’in ifadesine geçildi. Vatansever: “Polis Mevlüt’ün elinde 40-45 cm’lik bir sopa vardı. Cop değil sopa” dedi. Sanık Ramazan Koyuncu ise: “Ali ismail koşarken kendini yere attı. Zarar verme niyetimiz yoktu, ani panikle oldu. Vurmadık zaten. Polis iki tane vurdu” ifadelerini kullandı.
İfadelerin ardından Ali İsmail’in babası Şahap Korkmaz söz aldı. Baba Korkmaz, “Oğluma, üniversite öğrencilerine pusu kurulmuş. Hastanede oğlumun yanına gittim, tanıyamadım. Sanki Ali’nin sırtına siyah boya vurmuşlardı. Dişleri kırılmıştı. Orada bir vahşet var, cinayet var! Bunu yapan kesinlikle insan olamaz” dedi. Baba Korkmaz’ın sözleri salonda çok kişinin ağlamasına neden oldu.
Şahap Korkmaz’ın ardından Emel Anne: “19 yaşına kadar annesinin bir tokat bile vurmadığı bir çocuğun bu hale getirilmesine hangi anne dayanır. Ben oğlumla gurur duyuyorum. Benim oğlum eğitmen olacaktı yeni nesilleri eğitecekti. Bu katiller benim oğlumu benden aldılar. Ali’m için dimdik duracağım. Bu katillerden hesap soracağım. Hanginiz bu şahısların savunmasına inanıyor şimdi?” sözleriyle salondakiler duygulandı.
Konuşmaların ardından Savcı, sanık polis Yalçın Akbulut’un da tutuklanmasını talep etti. Sanık avukatlarının savunmasından sonra saat 22.00’da karar verilmek üzere mahkemeye ara verildi.
Aranın ardından tekrar biraraya gelen mahkeme heyeti, Yalçın Akbulut için verilen “tutuklu yargılama” talebini reddetti. Diğer sanıkların “tutukluluk halinin devamına” karar veren mahkeme bir sonraki duruşmayı 12 Mayıs 2014 tarihine verdi.
politeknik.org.tr