Fazla mesailerin, geçim sağlamayı “idare etmeye” dönüştüren maaşların, çalışmayı acı verici bir hale getiren mobbingin, şiddetli bir işsizlik dalgasının içinde 2019’un 1 Mayıs’ına doğru gidiyoruz.
Şiddetin, baskının, gericiliğin, faşizmin her gün yeni ve daha çirkin yüzlerini gördüğümüz bir dönemde yeni bir 1 Mayıs’a doğru gidiyoruz.
Erdoğan’ın ve aynı gemide yolculuk ettiği patronların şiddeti ve gözü doymazlığı tam gaz devam etse de, tüm işsizliğimize, yoksullaşmamıza rağmen 1 Mayıs’a biz daha güçlü ve daha umutlu giriyoruz.
Ofiste masaya, şantiyede sahaya, sokakta metroya, otobüse, meydana, kalemimize, baretimize, klavyemize, sohbetlerimize, buluşmalarımıza yansıyan umudumuz; İstanbul’dan, Ankara’dan, Antalya’dan, Adana’dan, Diyarbakır’dan, Artvin’den baharın gelişi gibi pırıl pırıl yayılıyor.
Bize yetmez!
İstanbul başta olmak üzere yerel seçimlerde halkın tercihine sahip çıkma iradesi ve diğer kentlerin kazanılmasıyla büyüyen umudumuza sıkı sıkı sarılacağız fakat bu bahar bize yetmez!
17 yılda elindeki tüm olanakları kullanarak, iyi güzel ne varsa ona karşı düşmanlığı örgütleyen, savaşla, yolsuzlukla, krizle, işsizlikle yaşamımızı yangın yerine çevirenlerle hesabımız var. Beka diyerek Saray’ın, ittifaklarının ve patronların çıkarlarını ülkenin çıkarları gibi gösterenlerle, işimizi, maaşımızı, kıdem tazminatımızı ‘fon’ olarak görenlerle hesabımız var.
Yaşamımıza, emeğimize, özgürlüğümüze düşman olanların bitmek bilmeyen tezgâhlarına, saldırılarına, hukuksuzluklarına karşı daha fazla dayanışmaya, daha fazla mücadeleye ihtiyacımız var.
Mühendisler, mimarlar, şehir plancıları, bütün çalışanlarla beraber eşit ve özgür bir ülkede yaşamanın hayaliyle yanıp tutuşuyorlar. Memleketimizi, emeğimizi, yaşamımızı, kentimizi, doğamızı özgürleştirecek olan biziz.
Ofislerde, şantiyelerde, plazalarda kulaktan kulağa yayılan neşemizle, bizi işsiz, güvencesiz ve geleceksiz bırakanlara duyduğumuz öfkeyle eşitlik ve özgürlük için, güçlenmek için 1 Mayıs’ta buluşalım.
Eşit ve özgür bir ülkeyi, yaşamak istediğimiz geleceği kendi ellerimizle kuracağız!
Şimdi eşitliği ve özgürlüğü tasarlama zamanı…
Politeknik