Bartın maden katliamında teknik olasılıklar – Politeknik

Soma, Ermenek, Karadon, Bartın… Yine bir maden katliamı, yine ölümler, yeni acılar… Bartın Amasra’da Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) ait maden ocağından meydana gelen grizu patlaması nedeniyle 42 işçi yaşamını yitirdi.

Katliamın hemen ardından Tayyip Erdoğan ve bürokratlarından gerçeği yansıtmayan o bilindik açıklama geldi: “Biz kader planına inanmış insanlarız. Bunlar her zaman olacaktır, bunu da bilmemiz lazım”. İşçiler için bir ölüm daha onlar için kaderdi.

2019 yılında Sayıştay Raporları TTK’nın Amasra İşletmesi için üretim derinliğine bağlı olarak metan oranının artabileceğini belirterek tehlikelere, risklere işaret etmiş ve gerekli önlemlerin alınmasının kaza potansiyelini düşürmek için elzem olduğu uyarısını yapmıştı.

Sayıştay ayrıca üretim miktarı göz önüne alındığında çalışan işçi sayısının yetersiz olduğuna dikkat çekmiş, özellikle de elektrikçi eksikliğinin giderilmesi gerektiğini vurgulamıştı. Yani madende olası metan birikimini ölçen, uyaran cihazların ve alev sızdırmaz özelliklerin bakım ve onarım takibinin esnetilemez şartlar olduğunu belirtmişti. TTK bu uyarıları dikkate almadı.

Madenlerde grizu patlamasına neden olan faktörler neler?

Grizu patlaması, derin madencilik yapılan ocaklar için en önemli tehlikelerden biri. Kazılar derine gittikçe metan gazında oluşabilecek artışlar olası patlamalara neden oluyor. Grizu, kömür oluşumu sırasında oluşan metan (CH4) gazının üretim sırasında ocak içerisine sızarak hava ile belli oranlarda patlayıcı karışım oluşturmasıdır. Bu metan oranı farklı kaynaklarda %4-14 ya da %5-15 olarak belirtiliyor. Ancak patlama koşulları sıcaklık, ateş kaynağının özelliği, basınç vb. birden fazla faktöre bağlı olduğu için ocak içerisinde metan ölçümü % 1 olarak ölçüldüğünde; dinamit atımı yapılmaz, benzer faaliyetler durdurulur. Metan sürekli izlenerek %1 in altına düşürülünceye kadar çalışma yapılamaz.

Metan ölçümü %1,5 olarak ölçüldüğünde ocak içerisindeki elektrik kesilir, %2 olarak ölçüldüğünde ise ocak boşaltılır ve metan oranı %1 in altına düşünceye kadar ocağa görevliler dışında kimse sokulmaz.

Grizunun patlamaya neden olması için ocak içerisinde patlama sınırlarında metan birikiminin meydana gelmesi, bu oranı ateşleyecek bir ateş kaynağının bulunması gerekir. Bu çakmak kibrit vb. ateş kaynağı olabileceği gibi, ocak içerisindeki elektrikli ekipmanların alev sızdırmaz özelliklerini yitirmesi/olmaması ile ark yapması yada sürtünme/darbe ile çıkan bir kıvılcım kaynağıda yada kontrolsuz yapılan kaynak işlemi de olabilir.

Grizu patlamaları basınç ve sıcaklık oluşturarak zincirleme kömür tozu patlamalarına neden olur ki asıl yıkıcı etkiyi yapan basınç etkisiyle havalanarak ocak ortamında patlayıcı konsantrasyona ulaşan kömür tozu patlamalarıdır.

Amasra’da katliama götüren teknik olasılıklar

1. Maden sahalarında öncelikli olarak havalandırmanın yeterli olması, ortamdaki metan birikimini engelleyecek debide olması gerekir. Tüm kömür ocaklarında merkezi gaz ölçüm sistemi bulunması zorunludur ve bu sistem verileri kayıt altına alınmaktadır. Buna bağlı olarak uyarı/alarm sistemlerinin de kurulmuş olması gerekmektedir. Bu zincirin bozulması veya işleyişin aksatılması katliama davet etmiş olabilir.

2. Maden İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’ne göre yeraltı çalışmalarında yanıcı veya patlayıcı ortam oluşması riski meydana getirecek miktarda metan gazı çıkma ihtimalinin olduğu yerler grizulu kabul edilir. Bacalar, ani grizu deşarjı olabilecek yönlerde veya grizu bulunabilecek eski çalışma yerlerinde devam ettirildiği takdirde, yapısal özellikler göz önünde bulundurularak en az 25 metre boyunda kontrol sondajları yapılması sağlanır. Kontrol sondaj deliklerinde, grizu veya tehlikeli gazların varlığı anlaşılırsa, iş durdurulur; çalışanlar söz konusu yeri terk eder; giriş yeri kapatılır, durum yetkililere derhal haber verilerek gerekli çalışmaların yapılması sağlanır. Bu prosedürün herhangi bir adımının atlanması patlamaya neden olmuş olabilir.

3. Yer altındaki elektrikli ekipmanlar alev sızdırmaz (expruf-ATEX Belgeli) olmalı, yer altına olası ateş kaynağı sokulmamalı, kaynak vb. sıcak iş ekipmanlarıyla yapılacak çalışmalarda gerekli gaz ölçümleri yapılıp, sürekli kontrol edilmelidir. Elektrik ekipmanları alev sızdırmaz özelliğini yitirmiş olabilir. Özellikle bakım onarım sırasında sökümler bu özelliği ortadan kaldırabiliyor ya da kullanılan mobil elektrikli ekipmanların bu özellikleri olmayabilir. Kaynak makinası/tali havalandırma fanları gibi cihazlar kıvılcımın nedeni olabilir. Kaldı ki; Sayıştay tarafından, iş müfettişlerinin raporlarına atfen ocakta ATEX belgesi olmayan ekipmanların listesinden bahsedilmektedir.

4. Merkezi ölçüm, uyarı sistemlerinin sağlıklı çalışması sağlanmalı ve kişilere değil otomasyona bağlı olmalıdır. Ocakta merkezi gaz ölçüm ve/veya uyarı/alarm sisteminde sıkıntı olabilir, merkezi gaz ölçüm sisteminin izlenmesi kişilere bırakılmış, uyarı sistemi bu kişi/kişilerle yapılıyor olabilir. (Soma için bu da iddia edilmişti) Kaldı ki Sayıştay Raporları’nda 24 saat çalışması ve takip edilmesi gereken uyarı sistemlerinde aksamalar meydana geldiğinin belirtilmesi bu konuda ihmalin olduğunu gösteriyor.

5. Yine Sayıştay raporunda olası bir patlama riskine karşı da tozla mücadele ve toz patlamalarına karşı gerekli önlemler alınması gerektiğine ilişkin de uyarılar bulunmaktadır. Bu noktada ihmaller olabilir.

Maden işkolunda kamunun işlettiği bir maden ocağında dahi bu derece ihmaller zincirinin olması ülkede maden işçilerinin karşı karşıya olduğu riski gösteriyor.

Sayıştay’ın Amasra maden ocağı için uyarısını yaptığı “çalışan eksikliği, ölçüm cihazlarının-kullanılan ekipmanların yeterli ve nitelikli hale getirilmesi” uyarılarının dikkate alınmaması AKP iktidarının kurumları, kurumların işleyişini nasıl çökerttiğinin de kanıtı.

Türkiye Taş Kömürü İşletmeleri yöneticileri, kurumları tahrip eden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve kurumlardaki politikaları belirleyen AKP iktidarı katliamdan sorumludur.

Politeknik