9 Ekim 2008

BARIŞ İÇİNDE KARDEŞÇE YAŞAMAK İSTİYORUZ !

Son bir hafta içinde; önce 3 Ekim 2008’de Hakkâri’nin Şemdinli İlçesi Aktütün Karakolu’na, ardından ise 9 Ekim 2008’de Diyarbakır’da yapılan saldırılarda onlarca asker, polis memuru ve sivil vatandaşımız hayatını kaybetti, yaralandı. Son bir yıl içinde yaşananların bilançosu ortada, yıllardır bölgede süre giden savaşın izleri ise hala hafızalarımızda…

Ardı ardına yaşanan ve hiçbir meşru tarafı olmayan, toplumdaki gerginliği tırmandıran, çözümsüzlüğü dayatan saldırıları kınıyor, hayatını kaybeden tüm yurttaşlarımızın ailelerinin ve yakınlarının acısını yürekten paylaşıyoruz. Yitirdiklerimize rahmet, yakınlarına ve halkımıza başsağlığı, yaralananlara geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.

Tırmandırılan bu şiddetin ve terör eylemlerinin hiçbir haklı ve meşru gerekçesi olamaz. Yaşananlar şovenizmin, düşmanlığın, ırkçılığın gelişmesine hizmet etmekte toplumun tüm kesimlerinin canını acıtmaktadır. Bu eylemler birer kışkırtmadır ve sonuçları ağır bir şekilde yaşanmaya başlamıştır. Çatışma ve savaş ortamı devam etmekte, onlarca vatandaşımız acılara mahkum edilmektedir.

Yıllarca izlenen yanlış politikalar göstermiştir ki sorunun bu yollarla çözülemeyeceği son derece açıktır. Sorununun çözümü ise, demokratik yollarda aranmalı, geliştirilecek sosyal önlemlerle toplumda barışın tesis edilmesi sağlanmalıdır.

Diğer taraftan, 8 Ekim 2008 günü (dün), AKP hükümeti tarafından hazırlanan Kuzey Irak’a operasyon yetkisinin süresinin uzatılması ile ilgili tezkere Türkiye Büyük Millet Meclis’inde (TBMM) kabul edilmiştir. Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun bugünkü ortamında kabul edilen tezkere, sonu belirsiz bir maceraya, kan dökülmesine devam etmeye “evet” demektir. Daha çok can, daha çok acı, daha fazla kan demektir. Kürt sorununun barışçıl zeminde çözülmesi için ise hükümet, acil ve akılcı bir tavır göstermemektedir. İnatla sürdürülen ve yaşamı yok eden savaş ve ekonomisine artık dur denilmelidir.

Son günlerde artan ve geleceğimizi karartmak isteyen saldırıları ve terörü bir kez daha kınıyoruz. Bir an önce kardeşliğin, dostluğun, dayanışmanın, adaletin, demokrasinin ve BARIŞIN sesi yükselsin istiyoruz.

Ülkemizin şiddete, çatışmaya, saldırıya, teröre değil barışa ihtiyacı olduğunu bir kez daha vurguluyoruz.

Bizler barış ve kardeşlik için, yaşanabilir bir dünya ve aydınlık bir Türkiye için mücadele ve dayanışma içinde olacağımızı kamuoyuyla bir kez daha paylaşıyoruz.

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu