İçmimarlık Öğrencileri İzmir’de Buluştu-YENİLENDİ

İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin ev sahipliği yaptığı 1. Ulusal İçmimarlık Öğrencileri Bulaşması 27 Şubat Cumartesi günü yaklaşık 500 içmimarlık öğrencisinin katılımıyla gerçekleşti.

Mimarlık, içmimarlık ve tasarım dünyasından önemli isimlerin konuk konuşmacı olarak yer aldığı etkinlikte, meslek ve mesleki eğitim hakkında geniş bir yelpazede tartışmalar yapıldı.

Saat 10.00’da İzmir Ekonomi Üniversitesi İçmimarlık Bölüm başkanı Markus Wilsing’in “İçmimar ne yapar’ sorusuyla açtığı ilk oturumun konusu “İçmimarların İmza Hakkı” idi. İzmir Ekonomi Üniversitesi İçmimarlık Bölüm başkanı Markus Wilsing’in “İçmimar ne yapar’ sorusuyla açtığı İçmimarlığın tanınır bir meslek olması ve bina yapım sürecinde içmimarların imza hakkı konusunda mücadele eden TMMOB İçmimarlar Odası Genel başkanı Turhan Tektürk ve İçmimarlar Odası İzmir Şube Başkanı Filiz Ultav bu konuda mücadele deneyimlerini paylaştılar. Turhan Tektürk, bina yapım süreçlerinde içmimarlık hizmetlerini projelendirme ve uygulama denetimi yapma yetkisinin içmimarlara ait olması için Bayındırlık Bakanlığına ilgili şartnanelerde gerekli değişiklikleri yapması için başvurduklarını ancak Bayındırlık Bakanı Mustafa Demir’den ilk tepki olarak “İçmimarlık meslek değildir ki” cevabını aldıklarını belirtti.

Oturum boyunca, proje müellifi mimarın inşaat mühendisi, çevre mühendisi, elektrik mühendisi, makine mühendisi, peyzaj mimarı ve içmimar ile beraber çalışması ve tüm disiplinleri bir araya getirme rolü üstlenmesi kabul görürken Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı Hasan Topal’ın proje müellifi mimarın herhangi bir şekilde sınırlanamayacağı argümanıyla, içmimarın projeye daha sonradan “dekoratör” gibi girmesi yönünde fikir yürütmesi mimarların içmimarlık mesleğine bakış açılarının üzücü bir örneği idi.
Anadolu Üniversitesi İçmimarlık Bölüm Başkanı Burak Kaptan ise içmimarlık eğitiminin sürdürülebilir bir eğitim olması gerektiğine değinerek, içmimarlık öğrencilerinin mezuniyet sonrası da araştırmaya, öğrenmeye, yeniliklerden haberdar olmaya gereksinim duyduğunundan bahsetti ve bu gereksinimin karşılanamsında odanın işlevsel rolü olduğuna işaret etti. Turhan Tektürk ise Türkiyede öncelikle üniversitelerde özelleştirilmiş bir içmimarlık eğitimine gereksinim olduğuna değinerek içmimarlık bölümlerinde okuyan 1500 öğrenci bulunmasına kaşın sadece 7 tane içmimarlık kökenli profesörün eğitim verdiğinden bahsetti.

Etkinliğin 2. oturumu Mimar Cengiz Bektaş ve İçmimar Nilgün Çarkacı gibi ustaların katıldığı “Sınırlar: İçmimarlık ve Mimarlık” idi. Konuşmasına Münih Teknik Üniversitesi’ni 4 yılda bitirme şansı yakalamışken nasıl “takım çalışması yapmadığı için” son anda okulu uzatmak zorunda kaldığını anlatarak başlayan yazar ve mimar Cengiz Bektaş, tasarım anlayışının temelini oluşturan binanın “içten dışa” tasarlanması ilkesinden bahsederek günümüzde içmimarlığın kritik rolüne vurgu yaptı. “Tasarım içerden başlar. Önce masada duran tabağı, yanındaki çatalı düşünürsün. Sonra o masada kaç kişinin oturacağı masanın büyüklününü verir. Masanın büyüklüğü diğer bütün mobilyalarla beraber yemek odasının büyüklüğü ve biçimi hakkında karar vermemizi sağlar. Böyle böyle bina dışarı doğru gelişir.” şeklindeki yaklaşımını içmimar adayları ile paylaşan Bektaş, birlikte, takım olarak, uyumlu çalışmanın zorunlu olduğuna dikkat çekti.

Uzun yıllar mesleğini uyguladıktan sonra, deneyimlerini üniversitelerde aktarmak amacıyla Bilkent Üniversitesi’nde hocalık yapmaya başlayan İçmimar Nilgün Çarkacı ise konuşmasına, içmimarlık mesleğini yüceltmenin, onun tanınması için çalışmanın, meslek odasının daha da güçlenmesi için emek vermenin mesleki etik açısından çok önemli olduğuna değinerek başladı ve içmimarlık öğrencilerine duyarlılıklarından dolayı teşekkürlerini bildirdi. İçmimarlığın ve mimarlığın sınırları konusunda konuşurken de “sınır” kavramı yerine “eşik” kavramını kullanmayı tercih ettiğini söyleyerek, sınır kelimesinin rahatsız edici olduğunu çünkü tasarımın sınırsız olduğunu ama eşik kelimesinin sınırlama getirmeden bir dönüşümü ifade ettiğini, mimarlık ile içmimarlık arasında da böyle bir eşikten söz edilebileceğini belirtti.

Modernitenin oluşumu ile gerçekleşen meslek ayrışmasının, hızlı ve karmaşık bilgi aktarımının sonucu olarak, zaman mefhumu ile ortaya çıktığını söyleyen Çarkacı, bu farklı meslekler arası takım çalışmasının sağlanması ile ancak güvenli, kaliteli ortamlar yaratılabileceğini ifade etti.

Etkinlik “Yenilikçi Bir Ofis: Yalın Tan & Jeyan Ülkü” oturumuyla, İçmimar Yalın Tan’ın sunumu ile devam etti. 40 kişilik ekiple içmimarlık uygulamaları yapan tasarım ofislerinin yenilikçi ofis anlayışlarından bahseden Tan, günümüz ofislerinden beklenen hareketlilik, esneklik ve iş ortamının sosyal bir alan olarak kurgulanması konularında, yaptıkları uygulamalar çerçevesinde bilgi verdi.

Etkinliğin en renkli oturumu olan 4. Oturum moda tasarımcısı Barbaros Şansal’ın katılımcı olduğu “Tasarım Sahteciliği ve Etik” oturumu uzayan tartışmalar arasında keyifli ama düşündürürücü anlar yaşanmasına neden oldu. Öğrenci ekonomisiyle ülkenin geçindiği, giysisi, okul ihtiyacı, yatacak yeri, yiyecek yemeği pazarlanan öğrencinin soyup soğana çevrildiği şeklindeki tespiti öğrencilerin de farkında olduğu eğitimin paralılaştırması ve öğrencinin müşteri gibi görülmesinin ifadesiydi.

5. oturum Mimar Doğan Hasol’un katılımcı olduğu “Örgütlenmenin Önemi ve Deneyimler” oturumu idi. Öğrencilik yıllarından itibaren mesleki örgütlenme ve mimarlık ile ilgili yazılı kaynak oluşturma konularında çalışmalar yapmış olan Hasol, 1968’de kululup günümüze kadar mimarlık ve inşaat mühendisliği alanında önemli yer tutmuş olan YEM’i kurma öykülerinden ve günümüze kadar nasıl gelindiğinden bahsetti. Mimarlar Odası’nda da yönetimlerde görev yapmış, emek vermiş olan Hasol, bugüne kadar meslek odalarında ilerici fikirlerin yer aldığından dolayı hükümetin odalara karşı yasa çıkarma hazırlığında olduğu konusunda uyarıda bulundu.

Oturumların sonunda İzmir Ekonomi Üniversitesi’nden bu buluşmayı düzenleyen öğrenciler adına Murat Dede, organizasyonu hazırlıkları hakkında bir sunum gerçekleştirdi. Sunumun ardından benzer bir etkinliğin seneye de tekrarlanması kararı alındı ve ev sahipliği yapmak isteyen okullar arasında bir seçim yapıldı. Seçimden eşit oy alan İstanbul Teknik Üniversitesi ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi arasında yapılan kura sonucu, bir sonraki etkinliğin İstanbul Teknik Üniversitesi’nde gerçekleşmesi kararı alındı.

Akşam 20.00 itibari ile Alsancak Tren Garı’nda gerçekleşen kokteyl ve partide günün stresi ve yorgunluğu, hepbirlikte eğlenerek geride bırakıldı.  2010 Ekim ayında gerçekleşmesi planlanan etkinlikte; 2009 Kasım ayında Ankara’da 1. İçmimarlık Öğrencileri Kurultayı’da ve ardından İzmirde 1. Ulusal Öğrenci Buluşması’nda bir araya gelen içmimarlık öğrencileri, örgütlenme yönünde somut adımlar atmayı planlıyorlar.

Meltem ÇAVDAR – İçmimarlık Öğrencisi

politeknik.org.tr