Ücretli / işsiz mühendislerin sorunlarına ilişkin tespitler yapmak, önerilerde bulunmak, raporlar hazırlamak, konu ile ilgili etkinlikler yapılması amacıyla MMO İstanbul Şube Ücretli / İşsiz Mühendisler Komisyonu kurulmuştur.
2005 yılı içinde yapılması hedeflenen çalışmalardan bazıları;
· Mühendis asgari ücreti belirlenmesi çalışmasının yapılması
· Ücretli / işsiz mühendislerin sorunlarının tespiti ve bunlara dikkat çekilmesi
· İlgili panel ve söyleşiler organize etmek
·İşsiz üyelere iş bulmak amacıyla yürütülen web sitemizdeki İŞ&MÜHENDİS çalışmasının değerlendirilmesi
· Üyelerin iş hayatında karşılaştıkları sorunların tespiti
· Ücretli mühendislerin çalışma koşullarının genel olarak araştırılması ( yetki, sorumluluk, statü, çalışma süresi vb.)
· AB sürecinin ücretli / işsiz mühendisler açısından değerlendirilmesi ve üyelerimizin bu konuda bilgilendirilmesi için komisyonun çalışmalar yürütmesi
· Ücretli / işsiz mühendisleri ilgilendiren kısa faydalı bilgilerin bir broşürün hazırlanması
· Meslek alanlarımızla ilgili gelişmeler, düzenlemeler konusunda ücretli / işsiz mühendislerin bilgilendirilmesi için komisyonun çalışmalar yürütmesi
İÇİNDEKİLER
· Sunuş
· Önsöz
· Çalışma Yaşamını Belirleyen Yasalar Hangileridir?
· İş Sözleşmesi Nedir?
· Mühendisin İşyerinde Yasal Konumu Nedir?
· Kamu Kurumlarında Çalıştırılan Mühendislerin Yasal KonumuNedir?
· İş Kanunu’nda Tanınan Haklar Nelerdir?
· İş Kanunu’ndaki Haklar Ve Sorumluluklar Değişmez Midir?
· Çalışma Süresi Nedir?
· Mühendisler Fazla Mesai Ücreti Alır Mı?
· O Zaman İşverenle Karşı Karşıya Gelmez Miyiz?
· İşten Çıkarılma Durumunda Ne Haklarımız Var?
· İşten Çıkarılma Durumunda Haklarım Bunlarla Mı Sınırlı?
· İşten Kendim Çıkıp Tazminat Alamaz Mıyım?
· Yıllık Ücretli İzin Hakkımız Ne Kadar?
· Mühendislerin İş Kazaları Nedeniyle Sorumluluğu Nedir?
· Mühendis İş Kazasına Uğrarsa Ne Yapılmalı?
· İş Güvenliği Mühendisi’nin Görevleri Neler?
· İş Güvenliği Mühendisinin Yetkileri Nelerdir?
· İş Sağlığı Ve Güvenliği Kurulları Nerelerde Kurulur, Görevleri ve Yetkileri Nelerdir?
· İşçinin İş Görmekten Kaçınma Hakkı Var Mıdır?
· İşveren Vekili Olan Mühendislerin Durumu Nedir?
· Mühendisler Sendika Üyesi Olabilirler Mi?
· Mühendisler Ayrı Bir Sendikaya Üye Olamaz Mı?
· Toplu İş Sözleşmeleri’nde Mühendisler Niye Kapsam Dışı Personel Olarak Sayılıyor?
Sunuş
Bu broşürde ücretli mühendislerin çalışma yaşamındaki durumları konusunda sık karşılaşılan bazı sorular cevaplanmaya çalışılmıştır. Bu çalışmada esas olarak 4857 sayılı İş Kanunu’nu temel alınmıştır. Kamuda “memur” ve “sözleşmeli personel” statüsünde çalışanlara ilişkin özel sorular bu broşürün kapsamı dışında tutulmuştur. Bu alanda da benzer bir çalışma yapılması hedeflerimiz arasındadır. Ülkemizde çalışma yaşamını düzenleyen yasa, tüzük ve yönetmelikler son yıllarda yoğun bir şekilde değişmiştir. Esnek çalışma, özelleştirme, kamunun tasfiyesi mantığıyla hayatımızın her alanında önemli değişimler oluyor. TMMOB ve Makine Mühendisleri Odası bu düzenlemelere emekten ve insandan yana bir bakış açısıyla karşı çıkmıştır. Bu doğrultuda emeğin, kamusal çıkarların ve insanın yanında önermeler getirmeye devam edecektir. Ücretli mühendisleri sağlıklı bir şekilde bilgilendirebilmek için mevcut düzenlemeleri temel alarak hazırladığımız bu broşürün meslektaşlarımıza faydalı olacağını umuyoruz.
Önsöz
Üretim insanın temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bilinçli bir faaliyettir. İhtiyaçların üretilmesine yönelik bilinçli çaba ise emek’tir. Çalışma yeteneği ise (fiziksel, zihinsel) emek gücü’dür. Emeğiyle geçinen mühendisler de diğer insanlar gibi, yaşamak için çalışmak zorundadırlar. Mühendisler üretim sürecinin önemli bir parçasıdır. Aktif çalışan mühendislerin yaklaşık % 80’i ise ücretli olarak çalışmaktadır. Ücretli mühendisler, emek güçleri karşılığında ücret alarak yaşam araçlarını temin eden nitelikli işçidir. Mühendislik, bilim ve teknolojiyi insanla buluşturan, öznesinde insanın ve emeğin olduğu bir meslektir. Kolektif emekçi kimliği içinde değerlendirilen mühendislik emeği, üretimin niteliğinde yaşanan değişimler karşısında; tasarlayan olmaktan çok denetleyen, denetleyen olmaktan çok fiilen üreten bir niteliğe bürünmüştür. Ne ürettiğinin, kimin için, ne zaman ürettiğinin ve nasıl ürettiğinin bilgisine sahip olması ile diğer işçilerden ayrılmasına rağmen gelinen koşullarda mühendislerin üretim içindeki ayrıcalıklı konumları da son bulmuştur. Yitirilen bu ayrıcalıklı konum gereği, hem ekonomik hem de toplumsal statü kaybı mühendisi işçileştirmiştir. Ancak mühendisleri işyerlerindeki diğer çalışanlardan farklılaştıran bazı olgular kafaları karıştırmakta ve mühendisler genel olarak yararlanmaları gereken çeşitli haklardan yararlanamamaktadır.
Mühendisler Ve Çalışma Yaşamı
Mühendisler çalışma hayatında ekonomik demokratik haklarını koruyacak, anayasanın, yasaların çalışma hayatıyla ilgili hakları kullanma konusunda en örgütsüz kesimini oluşturmaktadır. Çoğu zaman bu hakların bilinmemesi ve bu hakları koruyacak örgütlenmenin yaratılamamış olması; mühendisleri işveren karşısında yalnızlaştırmış ve yasaların verdiği haklarını bile çoğu durumda alamaz noktasına getirmiştir. Aşağıda belli başlıklar dahilinde mühendislerin çalışma yaşamında karşılaşabileceği sorulara cevaplar vermeye çalışacağız.
Çalışma Yaşamını Belirleyen Yasalar Hangileridir ?
Çalışma yaşamını belirleyen yasalar bizim haklarımızın ve sorumluluklarımızın da genel çerçevesini çizer. Çıkarları farklı toplumsal grupların (sınıfların) gücü ve mücadelesine göre şekillenen yasalar, bu mücadelede avantaj sağlayan sınıfın çıkarlarını egemen biçimde içinde taşır. Anayasa temel olmak üzere çalışma yaşamını en yakından etkileyen yasalar şunlardır:
· 4857 sayılı İş Kanunu,
· Basın İş Kanunu,
· Deniz İş Kanunu,
· 657 Sayılı Devlet Memuru Kanunu,
· 506 Sayılı SSK Kanunu,
· Emekli Sandığı Kanunu,
· 2821 Sayılı Sendikalar Kanunu,
· 2822 Sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu,
· Kamu Emekçileri Sendikaları Kanunu,
· Özelleştirme Yasaları,
· Bütçe Kanunu
Bu yasaların uygulamasını düzenlemek üzere tüzükler ve yönetmelikler çıkartılmıştır.
İş Sözleşmesi Nedir ?
İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. İş sözleşmesi, Kanunda aksi belirtilmedikçe, özel bir şekle tâbi değildir. Süresi bir yıl ve daha fazla olan iş sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması zorunludur. Taraflar iş sözleşmesini, Kanun hükümleriyle getirilen sınırlamalar saklı kalmak koşuluyla, ihtiyaçlarına uygun türde düzenleyebilirler. İş sözleşmeleri belirli veya belirsiz süreli yapılır. Bu sözleşmeler çalışma biçimleri bakımından tam süreli veya kısmî süreli yahut deneme süreli ya da diğer türde oluşturulabilir. İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir. Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir.
Mühendisin İşyerinde Yasal Konumu Nedir ?
Bir iş sözleşmesine ( belirli ve belirsiz süreli ) dayanarak çalıştırılan mühendisler, 4857 sayılı İş Kanunu’na tabidir. 506 sayılı “Sosyal Sigortalar Kanunu”na göre sigortalı sayılmaktadırlar. Mühendisler her iki yasadaki tanımına göre de işçidir. 4857 sayılı İş Kanunu, işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir. İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür. İşveren adına hareket eden ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili denir. İşveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı işlem ve yükümlülüklerinden doğrudan işveren sorumludur. 4857 sayılı İş Kanunu’ nda işveren için öngörülen her çeşit sorumluluk ve zorunluluklar işveren vekilleri hakkında da uygulanır. İşveren vekilliği sıfatı, işçilere tanınan hak ve yükümlülükleri ortadan kaldırmaz.
Kamu Kurumlarında Çalıştırılan Mühendislerin Yasal Konumu Nedir ?
Kamu kurumlarında çalıştırılan mühendisler ise, 657 sayılı “Devlet Memurları Kanunu”na tabidir. Sözleşmeli ve geçici personel hakkında bu Kanunda belirtilen özel hükümler uygulanır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi olanlar 5434 sayılı TC Emekli Sandığı Kanunu hükümlerinden yararlanırlar.Kamuda “memur” ve “sözleşmeli personel” statüsünde çalışan mühendislere ilişkin özel sorular bu broşürün kapsamı dışında tutulmuştur. Şubemiz tarafından bu konuda daha sonra bir çalışma yürütülecektir. İş Kanunu’nda Tanınan Haklar Nelerdir ?İş Kanunu bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan kişiyi işçi olarak tanımlar ve işçiyle işverenin karşılıklı çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını tanımlar. Bunlar içinde çalışma süreleri, işten ayrılma veya çıkarılma, iş güvencesi, asgari ücret, fazla mesai, hafta tatili ve yıllık izinler, iş sağlığı ve güvenliği gibi çalışma yaşamını belirleyen konular vardır.
İş Kanunu’ndaki Haklar Ve Sorumluluklar Değişmez Midir?
İş Kanunu’nda asıl olarak temel ve asgari haklar yer almaktadır. Bu haklar bireysel veya toplu iş sözleşmeleri ile artırılabilir. Örneğin İş Kanunu’nda Kıdem tazminatı miktarı çalışılan her yıliçin 30 gün olarak belirlenmesine rağmen bu süre bireysel veya toplu iş sözleşmesiyle, kıdem tazminatı tavanını aşmamak kaydıyla, artırılabilir. Aynı biçimde olmak üzere, kıdem tazminatına esas alınacak süre, fazla mesai ücretleri bireysel ve toplu iş sözleşmeleri ile artırılabilir, çalışma süreleri düşürülebilir. Ancak bireysel veya toplu iş sözleşmesi ile yasada tanımlanan haklardan geriye gidilemez.
Çalışma Süresi Nedir ?
Ülkemizde çalışma süresi, haftada en çok kırkbeş saattir. Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır. Haftalık 45 saati aşan çalışmalar fazla mesaidir ve %50 zamlı ücrete tabidir. Söz konusu çalışma ulusal bayram ve genel tatil günlerinde (Kurban ve Ramazan Bayramı, 1 Ocak, 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim) ve hafta tatili gününde yapılıyorsa %100 zamlı ücret verilir. Fazla mesai için işçinin onayı olması gerekir.
Mühendisler Fazla Mesai Ücreti Alır Mı ?
Mühendislerin de fazla mesai ücreti alması gerekir. Yasal bir hak olmasına rağmen bir çok işyerinde fiilen uygulanmamaktadır. Mühendislerin de fazla çalışma karşılığı hak ettiği ücreti işverenden istemesi hakkı olduğundan, bu hakkın uygulanmasını istemek ve ısrarlı olmak gerekir. Çünkü fazla mesai ücreti yasal ve meşru bir haktır.
İşten Çıkarılma Durumunda Ne Haklarımız Var ?
İşyerlerini önce ikiye ayırıyoruz. Eğer 30 işçiden fazla çalışanı olan bir işyerinde 6 aydan uzun süredir ve belirsiz süreli olarak çalışıyorsanız “İş Güvencesi” olarak bilinen düzenlemeden yararlanırsınız. Bu durumda işten çıkarılırsanız işten çıkarma işleminin geçerli bir nedene dayanması gerekir. Bu neden iş küçültme, verimsiz çalışma gibi bir neden olabilir ve ispat sorumluluğu işverene aittir. Eğer geçerli bir nedene dayanarak değil de hak arama, daha düşük ücretle çalışacak eleman alma veya sendikalaşma gibi bir nedenle çıkartılıyorsanız o zaman dava açarak işe geri dönme hakkınız var. Mahkeme sonucuna rağmen işe başvurup ta başlatılmazsanız o zaman işveren size toplam 12 aylık ücretinize varan miktarda tazminat ödemeye mahkum olur. İşveren vekili durumunda olan çalışanların bir kısmı iş güvencesi kapsamı dışında tutulmuştur: “İşletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları ile işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleri hakkında bu madde … uygulanmaz.” Şayet iş güvencesi maddesi kapsamına giren bir işyerinde çalışmıyorsanız o zaman da haklarınız vardır. Eğer hak arama veya sendikal nedenle işten çıkartılıyorsanız mahkemeye başvurarak kötü niyet tazminatına hak kazanabilirsiniz. Bu da ihbar tazminatınızın 3 katı kadardır. Ancak bu durumda işe iade talebinde bulunamıyorsunuz.
İşten Çıkarılma Durumunda Haklarım Bunlarla Mı Sınırlı ?
Tüm çalışanların kıdem tazminatını hakkı vardır. Şayet yasada tanımlanan ciddi bir kusur işlediyseniz o zaman tazminatsız olarak işten çıkartılabilirsiniz. Örneğin işyerinde kavga etmek,içkili olarak işe gitmek, işverene veya yakınlarına küfür etmek, peşpeşe üç gün işe devamsızlık etmek gibi durumlarda tazminatsız işten çıkarılabilirsiniz. İşveren bu tür bir nedene dayanmadan işten çıkardığında size kıdem tazminatı ödemek durumundadır. Kıdem tazminatı 1 yılı geçmiş çalışanlar için çalışılan her tam yıl için 1 aylık brüt giydirilmiş ücret kadardır. Yani brüt ücretin üstüne ikramiye, yol parası, yemek parası, devamlılık gösteren sosyal yardımlar vb. nin eklenmesiyle bulunan miktarın çalışılan yıl sayısıyla çarpılmasıyla bulunur. Yılı geçen aylar da 1 yıla oranlanarak hesaba dahil edilirler.Ayrıca ihbar öneli vardır. Yani işveren sizi işten çıkarmadan önce size iş sözleşmesini feshedeceğini bildirmeli ve iş arama izni vermelidir. Eğer işteki kıdeminize göre değişen bu sürelere uymaz ise bu dönemin ücretini size ödemelidir. İhbar öneli her iki taraf için de geçerlidir. Yani çalışan da işten çıkmadan önce işverene çıkacağını bildirmelidir. (Derhal feshi haklı kılan nedenler hariç) İhbar süreleri 2 hafta ile 8 hafta arasında değişmektedir.
İşten Kendim Çıkıp Tazminat Alamaz Mıyım ?
Alınabilir. Bir kere askere gitme, kadın çalışan için evlilik (evlendikten sonraki 1 yıl içinde), emeklilik durumlarında kıdem tazminatı alınabilir. Bunların dışında sağlık nedenleri, işverenin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymaması gibi durumlarda sözleşme feshedilebilir. Örneğin sigortanın yapılmaması veya düşük ücret üzerinden yatırılması, ücretlerin sürekli gecikmeli verilmesi, çalışanın sözleşmede öngörülen işten esaslı olarak farklı nitelikte bir işe verilmesi gibi durumlarda çalışan sözleşmeyi tazminat hakkını koruyarak feshedebilir.
Yıllık Ücretli İzin Hakkımız Ne Kadardır ?
Yıllık ücretli izin süreleri İş Kanunu’nda, “hizmet süresi;a) Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara ondört günden,b) Beş yıldan fazla onbeş yıldan az olanlara yirmi günden,c) Onbeş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara yirmialtı günden,az olamaz” şeklinde ifade edilmektedir. Burada bahsedilen süreler işgününü kastetmektedir. Yasada belirtilen süreler asgari sınırları ifade etmektedir. Bireysel ya da toplu iş sözleşmesi ile bir işyerinde bu sürelerin artırılma yönünde değiştirilmesi mümkündür. Ancak azaltılması yönünde değiştirilmesi mümkün değildir. Yıllık ücretli izinin yasada belirtilen sürenin altında kullandırılması yasadışı bir uygulama olmaktadır.Yıllık ücretli izin işveren tarafından bölünemez. Ancak tarafların anlaşması ile bir bölümü on günden aşağı olmamak üzere en çok üçe bölünebilir. İşveren tarafından yıl içinde verilmiş bulunan diğer ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık izne mahsupedilemez.İşveren yıllık ücretli iznini kullanan her işçiye, yıllık izin dönemine ilişkin ücretini ilgili işçinin izine başlamasından önce peşin olarak ödemek veya avans olarak vermek zorundadır. Yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemez.
Mühendislerin İş Kazaları Nedeniyle Sorumluluğu Nedir?
Mühendisler, işyerlerinde iş sözleşmesiyle çalışmasına rağmen, bir çok durumda iş ve işçilerin yönlendirilmesi, işin planlanması, kontrolü görevlerini de üstlenmişlerdir. İşte mühendislerin iş kazası nedeniyle çalışanların uğradığı zararlardan cezai sorumluluğu bu yetkilerinden kaynaklanmaktadır.İşyerindeki çalışma koşullarının nasıl olacağı ve özellikle iş gerekirse, hareketli parçaları olan birçok makina ve teçhizatın hareketli kısımlarına makina durdurulmadan müdahale edilmesini önlemek üzere koruyucular takılması veya elektrik aksamının mükemmel bir şekilde korunmuş olması tüzük hükümleri gereğidir. Burada mühendisin görevi de, eğer tüzük hükümlerine uymamazlık durumu varsa bunu tespit etmek ve gidermektir. Eğer mühendis bu sorumluluğunu yerine getirmiyorsa görevini layıkıyla yerine getirmemesi nedeniyle tedbirsizlik, dikkatsizlik ve savsama nedeniyle ceza kovuşturmasına tabi tutulacaktır. Bu durumu engelleyebilmek için mühendisler denetim ve kontrolü altında bulunan makina ve teçhizat için öngörülmüş bulunan çalışma koşullarını iyi bilmeli ve harfiyen uygulanmasını sağlamalıdır. Ortaya çıkan eksiklikler derhal işveren veya yetkili vekiline rapor edilerek giderilmesi talep edilmeli, hayati önemde bulunan eksiklik durumunda ise eksiklik bulunan yer vemakinada işçilerin çalışması engellenmelidir. Bu arada çalışanların çalışma alanıyla ilgili olarak eğitim görmesi konusunda da işveren ve vekillerinin yükümlü tutulduklarını belirtmeliyiz.
Mühendis İş Kazasına Uğrarsa Ne Yapılmalı ?
Bir çalışan olarak mühendisler de iş kazasına uğrayabilir. Herhangi bir iş kazası durumda en acil işler aşağıdaki gibi özetlenebilir:İlk olarak kazaya uğrayan kişiye uygun ve gerekli tıbbi yardım yapılmalı. Kaza sonucu oluşan güvensiz durumlar ortadan kaldırılarak yeni bir kaza ihtimali ortadan kaldırılmalıdır. İş kazası derhal en yakın karakola bildirilmelidir. Çalışanın iş kazasına uğradığı vizite kağıdına yazılmalıdır. İş kazasının nedeni ve nasıl olduğu ile tanıkları hatırda tutulmalıdır. İş kazası ve meslek hastalığı en geç 2 iş günü içinde yazı ile ilgili bölge müdürlüğüne bildirilmelidir.İş kazaları neticesinde uğranılan iş gücü kaybı için, işverene düşen sorumluluk oranında işverenden tazminat talep edilebilir. İşveren vekilleri de dahil olmak üzere işyerinin diğer çalışanlarının kusuru da işverence karşılanır. (Ancak bu durumda işverenin kusur sahibine rücu etme hakkı saklıdır.) İş kazası nedeniyle tazminat alabilmek için (eğer işveren anlaşmaya yanaşmaz ise) İş Mahkemesinde dava açılması gerekecektir. Bu dava sonunda iş kazasında uğranılan iş gücü kaybının karşılığı olan miktar işverene tazmin ettirilir.
İş Güvenliği Mühendisi’nin Görevleri Nelerdir ?
Yasada “sanayiden sayılan, devamlı olarak en az elli işçi çalıştıran ve altı aydan fazla sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde işverenler, işyerinin iş güvenliği önlemlerinin sağlanması, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesi için alınacak önlemlerin belirlenmesi ve uygulanmasının izlenmesi hizmetlerini yürütmek üzere işyerindeki işçi sayısına, işyerinin niteliğine ve tehlikelilik derecesine göre bir veya daha fazla mühendis veya teknik elemanı görevlendirmekle yükümlüdürler” denilmektedir.
İş güvenliğinden sorumlu mühendis aşağıda belirtilen görevleri yerine getirmekle yükümlüdür:
a) İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatına uygun olarak işyerinde gerekli çalışmaların yapılmasını sağlamak,
b) İşyerindeki tehlikelerin tanımlanmasını ve risk değerlendirmesinin yapılmasını, tehlikelerin ortadan kaldırılmasını ve risklerin kontrol altına alınmasını sağlamak için önerilerde bulunmak, bu hususlarla ilgili işverene rapor vermek,
c) İşin ve işyerinin özelliklerine uygun olarak tehlikeleri kaynağında yok etmeye yönelik tedbirlere öncelik vererek gerekirse ölçümlere dayalı değerlendirme yapmak, alınması gerekli güvenlik önlemleri konusunda, çalışanların veya temsilcilerinin görüşünü de alarak işverene önerilerde bulunmak ve uygulamaların takibini yapmak,
d) İşyerinde yapılacak periyodik kontrol, bakım ve ölçümleri planlamak, hazırlanan planlarınuygulanmasını sağlamak,
e) Risk değerlendirme sonuçlarını da dikkate alarak, ani veya yakın tehlike durumları ve kazaların potansiyelini tanımlayan ve bunlara ilişkin risklerin nasıl önleneceğini gösteren acil durum planlarını hazırlamak ve gerekli tatbikatların yapılmasını sağlamak,
f) Yangın ve patlamaların önlenmesi, yangın ve patlama durumunda önlemlerin alınması, yangından korunma teçhizatı ve araçlarının kontrol edilmesi, yangın ekiplerinin oluşturulması, yangın tatbikatı gibi yangından korunma ve yangınla mücadele çalışmalarını yönetmek ve ilgili kayıtların tutulmasını sağlamak,
g) İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu toplantılarına katılmak, kurula işyerinin sağlık ve güvenlik durumu ile ilgili bilgi vermek ve önerilerde bulunmak,
h) İşyeri Sağlık Birimi ile işbirliği içinde çalışarak işyerinin sağlık ve güvenlik durumunu, işyerinde olabilecek kaza ve meslek hastalıklarını işyeri hekimi ile değerlendirmek ve değerlendirme sonuçlarına göre önleyici faaliyet planlarını yapmak ve uygulanmasını sağlamak,
i) İşyerinde meydana gelen kaza veya meslek hastalıklarının tekrarlanmaması için inceleme vearaştırma yaparak düzeltici faaliyet planlarını yapmak ve uygulanmasını sağlamak,
j) İşyerinde yapılan inceleme ve araştırmalar için yöntemler geliştirmek, bu yöntemlerle ilgili çalışanları bilgilendirmek, her incelemeden sonra inceleme formlarını doldurmak ve gereği için işverene bildirerek sonuçlarını takip etmek, formların değerlendirme ve izlenmesi amacıyla muhafazasını sağlamak,
k) İşyerine yeni bir sistem kurulması veya makine ya da cihaz alınması halinde; kurulacak sistem veya alınacak makine ya da cihaz ile ilgili olarak risk değerlendirmesi yaparak sağlık ve güvenlikyönünden aranan özellikleri belirlemek ve bu özelliklere uygun sistemin kurulması, makine veyacihazın alınması için işverene rapor vermek,
l) Uygun nitelikteki kişisel koruyucuların seçimi, sağlanması, kullanılması, bakımı ve test edilmesi ile ilgili bilgi ve önerileri hakkında işverene rapor vermek,
m) İşyerinde sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamının oluşturulması ve geliştirilmesi amacıyla verilecek eğitimin kimlere verileceği, kapsamı, kimlerin vereceği, süresi ve eğitimin sürekliliğinin sağlanması konusunda işverene önerilerde bulunmak.
İş Güvenliğinden Sorumlu Teknik Elemanın Yetkileri Nelerdir ?
İş güvenliğinden sorumlu teknik eleman, bağımsız çalışma ilkesi uyarınca ilgili yönetmelik hükümlerini yerine getirirken hiçbir şekilde engellenemez, görevini yapmaktan alıkonulamaz.İşyerinde çalışanların yaşamı ile ilgili yakın tehlike oluşturan bir husus tespit ettiğinde derhal üst yönetimi bilgilendirerek işin geçici olarak durdurulmasını sağlar.Üretim planlamalarında karar alma sürecine katılır. Görevi gereği işyerinin bütün bölümlerinde iş sağlığı ve güvenliği konusunda inceleme, araştırma ve çalışanlarla görüşme yapar. Gerektiğinde konu ile ilgili kurum veya kuruluşlar ile işbirliği yapar.
İş Sağlığı Ve Güvenliği Kurulları Nerelerde Kurulur, Görevleri Ve Yetkileri Nelerdir ?
Sanayiden sayılan, devamlı olarak en az elli işçi çalıştıran ve altı aydan fazla sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde her işveren bir iş sağlığı ve güvenliği kurulu kurmakla yükümlüdür.İşverenler iş sağlığı ve güvenliği kurullarınca iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uygun olarak verilen kararları uygulamakla yükümlüdürler.
İş sağlığı ve güvenliği kurulları aşağıda belirtilen kişilerden oluşur.
a) İşveren veya işveren vekili
b) İş güvenliği ile görevli mühendis veya teknik elemanı,
c) İşyeri hekimi,
d) İnsan kaynakları, personel, sosyal işler veya idari ve mali işleri yürütmekle görevli bir kişi,
e) Varsa sivil savunma uzmanı,
f) İşyerinde görevli formen, ustabaşı veya usta. İşyerindeki formen, ustabaşı veya ustaların yarıdan fazlasının katılacağı toplantıda açık oyla seçilir.
g) İşyerinde bulunan sendika temsilcilerinin kendi aralarında seçecekleri kişi, işyerinde sendika temsilcisi yoksa o işyerindeki işçilerin yarıdan fazlasının katılacağı toplantıdaaçık oyla seçilecek işçi,
h) Sağlık ve güvenlik işçi temsilcisi. Kurulun başkanı işveren veya işveren vekili, kurulun sekreteri ise İş güvenliği ile görevli mühendis veya teknik elemandır. İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu üyelerine ve yedeklerine işveren tarafından konuyla ilgili gerekli eğitimin verilmesi sağlanır.
İş Sağlığı ve Güvenliği kurullarının görev ve yetkileri aşağıda belirtilmiştir;
a) İşyerinin niteliğine uygun bir iş sağlığı ve güvenliği iç yönetmelik taslağı hazırlamak, işverenin veya işveren vekilinin onayına sunmak ve iç yönetmeliğin uygulanmasını izlemek, izleme sonuçlarını rapor haline getirip alınması gereken tedbirleri belirlemek ve kurul gündemine almak,
b) İş sağlığı ve güvenliği konularında o işyerinde çalışanlara yol göstermek,
c) İşyerinde iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin tehlikeleri ve önlemleri değerlendirmek, tedbirleri belirlemek, işveren veya işveren vekiline bildirimde bulunmak,
d) İşyerinde meydana gelen her iş kazası ve tehlikeli vaka veya meslek hastalığında yahut iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili bir tehlike halinde gerekli araştırma ve incelemeyi yapmak, alınması gereken tedbirleri bir raporla tespit ederek işveren veya işveren vekiline vermek,
e) İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği eğitim ve öğretimini planlamak, bu konu ve kurallarla ilgili programları hazırlamak, işveren veya işveren vekilinin onayına sunmak ve bu programların uygulanmasını izlemek,
f) Tesislerde yapılacak bakım ve onarım çalışmalarında gerekli güvenlik tedbirlerini planlamak ve bu tedbirlerin uygulamalarını kontrol etmek,
g) İşyerinde yangınla, doğal afetlerle, sabotaj ve benzeri ile ilgili tedbirlerin yeterliliğini ve ekiplerin çalışmalarını izlemek,
h) İşyerinin sağlık ve güvenlik durumuyla ilgili yıllık bir rapor hazırlamak, o yılki çalışmaları değerlendirmek, elde edilen tecrübeye göre ertesi yılın çalışma programında yer alacak hususları ve gündemi tespit etmek, işverene teklifte bulunmak, planlanan gündemin yürütülmesini sağlamak ve uygulanmasını değerlendirmek,
i) İşyerinde iş sağlığı ve güvenliği açısından işçinin sağlığını bozacak veya vücut bütünlüğünü tehlikeye sokacak yakın, acil ve hayati bir tehlike ile karşı karşıya kalan işçi, iş sağlığı ve güvenliği kuruluna başvurarak durumun tepsi edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına kararverilmesini talep edebilir. Bu durumda kurul acilen toplanarak kararını verir ve durumu tutanakla tespit eder. Karar işçiye yazılı olarak bildirilir.
İşçinin İş Görmekten Kaçınma Hakkı Var Mıdır ?
İş Sağlığı Ve Güvenliği Kurulu’ nun bulunduğu işyerlerinde yukarıdaki maddeye göre bu kurula, İş Sağlığı Ve Güvenliği Kurulu’ nun bulunmadığı işyerlerinde işveren veya işveren vekiline başvurur. İşçi tesbitin yapılmasını ve durumun yazılı olarak kendisine bildirilmesini isteyebilir. İşveren veya vekili yazılı cevap vermek orundadır. Yukarıda tanımlanan bir durumda İş Sağlığı Ve Güvenliği Kurulu işçinin talebi yönünde karar vermesi halinde işçi, gerekli iş sağlığı ve güvenliği tedbiri alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınabilir. İşçinin çalışmaktan kaçındığı dönem içinde ücreti ve diğer hakları saklıdır.
İşveren Vekili Olan Mühendislerin Durumu Nedir ?
İş Kanunu’nda işveren vekili şöyle tanımlanıyor: “İşyerinde işveren adına hareket eden ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili denir. İşveren vekilinin busıfatla işçilere karşı işlem ve yükümlülüklerinden doğrudan işveren sorumludur.Bu Kanunda işveren için öngörülen her çeşit sorumluluk ve zorunluluklar işveren vekilleri hakkında da uygulanır. İşveren vekilliği sıfatı, işçilere tanınan hak ve yükümlülükleri ortadankaldırmaz.”Açıkça görüleceği gibi işveren vekili durumunda olmak yasadan kaynaklanan hakların kullanılmasının önünde engel değildir. İş Kanunu’nda işveren vekilliği oldukça geniş olarak tanımlanmıştır. Ancak Toplu İş Sözleşmesi hukuku açısındandurum değişiktir.Sendikalar Kanunu’nda işveren vekili “işletmenin bütününü sevk ve idareye yetkili olan” kişi olarak tanımlanıyor ve “bu kanun bakımından işveren sayılırlar” deniliyor. Buna göre işyerinin tamamında yetkili bulunmayan bölüm müdürleri ve hatta işletmeye bağlı işyerindeki (işyeri bazında) tam yetkili müdürler dahi sendikaya üye olup, toplu iş sözleşmesinden yararlanabilirler. Çünkü imalat, pazarlama, personel vb. bölüm müdürlerinin yetkisi kendi alanlarıyla sınırlıdır ve bu nedenle Toplu İş Sözleşmesi açsından işveren vekili sayılmazlar. Aynı şekilde işletmeye bağlı işyerinin müdürünün yetkisi de kendi işyeri ile sınırlıdır. Bu durumda işyerinin tamamını işveren adına yönetme durumunda olmayan bütün mühendisler sendika üyesi olabilir ve Toplu İş Sözleşmesi’nden yararlanabilirler.
Mühendisler Sendika Üyesi Olabilirler Mi?
Evet. Sendikalar Kanunu’na göre “On altı yaşını doldurmuş olup da bu Kanuna göre işçi sayılanlar, işçi sendikalarına üye olabilirler. Onaltı yaşını doldurmamış olanların üyeliği kanuni temsilcilerinin yazılı iznine bağlıdır. Bu Kanun anlamında işveren sayılanlar işveren sendikalarına üye olabilirler” denilmektedir. Bu kanuna göre işveren sayılanlardan yukarda sözettik: Doğrudan işverenler ve “işletmenin bütünün sevk ve idareye yetkili olan”ları kapsayan işveren vekilinin dışındaki bütün çalışanlar işçi sendikasına üye olabilirler.İşletmenin bütününü sevk ve idareye yetkili olan pozisyonlar dışındaki bütün mühendisler işçi sendikasına üye olabilir.
Mühendisler Ayrı Bir Sendikaya Üye Olamaz Mı ?
Ülkemizde meslek esasına göre sendika kurulması yasaktır. Sendikalar iş kolu temelinde kurulabilmektedir. Belirli bir işkolunda çalışan bütün farklı meslek ve statülerdeki işçiler bir işkolusendikasına üye olabilirler. Örneğin bir otomotiv firmasında çalışan bütün işçiler; şoföründe, forklift operatörüne, tornacıdan, temizlikçiye, sekreterden mühendise kadar tamamı “metal işkolunda” faaliyet gösteren bir sendikaya üye olabilirler. Veya bir özel hastanede çalışan doktor, hemşire, hastabakıcı, temizlikçi, güvenlikçi, teknik eleman, büro görevlisinin tamamı meslek veya statülerine bakmaksızın o şirkette yapılan ana işin bulunduğu işkolundaki sendikaya, bu örnekte sağlık işkolunda kurulu sendikaya, üye olabilirler. Kaldı ki bir işyerinde çalışan mühendislerin ayrı, teknisyenlerin ayrı, temizlikçilerin ve diğer çalışanların ayrı ayrı örgütlenmeleri işveren karşısındaki gücünü zayıflatarak hepsinin zararlı çıkmasına yol açar.
Toplu İş Sözleşmeleri’nde Mühendisler Niye Kapsam Dışı Personel Olarak Sayılıyor?
“Kapsam dışı personel”den kasıt işyerinde ücretli olarak çalışıp ta Toplu İş Sözleşmesinden yararlanamayan çalışanlardır. Öncelikle “kapsam” ve “kapsam dışı”nı tanımlamak gerekir. Toplu İş Sözleşmelerinin Kapsam maddesi “toplu iş sözleşmesinin uygulanabileceği kişi ve yerleri” belirler.Ancak uygulamada toplu sözleşmenin uygulanacağı kişi ve görevliler için sınırlamalar yapılmaktadır. Buna göre işyerlerinde ana üretim bölümlerinde ve işveren vekili yetkilerine sahipolmaksızın çalışanlar kapsam içi, diğerleri ise kapsam dışı bırakılmaktadır. Bir çok istisna olmasına rağmen genel durum budur. Bu uygulama bir çok işyerinde –tamamında değilmühendisleri TİS kapsamı dışında tutarak sendikalardan uzaklaştırmıştır.Kapsam düzenlemesi yasal hükümlerden kaynaklanmaz. Yasaya göre işyerindeki tüm sendika üyeleri ve sendika üyesi olmayanlar dayanışma aidatı ödeyerek, TİS’ten yararlanmaküzere başvurabilir ve TİS’ten yararlanır. İşçi sendikaları tüm çalışanların sözleşmeden yararlanma görüşünü savunduğu halde bu yaklaşım işverenler tarafından kabul edilmemektedir. Emekçilerin derdini kendi derdi olarak kabul eden sendikalar bu yanlıştan dönülmesi için işverenlere karşı mücadele vermektedir.
*Bu metin TMMOB MMO İstanbul Şubesi Ücretli/İşsiz Mühendisler Komisyonu’nun broşur çalışmasından alınmıştır. / Nisan 2005