TEGA Mühendislik grevinin öyküsü – Yılmaz Kızılırmak
Spread the love

Doğalgaz bağlantı aparatları üreten, sektördeki geçmişi 12 yıla varan, Sincan Organize Sanayi bölgesine yeni taşınan TEGA MÜHENDİSLİK Fabrikasında, günde 12 saat çalışmak zorunda olan, aylık ortalama 500 bin TL ücret alan, mesai ücretiyle birlikte eline toplam 700 bin TL civarında bir para geçen işçiler, işveren tarafından mesai ücretlerinin kaldırılacağı tehditi ile yüzyüze gelir. 500 bin TL ile zor geçinen işçiler bu tehdit karşısında gerilerler.


Tam bu sırada bu bölgede örgütlenme çalışması yapan Birleşik-Metal-İş sendikası işçilerle ilişkiye girer. 2007’nin ilk aylarında kurulan ilişki, işçilerin oturduğu mahallelere yayılarak uzun ve sayısız toplantılarla olgunlaştırılır. İşveren ‘eski bir solcu’ olduğu için daha temkinli hareket edilir.

Nihayet 1 Haziran 2007 tarihinde sendikaya noterden üyeliklerin geçişine karar verilir. O kadar sıkı bir çalışmaya rağmen örgütlenme işi işverenin kulağına gider ve 2 işçiyi ücretli izinle fabrikadan uzaklaştırır. Sonra da işyerinde yaptığı genel toplantıda o 2 işçiyi işten attığını söyler. Siyasi suçtan cezaevinde yattığını ve hatta kendisi için ölebilecek birkaç eski dostunun olduğunu söyleyen patron, açık bir şekilde işçileri tehdit eder. ‘sakın sendikaya üye olmayın’ sözleriyle işveren toplantıyı bitirir. İşçilerden birisi, toplantıda konuşulanları aynı anda cep telefonu aracılığıyla sendika şube başkanıyla paylaşır.

O günlerde işyerinde 120 işçi çalışmaktadır. Sendika yoğun örgütlenme çalışması neticesinde ancak 103 kişiyi üye yapabileceğini hesaplarken, patronun tehditleri ters teper ve 1 Haziran 2007 tarihinde 108 üyelik gerçekleştirir. 4 Haziran 2007 tarihinde ise çoğunluk tespiti için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na (ÇSGB) başvurulur. Aynı gün işverenle görüşme talebinde bulunulur. İlerleyen günlerde işverenle görüşmeler başlar ve işten atılan 2 işçi sendikanın bastırması sonucu tekrar işe alınır.

ÇSGB, 3 Ağustos 2007 tarihinde, Birleşik Metal – İş Sendikasının işyerinde gerekli çoğunluğa sahip olduğunu, sonrasında da toplu iş yapmaya yetkisi bulunduğunu yazıyla sendikaya bildirir. Bu arada işverenin ikna ettiği 5 işçi sendikadan istifa eder.

TEGA MÜHENDİSLİK FABRİKASI işçileri artık sendikalıdır. Ve daha yoğun toplantılar başlar. İşyerinde işçi temsilcilerini belirlenir. Üyelerle genel talepler ve olması gerekenler üzerinde tartışma yürütülür, toplu iş sözleşme taslağını hazırlanıp işverene sunulur.

İşverenle Toplu İş Sözleşmesi masasına oturulur. Yasal süreç içerisindeki arabulucu vb. tüm süreçler yaşanır, epeyce yol alınır. Sonuçta her konuda mutabık kalınmıştır ve sıra imzaların atılmasına gelmiştir. 2 saat izin isteyip ortadan kaybolan işveren toplantı salonuna döndüğünde anlaşılmaz bir şekilde yeniden mutabık kalınan maddeleri deşmeye, tartışmaya başlar. Sonra, kendisinin zorda olduğunu belirtip, daha önce kabul ettiklerinin ancak yarısını verebileceğini söyler. Bu uzlaşmaz tavır yasal süreci greve doğru götürür. İşveren, grev kararı alındığında işçilerin evlerine isimsiz mektuplar göndererek grevin açlık demek olduğunu, işten atılıp işsiz kalmalarına neden olacağını anlatır. Bu mektuplar kanalıyla işçi aileleri üzerinde baskı hedeflenir. İşveren bununla da yetinmez, büyük puntolarla lokavt ilan edeceğini yazıp fabrikanın görünen her tarafına astırır. İşçilerin buna aldırmadığını gören, ‘solcu patron’ sendikanın komünist bir sendika olduğunu isterlerse başka bir sendikayı getirebileceğini söyler.

Grev oylaması öncesi 18 yeni işçi alır ve 5 sendika üyesi işçiyi işten atarak grev oylamasının dışında tutar. İşçiler ezici çoğunlukla, ‘GREVE EVET’ der. Grev oylamasından bir gün sonra işveren, en son aldığı ve hatta işe alırken de en güvendiği 8 işçinin çıkışını verir. Sonra da 50 sendika üyesini bir sabah fabrikaya sokturmayarak işten attığını, feshedilen iş akidlerinin kendilerine postayla gönderileceğini söyler. Yasadışı uygulamalara karşı işyerinde üretimden gelen gücünde kullanıldığı uzun süren direniş, 7 Şubat günü asılan grev pankartıyla birlikte yeni bir sürece evrilir.

Gelinen süreçte, 34 işçi ekonomik nedenlerle grevi yarı yolda bırakmış, grev 69 sendikalı işçi tarafından sürdürülmektedir. Tega Mühendislik Fabrikası önünde 24 saat grev nöbeti aksatılmadan tutuluyor.

Sincan Organize Sanayi Bölgesi kentin dışında, ulaşımı kolay olmayan bir yerde bulunuyor. Grev ziyareti bu anlamda çok yoğun yaşanmıyor. Kimi demokratik kitle örgütlerinin yılbaşı ve bayram günlerinde işçilere paket hazırlayıp getirdiği biliniyor. Dayanışma ziyaretleri içinde en anlamlı olanı; büyük işçi direnişi 15 – 16 Haziran’ın yıldönümünde DİSK öncülüğünde gerçekleşti. Organize sanayi girişinden grev çadırına kadar sloganlar atılarak yapılan yürüyüş, grev çadırı önünde basın açıklamasıyla sona erdi. Jandarma kuşatması altında devam eden grev bugün 1. yılını geride kalırken demokrasi güçleri işçileri yine yalnız bırakmadı. 7 Şubat günü, saat: 14.30’da grev çadırı önündü buluşuldu, basın açıklaması okundu ve sohbetler edildi.

Sincan Organize Sanayide devam eden TEGA MÜHENDİSLİK fabrikası işçilerinin grevi, organize sanayide köle koşullarında çalışan işçiler için bir umut olabilir. Sermayenin krizi sürekli dillendirdiği, krizi bahane ederek işçilere yönelik saldırılarını artırıldığı bir dönemde, umutla, dirençle devam eden bu grevin kazanımla sonuçlanması tüm emekçiler için de bir kazanım olacaktır.

Ergenekon çetelerini besleyenlerin karşısında, işçi sınıfının en dinamik kesiminlerinden birini oluşturan Birleşik Metal-İş’le dayanışma içinde olunması, grev ve direnişlerinin başarıya ulaşması demokrasi güçleri için çok önemlidir.

YILMAZ KIZILIRMAK*
*Dev.Maden-Sen Örgütlenme Dairesi Uzmanı

Kaynak: gunlukgazetesi.com

 

 


Spread the love