Tarihi Bir Kurultayın Ardından…
Spread the love

14-15 Kasım 2009 tarihlerinde İstanbul’da yapılan Ücretli ve İşsiz Mühendis Mimar ve Şehir Plancıları Kurultayı ayrıntılı bir değerlendirmeyi hak ediyor. Kurultayın içeriğine dair haberler kurultay sitesi,  politeknik.org.tr ve tmmob.org.tr’den takip edilebilir. Bu yazıda daha çok tarihsel önemde olduğunu düşündüğümüz bu etkinliğin TMMOB örgütlülüğü açısından anlamını vurgulayacağız.

Bu kurultaya tarihsel önem veren etkenlerden biri 1976’daki 3. Teknik Elemanlar Kurultayı’ndan 33 yıl sonra, ücretli-işsiz teknik elemanları gündemine alan ilk kurultay olmasıdır. Kurultay, sorunları giderek ağırlaşan ama bu duruma henüz örgütlü çözümler ortaya koyamamış teknik elemanların, öncelikle TMMOB örgütlülüğünü geliştirerek önemli bir adım atmasına vesile oldu. İki yıl önce, konu başlıkları olarak benzeyen ancak somut kararlar alınması hedeflenmeyen bir etkinlik, “Mühendislik, İstihdam ve Ücretlendirme Sempozyumu” adı altında yapılmıştı. Bu yüzden, 1974, 1975 ve 1976 yıllarında, TMMOB öncülüğünde ve diğer teknik eleman örgütleriyle birlikte gerçekleştirilen teknik elemanlar kurultaylarından sonra, ilk defa somut bir mücadele programı ortaya koyulmuş oldu.

En genel bakışla Kurultay’ı başarılı olarak değerlendirmekteyiz. Geçen dönem yapılan Sempozyum ve daha önceki yıllarda yapılan “TMMOB Demokrasi Kurultayı”, “Mühendislik, Mimarlık Kurultayı” gibi etkinlileri, çok çok aşan bir katılımın olmasını; yerel kurultaylarda sorunların tartışılarak, karar önergelerinin çıkmış olmasını; ve somut kararlara sonuçlanmış olmasını bu Kurultay’ın başarısındaki ölçütler olarak görmekteyiz.

Toplantı “müdahale” ile başladı

2 yıl önce yapılan Sempozyum’a katılım 490 kişi olmuşken, bütçe sorunları vb. gerekçelerle Oda merkezlerinin katılımı örgütlemediği bu kurultaya 800’ü aşkın katılım olmuştur. Ayrıca Kurultay hazırlık sürecinde 8 şehirde yapılan Yerel Kurultaylar ve daha birçok şehirde yapılan hazırlık toplantılarına toplamda binlerce kişi katılmıştır. Kurultaya gösterilen bu ilginin öznel ve nesnel nedenleri vardır. Yaşanan ekonomik krizin TMMOB’ye bağlı Oda üyelerinde belirgin bir işsizlik/yoksulluk yarattığı ve bunun da beraberinde bir çözüm arayışı getirdiği gerçeği  bu katılımın nesnel nedeni olarak ifade edilebilir.

Öznel nedenlerin başında gelen ise TMMOB solunun toplantıya dair göstermiş olduğu ilgidir. Toplantı katılımın yüksekliğinin arkasındaki temel nedenin TMMOB solunun bu toplantı için harcamış olduğu – yetersiz de olsa- emek olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Yoksa TMMOB yönetimlerinde egemen olan kesimin toplantıyı örgütlemek için gerekli çalışmaları yapmadığı koşullarda etkinliğe yüksek katılım başka türlü yorumlanamaz.

Ancak TMMOB solunun bu genel hassasiyetine rağmen, en genel ifadeyle solda olarak değerlendirdiğimiz egemen kesimin aynı hassasiyeti gösterdiğini söylememiz doğru olmayacaktır. Bu arkadaşların Kurultay’a ilişkin en önemli katkıları, kendilerini toplantıya taşımak oldu.  Ancak, bu katılım da, başından itibaren en hafif deyimiyle Kurultay’ı etkisizleştirmeye çalışan bir tutum olarak kendini gösterdi. Toplantının başlamasıyla birlikte, başta TMMOB Y.K. Başkanı olmak üzere bir grup konuşmacının kendi örgütünün Kurultayının meşruiyetini sorgulayan ifadelerine katılımcılar tarafından gerekli yanıt verildiği gibi, engelleme yönündeki  davranışlar da salondan tepki gördü.  Bu tatsız müdahale, yıllardır ücretli ve işsiz mühendis, mimar, şehir plancıların sorunlarına yeterli ilgiyi göstermeyen, onları örgütlemekte yetersiz kalan TMMOB yönetimlerindeki egemen kesimin gelişmekte olan dinamiği de kavrayamadığını gösterdi.
Her etkinlik ve toplantıda benzer durumların tekrarlanmaması için, TMMOB merkezi ve kimi birimlerinde egemen olan kesimin, kendini TMMOB’nin sahibi olarak gören ve kendi dışındakileri ise TMMOB ile ilgili fikir söyleme yetkinlikleri olmayan ‘misafirler’ olarak değerlendiren yaklaşımını  sorgulamasına ihtiyaç var.

Önerge yağmuru altında kurultay

Kurultaya Düzenleme Kurulu’nun sadeleştirme girişimlerine rağmen onlarca karar önergesinin sunulmış olması dikkat çekiciydi. Bu durum uzun bir aradan sonra yapılan kurultayda emekçi teknik elemanların sorunlarına dair pek çok tartışmanın biriktiğini göstermiş oldu.

Ancak sorun tespitine ve mücadele çağrılarına rağmen bu birikimin sorunların çözümü konusunda gösterilen yaklaşımda pek sağlanamadığı görüldü. Özellikle Kurultay günü verilen önergelerin pek çoğu genel geçer ifadeler ile TMMOB’yi bazı şeyleri ‘savunmaya’ ve bazı şeyler için de ‘mücadele etmeye’ çağıran özelliktelerdi. Bu durum ‘çok laf az iş’ üretilen TMMOB ortamları için pratik karşılığı zayıf bir sonuç yaratma tehlikesi oluşturmaktadır.

Konuyla ilgili en tipik tartışmalardan birisi ‘TMMOB’nin isim değişikliği’ ile ilgili önergede yaşandı. Açılımdaki Türk olan ifadenin Türkiye olarak değiştirilmesi şeklindeki önerge salondan kimi haklı eleştiriler aldı. Şovenist içerikli olanlar bir kenara bırakılırsa, tartışma zaten konuyla ilgili bir TMMOB Genel Kurul ve Demokrasi Kurultayı kararı varken ve bu konunun çözümünün ancak yasa değişikliği ile sağlanabileceği biliniyorken neden böyle bir önergeye ihtiyaç duyulduğu konusunda yoğunlaştı. Kürsüden dile getirilmese de önerge imzacıları arasında yer alan ve ‘öznel’ sorunlar nedeniyle Yerel Kurultay yapmayan Diyarbakır delegasyonunun ücretli-işsiz MMŞP kurultayına verdiği tek önergenin bu olması ise altı çizilmesi gereken bir başka konudur

Kurultay’ın temel bir yaklaşımı teknik elemanların diğer emek güçleri ile beraber mücadele etmesinin birçok kararda vurgulanması oldu. Ancak işyerlerinde yalnızlaşmış bu kesimin dayanışmacı bir tarzda sahiplenilebilmesi ve örgütlü mücadeleye katılması için TMMOB’ye somut görevler de tarif edildi. İşten atılan, çalışma yaşamında yasal hakları gasp edilen, mesleğini halk ve çevre sağlığına uygun olarak uygularken baskıya uğrayan üyelerinin hukuksal mücadelesini verilebilmesi için illerde hukuk bürolarının kurulması ve TMMOB bünyesinde Dayanışma Fonu kurulması bunlardan öne çıkan ikisiydi. Bir başka karar, genellikle bireysel sözleşme yapan teknik elemanlar için iş tanımlarının, yetki ve sorumluluklarının ve çalışma yaşamındaki haklarının belirlendiği tip sözleşmelerin TMMOB tarafından hazırlanması ve uygulanması için takipçi olunması yönündeydi. Yasal çalışma sürelerinin sınırları içinde çalışılması ve fazla mesai ücretlerinin ödenmesi için üyelerine sahip çıkarken, aynı zamanda çalışma sürelerinin kısaltılması için diğer emek güçleri ile beraber mücadele edilmesi de karara bağlandı. Bu konuda kabul edilen önerge 6 saatlik iş günü ve haftalık en fazla 35 saatlik çalışmayı talep ediyordu.

Yerel kurultaylarda da çok vurgulanan bir önerge, TMMOB’nin işyeri temsilciliklerini yaşama geçirilmesiydi. Oda ve meslek disiplini ayırmadan işyerlerinde teknik elemanların ortak temsilcilikler kurabilmesi, Kurultay kararlarının yaşama geçirilmesine kritik önem taşıyor.

Özelleştirme ile ilgili önermeler de Kurultay’ın en fazla tartışılan gündemi oldu. Özelleştirme karşıtı iki önergeden biri, kamulaştırmanın ve kalkınmanın halk için olduğunun vurgulanmaması nedeniyle reddedildi. Bunun yerine, “TMMOB emperyalist bağımlılık ilişkilerinin bütün yönlerini esas alan bir yaklaşımla, özelleştirme ve piyasalaştırma uygulamalarına son verilmesini; eğitim, sağlık, enerji, haberleşme, ulaşım, barınma, gıda ve su gibi temel hizmetler alanının ve kamusal denetimin piyasa alanından çıkarılmasını savunur. TMMOB halkın bu hizmetlere kamusal bir hak olarak, insanca yaşam için temel gereksinin olan miktarına ücretsiz erişiminin sağlanması amacıyla diğer emek örgütleri ile birlikte mücadele eder.”  biçimindeki önerge kabul edildi.

Kurultay’ın önemli gündem maddelerinden asgari ücret konusunda ise karar alınamadı. Sınıfı böleceği gerekçesiyle, TMMOB’nin hiç bir şekilde asgari ücret “talep etmemesini” isteyen önergeyle, diğer emek ve meslek örgütleriyle birlikte belirlenecek insanca yaşam ücretinin, TMMOB tarafından asgari ücret olarak tespit edilmesini ve uygulanmasını isteyen önergemiz, 2/3 karar çoğunluğuna ulaşamayarak daha sonra tartışılmaya bırakıldı.

Sınıfın diğer kesimleriyle beraber sendikalaşabilmek için sendikalarla ortak kurullar oluşturmak önergesi karara bağlanırken, TMMOB birimlerinde çalışan teknik elemanlar da gözden kaçmadı. Birlik Yönetim Kurulu Başkanı’nın açılışta, teknik görevlilerin sendikalaşma talebi yok demesine rağmen, TMMOB içinde de teknik görevlilerin sendikalaşması için engellerin kaldırılması önergesi, bizzat teknik görevliler tarafından verildi ve Kurultay kararı olarak benimsendi.

Kurultaydan sonrasına kalan

Soyut hedeflerle, Kurultayı daha çok bir ideolojik pozisyon belirleme zemini olarak gören yaklaşım ile somut kararları TMMOB’nin önüne koyarak bir mücadele programı oluşturmaya çalışan yaklaşımımız arasındaki fark, bazı karar önergelerinde ortaya çıktı. Örneğin asgari ücret konusunda ideolojik bir tartışma çıtası koyulduğunda TMMOB solu olarak değerlendirdiğimiz birçok kesim, bu çıtanın üstünden atlamaya çalıştı. Bu çıtanın orada yerinin olup olmaması değerlendirilmedi. Önergemizin programatik bir mücadele hedefi olmasının önemi anlaşılamadı. Bu yaklaşım farkı, verilmek istenen mücadele tarzının daha iyi anlatılma gereğini ortaya çıkarmaktadır.

Devrimci mühendis, mimar ve şehir plancıları, Kurultay fikrinin ortaya atılması ve TMMOB genel kurulunda kabul edilmesi de dâhil olmak üzere, tüm süreci en etkin biçimde sahiplendiler. Hazırlık döneminde, yerel kurultaylara olduğu gibi Kurultay toplantısına da, sınıfın bir parçası olarak teknik eleman hareketinin yeniden ayağa kaldırılmasının bir adımı olarak müdahale ettiler. Somut kararlara ve görevlere dayanan bir mücadele programını ortaya çıkarabilmek için büyük çaba gösterdiler. Bugün artık bu programın temelini atan Kurultay kararları, mücadelemizin meşru bir belgesidir. Bu çok önemli bir başlangıçtır, ama sadece başlangıçtır. Elimizdeki bu kararların bağlı Odaların ve şubelerinin genel kurullarında ve TMMOB genel kurulunda, programatik hedefler olarak benimsenmesini sağlamak; gerekiyorsa tüzük, yönetmelik değişikliklerinin yapılmasına yol açmak ve birer birer hayata geçirilmesi için militan bir mücadele vermek görevi, en başta bizim omuzlarımıza yüklenmiştir.

14-15 Kasım 2009’u TMMOB tarihinin bir kilometre taşı yapmak için daha inatçı ve daha emektar bir yürüyüşle aşabileceğimiz bir yol önümüzde duruyor. Adımlarımızı sıklaştıralım…


Spread the love