Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi: “Şimdi hedef İmrahor Vadisi, hepsi gibi bu da çılgınlık”
Spread the love

Ankapark, Kaçaksaray gibi AKP’nin Ankara için tahayyül ettiği çılgınlıklardan biri olan “Ankara Boğazı Projesi” üzerine, bir kez daha meslek alanımızın AKP iktidarının çılgın fikirlerini gerçekleştirmek için araçsallaştırarak, kamusal alanlarımızın, doğal ve tarihi alanlarımızın sermaye birikim sürecinde bir kolaylaştırıcı olarak kullanılmasına karşın mücadelemizi sürdüreceğimizi haykırıyoruz. Ekonomik olarak belirli kesimleri zengin etmenin en kolay yolu olarak görülen inşaat sektörünü kendine öncü sektör olarak belirleyen AKP yönetimi ve onun yereldeki temsilcisi belediyeler, yoğun inşai müdahaleler gerektiren çılgın projeler aracılığı ile rantı artırmaya ve bu rantı belirli kesimlere aktarmaya çalışıyor.

Bilindiği gibi, Ankara için İmrahor Vadisi’nde hayal edilen “Çılgın Boğaz Projesi” ilk olarak 2011 genel seçimlerinden önce dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Ankara’nın çılgın projesi olarak dillendirilmiş ve ardından 2014 yerel seçimleri sürecinde “Ankara Boğazı” adıyla mevcut Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in vaatlerinden birisi olmuştu. İmrahor Vadisi üzerinde turizm ve ticaret kullanımı ağırlıklı yapılaşmayı öngören imar planları Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 16 Ocak 2015 tarih ve 155 sayılı kararı ile 650 hektarlık alana ilişkin plan 5 Şubat 2015 günü ilan edilmiştir.

Söz konusu planlar özetle İmrahor Vadisi tabanında önemli ölçüde turizm tesisi yatırımları, vadinin güney yamaçlarında da konut alanları ile önemli ölçüde yapılaşma yaratan, Ankara’nın kentsel mekânsal gelişimini etkileyecek büyük bir parçacıl müdahaledir. Bu ve benzeri özel karar ve uygulamalarla kent planlarının iç tutarlılığı gün geçtikçe delinmekte ve sonuç olarak kentsel sorunlar git gide artmaktadır.

İmrahor Vadisi Neden Önemlidir?

Bu çılgınca projenin İmrahor Vadisinde gerçekleşmesi sadece bir vadiyi yok etmekle kalmayacak, bütünüyle Ankara kentinin doğal yapısını, bütünlüğünü bozacaktır. Çünkü İmrahor Vadisi, mevcut Ankara Adliyesi altından ilerleyerek Ankara Çayı’na kavuşan İncesu Vadisi ile başlayan Eymir ve Mogan göllerini içine alarak, Tuz Gölü’ne kadar uzanan bir vadiler sisteminin önemli bir parçasıdır. Bu bağlamda, 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı’nda “Ağaçlandırılacak Alan”, “Özel Proje Alanı” ve “Özel Proje Bölgesi” olarak kullanım kararları getirilmiş ve alanın yapısı, dokusu itibariyle özenle korunması gerekliliği açıkça vurgulanmıştır.

Üst ölçek plan kararlarına açıkça aykırı, mekansal bütünlüğü bozan bu plan, son dönemde Sinpaş Altınoran Konut projesiyle iyice tahrip edilen İmrahor Vadisini baştan sona turizm, ticaret ve konut alanları ile betonlaştırarak önemli bir doğal yaşam alanını, bir su havzasını yok edecektir. Ankara kent merkezine kadar ulaşan bir hava koridoru kesilerek, Ankara’nın hava kirliliği sorunu içinden çıkılmaz bir hal alacaktır. Öte yandan, Eymir ve Mogan havzasının bir parçası olan İmrahor Vadisindeki bu müdahale, göllerin ekosistemini de tamamen olumsuz etkileyecektir.

Yine Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’nın bu çılgınlığı havza boyunca devam ettirme hayalleri olduğunu, Eymir ve çevresine ilişkin yarattığı asılsız birtakım söylemleri ile de açıkça izlemekteyiz. Bütünüyle İmrahor vadisi gibi varlıklarımızın, doğal alanlarımızın, kamusallıklarımızın sermayeye pazarlanmaya çalışıldığını ifade etmeliyiz.

Ayrıca, kamusal varlıklarımız gerçeküstü projelere konu edilerek özellikle seçim öncesi bir pazarlık meselesi haline getirilmeye çalışılmaktadır. Bu projeler toplumun müşterek yararını amaçlamamakta; aksine kamusal alanlarının metalaşmasına, tüketim nesnesi haline dönüştürülmesine ve kamusallıklarımıza yabancılaşmamıza sebep olmaktadır. Ve bilinmelidir ki bu proje ile Ankara kenti ve ekonomisi hiçbir suretle kazanmayacaktır. Yatırım adı altında sunulan büyük kapsamlı bu projeler sadece sermaye ile siyasetçilerin seçim öncesi işbirliklerini sıkılaştırmalarından ibarettir. Başka bir deyişle, 15-20 turizm tesisinin ve büyük ölçekli inşaat şirketlerinin işine yarayacak bir proje ile 5,5 milyonluk bir kentten oy istemek ve bu oy tacirliğini üç seçime yaymak bir çılgınlıktır.

Özetle söz konusu plan ile bir kördüğüm haline gelen ve beton yığınına dönen bir kaç sermayedarın kar etmesi amacıyla Ankara Ankaralılar için iyice yaşanmaz bir hale getirilmektedir. TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi olarak, tüm kamuoyunu ve meslektaşlarımızı bu çılgın ortamda kentlerimize daha fazla zarar verilmemesi için verdiğimiz mücadeleye omuz vermeye davet ediyor ve sürecin takipçisi olduğumuzu kamuoyuna ve meslektaşlarımıza duyuruyoruz.

TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi


Spread the love