Site iconPoliteknik – Halkın Mühendisleri Mimarları Şehir Plancıları

Mühendislerden İzmir Depremi gözlem raporu


TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK), 30 Ekim’de meydana gelen İzmir Depremi sonrası gözlem raporu yayımladı: İzmir’de asıl yıkıcılığa yol açan zemin davranışının yapıya etkisi ve denetimsizlik

TMMOB İzmir İKK, 30 Ekim 2020 tarihinde Seferihisar Körfezi açıklarında, Kandilli Rasathanesi verilerine göre büyüklüğü 6.9 olan İzmir Depremi hakkında gözlem raporu açıkladı. İzmir İKK, deprem sonrası kent merkezinde yer alan ilçelerde çeşitli yapı hasarları tespit ettiklerini ancak yıkımların ve ağır hasarlı yapıların, zemin özelliği itibarıyla kalın alüvyon tabakalarının yer aldığı Bayraklı ilçesinde yoğunlaştığını vurguladı.

Yıkılan yapıların çoğunluğu 99’ Marmara Depremi öncesi inşa edilmiş

Mühendisler saha gözlemlerinde, yıkıma uğrayan ve ağır hasar alan binaların genellikle 8 kat mertebesinde olduğunu, değerlendirme yapılan bölgede, kısmi ve tamamen yıkılan binaların sayısının 12 olduğunu belirtti. Raporda ”Bu 12 binanın tamamının ruhsat tarihinin 1999 öncesi olduğu tespit edilmiştir. Yapılan mülakatlarda yapılardan önemli bir kısmının kooperatif olarak yapılan ve yapımı uzun yıllar süren binalar olduğu bilgisi alınmış, ruhsat bilgilerinde de yapı ruhsatı ve yapı kullanma tarihleri arasındaki uzun süre dikkat çekmiştir’‘ denildi.

Taşıyıcı sistemlerdeki ve imalattaki sorunlar yıkıma neden oldu

İzmir İKK raporda, yapılardan bazılarında meydana gelen göçüğün sandviç tipinde yani döşemelerin birbiri üzerine oturmasıyla oluştuğunu, bazılarında düşeyde ve yatayda kısmi göçmelerin tespit edildiğini açıkladı. Raporda, ağır hasar alan yapılarda ise kolonlarda kabuk atma, donatı eğrilmesi, kolon kiriş birleşimlerinde çatlaklar ve zeminde oturmalar gözlemlendiği vurgulandı.

İzmir İKK depremde yıkıma yol açan faktörleri, zemin parametrelerinin görmezden gelinmesi, denetim sorunları, malzeme eksikliği/uygunsuzluğu, güçlü kolon zayıf kiriş prensibinin uygulanmaması, yanlış tasarım, yetersiz eleman dayanımı, yumuşak kat veya uygulama hatası gibi nedenlerin bir veya birkaçının olabileceği şeklinde özetledi.

”İmarla ilgili aflar yasaklansın, kamusal denetim sağlansın”

Yer seçiminden başlayarak imar planlarının afet riskine göre hazırlanmasının önem arz ettiğini belirten İzmir İKK, binaların tasarım, inşaa, denetim ve bakım süreçlerinin rant amaçlı yaklaşımlarla sürdürülmesi, depremlerin yıkıcı sonuçlara dönüştüğünü vurguladı.

Barınma güvenliği taşımayan yapılan affedildiği İmar Affı ile verilen ruhsatların iptal edilmesi ve imarla ilgili afların yasaklanması gerektiğini belirten İzmir İKK, depreme dayanıklı yerleşim alanları ve yapılar tasarlamak, üretmek ve deprem hasarlarını minimuma indirmek için şu önerileri yaptı:

Denetimsiz ve kaçak yapılaşmaya derhal son verilmelidir.

İmar afları yasaklanmalıdır.

İmar barışı adı altında ruhsatlandırılan tüm ruhsatlar iptal edilmelidir.

Mevcut yapı denetim sistemi, zeminle ilgili mühendislik çalışmalarının arazi denetimlerini kapsamalıdır.

2011 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla uygulamaya konulan “Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı” geciktirilmeden uygulamaya konulmalıdır.

Başta Hastaneler, Okullar ve Kamu binaları olmak üzere kentimizdeki tüm kaçak, imara aykırı ve deprem riski içeren yapıları tespit etmek için il genelinde bir envanter çalışması yapılmalıdır.

İzmir Deprem Master Planı yenilenmelidir.

Tüm paydaşlarla birlikte il genelinde öncelikli risk grubunda yer alan yapıları belirleyerek, bu yapıların güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması sağlanmalıdır.

Raporun tamamı için tıklayınız.

politeknik.org.tr


Exit mobile version