MMO İstanbul Şubesi: Metrobüs Hakkında

İstanbul kent içi ulaşım sorumlularının, başta kent plânlamacıları olmak üzere üniversiteler ve meslek odalarıyla birlikte çalışmaları gerekmektedir. Bu yapılmadığı zaman, metrobüs gibi ihtiyaca cevap vermeyen sistemler çözüm olarak ortaya atılmakta, amaçsız yatırımlarla İETT gibi ulaşım kuruluşlarının ödemeler dengesi daha da bozulmaktadır ki; bu kötü yönetimlerin faturasını ise halk ödemektedir.

İstanbul’da ulaşım sorunlarını tamamen çözmek iddiasıyla oluşturulan metrobüs sistemi Mecidiyeköy ile Avcılar arasında işletmeye alınmış bulunmaktadır.  Basın’dan edinilen bilgilere göre,  bir Hollanda firmasına 230 yolcu kapasitesinde 50 adet capacity-bus olarak tanımlanan yüksek kapasiteli otobüs sipariş edilmiş, ancak bu otobüsler firmaca zamanında teslim edilemeyince iki adet otobüs, Hollanda’dan kiralanmak zorunda kalınmıştır. Satın alma sırasında yapılan hata ve kural tanımazlığa karşın Mecidiyeköy-Avcılar metrobüs hattı işletmeye alınmıştır.
 
Yukarıda değinilen Metrobüs güzergâhı yoğun yolcu talebi olan bölgelerden geçmektedir. Bu bölgelerin bir bölümünde bulunan Sirkeci-Halkalı TCDD banliyö işletmesi, Zeytinburnu-Kabataş tramvay, Yusufpaşa-Havaalanı LRT (Hafif Metro) ve metro gibi raya bağımlı sistemler, araç yetersizlikleri nedeniyle pik saatlerdeki yolcu taleplerine yeterli derecede cevap vermekten çok uzaktır.

Metrobüs güzergâhının geçtiği bölgelerde ve metrobüs hattına etki yapan bölgelerde, yolcu istemi dikkate alındığı ve otobüs, minibüs hatlarına bu güzergâhın duraklarına besleyici hatlar işlevi verilmesi ve metrobüs hattı nedeniyle daraltılan yol bölümünü kullanamayan araç yolcularının da metrobüs sistemiyle taşınması halinde, yani İstanbul’un ulaşım sorununa çözüm iddiasının gerçekleşmesi için pik saatlerde bu günkü araç adedinin onlarca katı aynı kapasitede araca gerek olacak ve sefer aralıkları 3 saniye düzeyine inecektir. Böyle bir işletme olanaksız olduğundan “biz ulaşım sorununa çözüm getirdik “ söylemi hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır.      

Burada yapılan alt yapı ve araç yatırımlarına rağmen, paralel otobüs, minibüs ve dolmuş hatları işlevlerine eskisi gibi devam edecektir. E–5 Karayolunun bir bölümü metrobusa tahsis edildiğinden, E5 karayolunda motorlu araç sıkışıklığı büyük ölçüde artmıştır/artacaktır. Sistem yüklendikçe araçların nafi (toplam) yükü aşırı derecede artacak, tekerleklere binen statik ve frenlemeden dolayı çarpma yükleri ve tekerleklere binen aksiyal yükler nedeniyle aşırı tekerlek yatak yükleri oluşacak, bunlar, normal otobüslerinkini kat kat aşacaktır. Direksiyon donanımı, motor, şanzıman, diferansiyel gibi araç ana elemanları, otobüsün nafi yükünün aşırı derecede artması nedeniyle her an elden çıkma riski ile karşı karşıya kalınacaktır. Hatta, yetkililerin değindiği 50 otobüsle günde 170.000 ila 350.000 yolcu taşınması durumunda dahi ağırlıklı pik saatlerde sefer aralıkları aşırı derecede küçülecek ve aşırı nafi yük, dizayn nâfi yükünün üstünde olacaktır, bu durumda yapımcı firmaların otobüs için işletme garantisi vermeleri olanaksızdır veya gerçeği yansıtmamaktadır.

SONUÇ OLARAK:

Büyük yatırımlarla devreye sokulan böyle bir sistem, bu güzergâhı kullanan bir bölüm yolcuya, araç başına büyük meblağlar kazanan yabancı firmaya, sistemin alt yapısının yapımı sırasında kazanç sağlayan inşaat firmasına ve kısa vadede politik kazanç sağlayacak yöneticilere yararlı olacak, ancak genelde İstanbul’un ulaşım sorununa çözüm olmayacak ve kendi sorunlarını yaratacaktır

Makina Mühendisleri Odası Ulaştırma Raporunda da belirtildiği gibi;

Ulaşım politikaları, tüm ulaşım modlarını, bütün ulaşım türlerinin tek bir taşıma zinciri oluşturacak şekilde entegre edilmesine yönelik kombine (seri, ekonomik, çevreci, güvenli ve hızlı) taşımacılığı esas almalıdır. Bütün ulaşım politikaları ülke geneli ve yerel düzeyde birbirleri ile entegre ve bütünlüklü olarak planlanmalı tarihsel, kültürel doku, çevre ve ekonomik boyutlar dikkate alınmalıdır.

Tüm ulaşım modları arasında uyum sağlanarak yük ve yolcu taşımacılığında ağırlık birim enerji tüketimi daha düşük olan demiryolu ve denizyolu taşımacılığına verilmeli, ulaşım sektöründeki petrol bağımlılığının azaltılması hedeflenmeli, ulaşım ve otomotiv sektörüne ilişkin mevcut yasalar bu doğrultuda gözden geçirilmelidir.

Çözüm, akılcı yöntemlerle uzun vadeye yayılan raya bağımlı normal ve rapid (seri) sistemlerin devreye sokulması ve bu sistemlerin otobüs, minibüs, dolmuş ve deniz ulaşımıyla eşgüdümlü şekle getirilmesidir. Bunun için İstanbul kent içi ulaşım sorumlularının, başta kent plânlamacıları olmak üzere üniversiteler ve meslek odalarıyla birlikte çalışmaları gerekmektedir. Bu yapılmadığı zaman, metrobüs gibi ihtiyaca cevap vermeyen sistemler çözüm olarak ortaya atılmakta, amaçsız yatırımlarla İETT gibi ulaşım kuruluşlarının ödemeler dengesi daha da bozulmaktadır, bu kötü yönetimlerin faturasını ise halk ödemektedir. 

Erol Alkım Erdönmez
TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI
İstanbul Şube Yönetim Kurulu Sekreteri