Mimarlar uyardı: Ankara Garı, Haydarpaşa ve tüm TCDD yapıları tehdit altında

Mimarlar, Devlet Demiryolları’nın (TCDD) ana statüsünü değiştiren yasal düzenlemeyle birlikte Ankara Garı, Haydarpaşa dahil bütün TCDD yapılarının ve arazilerinin tehdit altında olduğunu açıkladı.

Mimarlar Odası Ankara Şubesi dün (9 Haziran) düzenlediği basın toplantısında Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın (TCDD) ana statüsünde yapılan değişikliklerin; TCDD’nin yapısını şirketleştirme, TCDD yapılarını ve arazilerini de özelleştirme amacı taşıdığını açıkladı. Mimarlar ana statüde, TCDD Genel Müdürlüğü adı altında teşkil edilen yapının, teşkilat yapısını müessesini bağlı ortaklık işletme ve iştiraklarını ve bunların arasındaki ilişkinin tasfiye denetim mali ve personele ilişkin hükümlerinin ve bütün mal varlığı ilgili hususlarının yağmaya açık hale getirildiğini belirtti. 4 Haziran 2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan ana statü değşikliğinin Haydarpaşa başta olmak üzere Ankara Garı ve bütün illerdeki TCDD binalarını, istasyonlarını, sosyal tesislerini tehdit altına aldığını vurguladı.

Basın toplantısında konuyla ilgili konuşan Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, TCDD’nin yönetim yapısının değişeceğini, devletin süreçten elini çekerek şirketleşme sürecinin başlatılacağını belirtti. AKP’nin 64. Hükümet programına aldığı değişikliği 65. Hükümet kurulur kurulmaz hayata geçirmek için kolları sıvadığını söyleyen Candan “Bugün Haydarpaşa başta olmak üzere Ankara Garı ve bütün illerdeki TCDD binaları ve istasyonları tehdit altında. Bundan vazgeçilsin, toplum buna tepki göstermezse bir ülkenin kalbe kan taşıyan aort damarını kesmişsiniz demektir” ifadelerini kullandı.

ankara_gar_1Halkın ulaşım hakkı satılamaz
Düzenlemenin temelinde TCDD’nin özelleştirilmesine dayandığını belirten Candan, tren hatlarından metro hatlarını kadar atılan her adımın sermayenin çıkarına göre atıldığını, sırada araziler ve yapılar olmak üzere TCDD’nin satılması projesinin olduğunu açıkladı. Candan konuşmasında “Devletin sağlık ve barınma yanında ulaşım da halkına sunması  gereken bir hizmet. Bu hizmetin özelleştirilmesi demek ülkenin başka bir boyuta gidiyor olması demek. TCDD özeleştirme sürecini başından beri hissedebiliyorduk. Devlet tarafından metro gibi ulaşım açısından başarısız planlamalar yapıldı.  Bir yandan da ranta hizmet eden YHT gibi ulaşım araçları da gündeme girmiş oldu. Etimesgut’taki Şeker Fabrikası arazisi devamında yapılan YHT bakım onarım tesisleri ve aynı zamanda Gar bölgesine  yapılan karma fonksiyonlu büyük bir istasyon binası var. Bunlarla birlikte zaman içinde bunun nasıl hizmet edeceğini görmüş olduk. YHT baştan beri plansız bir projeydi kuş göç yolları üzerinde yer alan, her trenin geçişiyle birlikte binlerce kuşun katledilmesine yol açan bir projeydi. Bu rant amacının yetmediğini bir şekilde özelleştirilerek TCDD’nin tüm arazilerinin sermayeye peşkeş çekilmeye çalışıldığını görüyoruz. Bu korkunç bir şey. Ulaşımın temel bir hak olduğunu ve devlet tarafından sağlanmaya çalışılması gerektiğini söylemeye devam edeceğiz.“ dedi.

YHT için Celal Bayar Bulvarı’ndaki ağaçların katledilmişti
Basın toplantısında Ankara’da yeni inşa edilen Yeni Hızlı Tren (YHT) terminali için katledilen ağaçlara da değinen Candan “TCDD Gar binasının hemen arkasında teknoloji gelişiyor, ulaşımda kolaylık sağlanması için Yüksek Hızlı Tren  Garı yapısı yapıldı ve o süreçte Mimarlar Odası Ankara Şubesi’ni ve meslek odasının açtığı davalar aleyhimize sonuçlandı ama bu süreç kendi içerisinde artarak belli noktalardaki istasyonlara, Etimesgut’a  ve diğer noktalara kadar kaydı. YHT garının faaliyete girmesi gündemdeyken YHT gar binasının önünde bulunan Celal Bayar Bulvarı’ndaki ağaçlar tek tek kesildi. 150’ye yakın ağaç katledildi. Bunların her biri 60 yaşından büyüktü bunlar YHT teknolojik olarak neoliberalizimin kentleşme ve mekânsal süreçlerini daha iyi görünmesi yaklaşımıyla Gezi’nin arifesinde kesildi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak bununla ilgili suç duyurusunda bulunduk.” ifadelerini kullandı.

politeknik.org.tr