“İstanbul’un Dönüşüm Süreci ve Haydarpaşa” paneli dâhilinde, Haydarpaşa ve çevresinin dönüşüm süreci tartışıldı. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Anadolu 1. Büyükkent Bölge Temsilciliği’nin düzenlediği panelde, konuşmacılar Haydarpaşa dönüşümünün yasal süreçlerini konuştu. Toplantıda ağırlıklı olarak dile getirilen görüş, “bölgenin tamamen rant amaçlı projelere teslim edildiği” oldu.
Mesele Haydarpaşa’ydı, ancak mimarlık camiasını ilgilendiren başka konuları tartışma imkânı da bulundu: Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’ün de katıldığı panelde, Corner Otel ve Meteoroloji Alanı dâhil olmak üzere, Kadıköy’ün güncel mimarî sorunları, oda ve belediye arasındaki kimi tartışmalar da anılarak, masaya yatırıldı.
Arif Atılgan: “Kadıköy Belediyesi, Corner Otel konusunda bizi üzdü”
Panelin açılış konuşmacılarından ilki, Mimarlar Odası Kadıköy Temsilcisi Arif Atılgan oldu. Sözü Haydarpaşa’dan açan Atılgan, “Torba yasalar, Haydarpaşa’da planlama yetkilerini belediyenin elinden alıp, Devlet Demir Yollarına ve ilgili bakanlıklara verdi” diye konuştu. Mimarlar Odası’nın Haydarpaşa sürecine nasıl dâhil olduğunu kısa kısa anlatan Atılgan, odanın bu süreçte her daim aktif olarak yer aldığını, bölgenin dönüşümüne pozitif katkı yapmayı amaçladıklarını ifade etti.
Şube başkanı, panelin diğer açılış konuşmacısı Selami Öztürk’ün de katılımı dolayısıyla, Kadıköy’ün kentsel sorunlarından konu açma fırsatını da buldu. İlk olarak Meteoroloji Alanı’yla ilgili konuşan Atılgan, şunları söyledi:
“Meteoroloji Alanı planına kadar, oda olarak sakıncalı gördüğümüz projelere ‘plan iptal davası’ açıyorduk. Davayı kazandığımız takdirde, bütün plan iptal oluyordu. Biz bu sefer farklı bir yola gitmek istedik; onun için ‘Bundan sonra kusurlu gördüğümüz noktalara dava açalım’ dedik. Sonuçta 29 ayrı noktada itirazımız oldu, ancak hâkim davanın bu şekilde açılamayacağını belirterek davayı reddetti. Şu an Kadıköy Belediyesi’nin açtığı dava sürüyor.”
Meteoroloji Alanı projesinin de oda tarafından vizelendiğini, ancak çekince raporunun vizeye eklendiğini hatırlatan Atılgan, son haftalarda iyice tartışma konusu olmaya başlayan vize konusu üzerine bir kere daha odanın projeleri vizeleme zorunluluğu olduğunu hatırlattı.
Atılgan’ın altını çizdiği bir diğer konu ise, Corner Otel oldu. Belediye Meclisi’nde 1/500’lük planın CHP’lilerin ‘evet’ oyuyla geçmiş olmasının Mimarlar Odası’nı üzdüğünü belirten Atılgan, Selami Öztürk’e hitaben “Kadıköy Belediyesi’nin bu projeye karşı duruşu nedir?” sorusunu sorarak sözlerini sonlandırdı.
Selami Öztürk: “Torba yasa tüylerimizi diken diken etti”
Panelin diğer açılış konuşmacısı, Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’tü. Öztürk de, sözlerine Haydarpaşa’yla ilgili konuşarak başlayarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde, kendisine “Yerin varsa satacaksın” dediğini hatırlattı ve Haydarpaşa projesinin de bu yaklaşımın ürünü olduğunu ifade etti.
Haydarpaşa’da planlama yetkisini devreden torba yasanın haberini aldığında tüylerinin diken diken olduğunu ifade eden Öztürk, “İstanbul’a boğazdan giriş yaptığınızda, sol tarafınızda Sultanahmet – Ayasofya – Çırağan gibi yapıları görürsünüz. Sağ tarafınızda ise Haydarpaşa – Selimiye Kışlası – Kızkulesi uzanır. Bu silueti parayla satın alamazsınız. Biz belediye olarak Haydarpaşa’nın tekrar düzenlenmesinden, gümrüğün buradan kaldırılmasından yanayız. Ancak tarihî kimliğe uygun bir yapılaşma getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Belediye olarak bu projeye karşı duruşumuz bu şekildedir” diye konuştu.
“Corner Otel’in silueti bu kadar bozacağını tahmin edemedim”
Belediye başkanı, konuşmasının devamında Arif Atılgan’ın sorularını yanıtladı.
Sözlerine Corner Otel’le başlayan Selami Öztürk, “Bu otelin siluetinin bu kadar kötü olacağını bilseydim, mutlaka dava açardım. Sonuçta ben mimar değilim. Plan elime geldiğinde Kadıköy siluetini bu kadar tehdit edecek bir yapı olduğunu bilemedim” diye konuştu.
Öztürk, Meteoroloji Alanı’yla ilgili olarak, idare mahkemesinden 10-12 ay kadar yürütmeyi durdurma kararı vermesini beklediklerini, ancak mahkemenin kararı geciktirdiğini söyledi. Bu alanla ilgili olarak büyük bir siyasî baskıyla karşılaştıklarını ifade eden Öztürk, “Müteahhit firmadan defalarca uyarı dilekçeleri aldık. İdare mahkemesi normalde acilen yürütmeyi durdurma kararı vermeliydi, ancak kararı geciktirdi. 2. bilirkişi raporu müteahhit firmanın lehine oldu. Mahkeme 3. bilirkişi raporunu beklemeden tekrar ruhsat verdi. Burada bir hukuk skandalı yaşandı. Ben Meteoroloji Alanı konusunda karşımızda kimler olduğunu iyi biliyorum” diyerek, bu konuda ellerinden geleni yaptıklarını ifade etti.
Son olarak Kuşdili Çayırı’yla ilgili konuşan başkan, bu alanla ilgili açtıkları iki davanın sürdüğünü, belediye olarak Salı pazarının oradan tamamen kaldırılması ve buranın yeşil alan olarak kullanılması gerektiğini düşündüklerini söyledi.
Açılış konuşmalarının ardından, “Haydarpaşa ve Çevresinin Dönüşüm Süreci” başlıklı panele geçildi. Panel konuşmacıları Mücella Yapıcı, Prof. Dr. İsmet Okyay ve Eyüp Muhcu olarak belirlenmişti. Sonrasında Okyay’ın rahatsızlığı nedeniyle panele katılamadığı açıklandı.
Panel yöneticisi Sabri Orcan, panele geçmeden önce kısa bir konuşma yaparak, “Belediye Başkanımız Selami Öztürk’e açıklamaları için teşekkür ediyoruz. Ancak konuşmasında beni üzen taraf, başkanımızın Corner Otel’in Kadıköy siluetini bozacağını fark etmediğini söylemesi oldu. Belediye bünyesinde çok değerli şehir plancıları ve mimarlar da çalışıyor. Onlara da danışmak gerekirdi” diye konuştu.
Eyüp Muhcu: “Haydarpaşa’da bir hukuk skandalı yaşanıyor”
Panelde ilk sözü alan Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Muhcu oldu. Muhcu, “Haydarpaşa Yasaları” isimli sunumuna, hukukun 5500 yıldır var olan bir kavram olduğunu hatırlatarak başladı ve Haydarpaşa’da yaşananın “bir hukuk skandalı” olduğunu ifade etti.
Muhcu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2003 yılında Kızkulesi’nde yapılan resmî bir toplantıda, Haydarpaşa projesinin Amerikalı bir işadamına önerildiği haberini aldık. 2004’e geldiğimizdeyse, gazetelerde ‘Haydarpaşa Manhattan olacak’ haberleri çıkmaya başlamıştı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Mart 2005’te Haydarpaşa projesini ‘Vizyon Projesi’ olarak Cannes’da tanıttı.
2863 sayılı Koruma Yasası, 3194 sayılı İmar Yasası ve 3621 sayılı Kıyı Kanunu gibi yasalarla böylesine sıkı bir şekilde korunan Haydarpaşa’da, eşi benzeri görülmemiş bir hukuk skandalı yaşanmıştır. 17 Eylül 2004’te çıkartılan ve mecliste muhalefet milletvekillerinin bulunmadığı bir gece vakti çıkartılan torba yasayla, Haydarpaşa alanı Türkiye Cumhuriyet Devlet Demiryolları’na (TCDD) bedelsiz olarak devredilmiştir. Muhalefet partisi CHP, bu konuyu Anayasa Mahkemesi gündemine taşımamıştır. Biz de oda olarak projeyi geç öğrendik, bu nedenle TBMM gündemine taşıyamadık. Sonuçta Anayasaya aykırı olan bu yasa, yürürlüğe girmiş oldu.”
Konuşmasının geri kalanında hukuksal süreci anlatmayı sürdüren Eyüp Muhcu, 15 Temmuz 2005’te “7 Gökdelen Projesi”nin ortaya çıktığını belirterek, “Nisan 2006’da TCDD Genel Müdürlüğü, Haydarpaşa’daki tescilli yapıların tescilinin kaldırılması için Koruma Kurulu’na başvurdu. Koruma Kurulu ise Haydarpaşa’yı ‘Tarihsel SİT Alanı’ ilan etti. Dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, bu kararın gözden geçirilmesini istemişti. TCDD, 25 Haziran 2007’de SİT kararının iptali için de dava açtı” diye konuştu.
Muhcu, sözlerini sonlandırırken, çağımızın modern söylemi olan “yerelleşme ve demokratikleşme”nin bir türlü gerçekleştirilemediğini, yasaların yok sayıldığını, “yağma”nın organize edildiğini ifade etti. Haydarpaşa’nın insan haklarına ve kentli haklarına aykırı olduğunu belirten Muhcu, Haydarpaşa yasalarının “faşizan bir anlayışın” eseri olduğunu söyledi. Mimarlar Odası Başkanı, sözlerini “Haydarpaşa Garı ve Limanı çevresi, küresel şirketlere ve onların yerli ortaklarına peşkeş çekilmektedir” diyerek bitirdi.
Mücella Yapıcı: “İmar planı yok, ama proje hazır…”
Toplantıda Eyüp Muhcu’nun ardından söz alan Mücella Yapıcı, “Haydarpaşa Projeleri” isimli bir sunum gerçekleştirdi.
Mimarlar Odası olarak en başından beri Haydarpaşa projelerine müdahil olduklarını, ‘Haydarpaşa Dayanışması’nı kurduklarını belirten Yapıcı, “Gazetede ilk proje fotoğrafları yayınlandığında İBB’ye gittik. Bize ‘Basında çıkan her şeye neden itibar ediyorsunuz canım?’ dediler” diyerek, belediyenin kendilerinden gerçekleri sakladığını söyledi.
Yapıcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İstanbul Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi Koordinatörü Hüseyin Kaptan, Haydarpaşa Projesi ve 3. köprü konusunda siyasî baskıların olmasından yana endişeli olduğunu daha önce belirtmişti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ise, bölgeye 20-25 milyar dolarlık yatırım çekmek istediklerini ifade etmişti.
Haydarpaşa Dayanışması olarak “7 Gökdelenli Proje”yi basına ilk kez duyuran da biz olduk. Burada öyle büyük oyunlar dönüyor ki… Bazen önce plan, sonra yasa çıkıyor. Bazen ikisi aynı gün çıkıyor. Önce Çalık’la proje için anlaşılıyor, sonra ona göre plan yapılıyor.”
Gökdelen projesinin gösterildikten sonra bu projeden vazgeçilmesini “ölümü gösterip sıtmaya razı etmek” olarak değerlendiren Mücella Yapıcı, “Projelerin ortak tarafı, Haydarpaşa Garı’nın ulaşım işlevinin tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Recep Tayyip Erdoğan da, 2005’te yaptığı bir açıklamada, ‘Bu projede ısrarcıyız. Hatta Haydarpaşa Lisesi’ni de almayı başarırsak daha iyi olacak’ demişti” diye konuştu.
Tüm bu yasal süreçlerin üzerine, bir de yurtdışından Dress & Sommer firmasıyla özel bir anlaşma yapıldığını belirten Yapıcı, “Bu yabancı firmayla Türkiye halkını Haydarpaşa Projesine ikna etmesi için anlaşma yapıldı. Ancak Koruma Amaçlı İmar Planı yapılınca, bu sözleşme feshedildi” dedi.
Son olarak Şefik Birkiye tarafından tasarlanan “Venedik projesi”ni eleştiren Mücella Yapıcı, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Ortada imar planı bile yok, ama proje var. Hatta proje, Haydarpaşa dönüşüm alanını 2 milyon metrekareden 3 milyon metrekareye çıkartıyor. Haydarpaşa’da tamamen rant amaçlı bir hukuk fiyaskosu yaşanıyor.”
Kaynak: Serkan Mutlu/mimdap.org