Mehmet Soğancı’nın Bugün TV’de Söyledikleri

Bugün TV, geçtiğimiz sene yayın hayatına başladı. İpek Medya Grubu’nun bir kanalı olan Bugün TV, sahiplerinden de anlaşılacağı gibi, AKP yanlısı bir yayın çizgisine sahip.

Bugün TV’de yer alan programlardan birisi Gülay Göktürk’ün sunduğu “Olmasa Olmaz mı?” isimli bir program. Soruya her hafta yeni bir özne ile cevap verilmeye çalışılıyor. Temmuz ayının ikinci haftasında yayınlanan programda “Meslek Odaları Olmasa Olmaz mı?” sorusu tartışıldı. Konuklar arasında meslek odaları konusunda çalışmaları olan, Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Ömer Çaha,  Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi  Doç. Dr. Murat Çokgezen ile TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı bulunuyordu.

Bir buçuk saatlik programda konunun tüm ayrıntılarıyla ele alnması elbetteki mümkün değil. Hele hele akademik ünvanlı (mühendislerin, doktorların, eczacıların, veterinerlerin…meslek örgütleri gibi) meslek odalarının yanı sıra bir çok meslek odasının oluşu ve bu farkın yarattığı farklı tartışma başlıkları düşünülürse zaman oldukça kısa idi.

Gerici ve piyasacı konuklar…

Akademisyen konuklar,  meslek odalarının tarihinden kendilerince bahsedip odaların birer rant alanı haline dönüştüğünü, piyasa ve rekabet koşullarına aykırı çalışmalar yaptıklarını iddia ettiler. Yönetim kadrolarının uzun yıllar yerlerinden gitmediğini, bu sebeple katılıma açık olmadıklarını öne sürerek, bu durumu meslek odalarının yarı kamu kurumu niteliğinde olmaları ve gücünü yasalardan almasına bağladılar. Ayrıca meslek odalarının siyaset yapmalarını de eleştirmekten geri durmadılar. Sunucu da meslek odalarının bugünkü yapısı yerine, sivil toplum kuruluşları gibi bir formla aynı işlevin yerine getirilip getirilemeyeceğini sorarak,  akademisyenlerin varmak istediği sonucu ifade etti.

Mehmet Soğancı’nın cevapları…

Bu ifadelere karşı TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, akademik unvanlı meslek odalarıyla diğer odaları birbirinden ayırmak gerektiğini, piyasa ve rekabet koşulları üzerinden şekillenen bir anlayışın tamamen uzağında, kamu yararı ilkesi esas alınarak çalışmalar yürütüldüğünü söyledi. Diğer akademik ünvanlı  meslek odalarında olduğu gibi, TMMOB’de de çalışmaların genel kurullarda üyelerin kendi aldıkları kararlar doğrultusunda yapıldığını belirten Soğancı, bu sayede, meslek odaları çalışma programlarının demokratik bir işleyişle oluştuğunu vurguladı.  TMMOB’nin bütçesinde rant alanı olabilecek bir durumun söz konusu olmadığını ve TMMOB’de olduğu gibi diğer akademik unvanlı meslek odalarında da sıklıkla yönetim kadrolarının değiştiğini ifade etti.  Ayrıca yapılan sempozyum ve kurultayların ve sonuç raporlarının büyük öneme sahip olduğundan bahsetti.

Bununla birlikte Mehmet Soğancı aldığı her sözde, birçok üniversite olduğunu, bu üniversitelerden mezun olan mühendis mimarların eşit niteliğe sahip olmadığını, bu sebeple Odaların meslek içi eğitim merkezlerinin bulunduğunu ve belgelendirme faaliyetleriyle meslektaşlar arasında eşitliğin sağlandığını iddia etti.

Programda konu olan proje vize onayı  üzerinden İzmit depremi ve kamusal denetim konuları da gündeme geldi. Soğancı, depremden TMMOB’nin büyük ders çıkardığını, özellikle akademik kadro ve teknik donanım yetersizliğine sahip üniversitelerden mezun olan mühendislerin mezun olur olmaz mühendis olamayacaklarını ifade etti. Meslek içi eğitim, belgelendirme ve uzmanlık konusunda yüklendikleri görevin oda çalışmalarının ağırlığını oluşturduğunun altını çizdi. Amerika’yı örnek göstererek mezun olan mühendislerin iki sene, beş sene staj yaptığını ve sonrasında sınava tabi tutulduklarını, doğrusunun da bu olduğunu  öne sürdü.

Kamusal hizmet alanlarının piyasalaştırılmasına ve bu süreçte mühendis, mimarların durumuna bakarsak…

Neo-liberal politikalar, kamusal alanın bütününü piyasalaştırarak,emek gücünü ucuzlatıp güvencesizleştiriyor. Bu bağlamda insanca yaşayabilmek için gerekli olan herşey alınıp satılır bir metaya dönüştürülüyor.

Bu aşamada, toplumsal muhalefetin çeşitli unsurları, halk yararını gözeterek karşı duruşu örgütleyecek çalışma/mücadele programlarını şekillendiriyor. 

Mühendisler de bu durumdan doğrudan etkilenen meslek kesimini oluşturuyor. Gerek her geçen gün sayısı artan mühendislik fakültelerinden mezun olanların ucuz işgücü ya da işsiz olarak piyasaya katılımları; gerek ise eğitim, sağlık, ulaşım, gıda, enerji gibi yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamak için sosyal ve kültürel anlamda verilen ödünler büyüyen bir sorun olarak duruyor.

Neo-liberal politakaların uygulanması esnasında muhalif olan her yapının dönüşümünün de gerici ve piyasacı AKP hükümetinin programında yer aldığını hatırlarsak, TMMOB’nin yeni dönem mücadelesinin tüm bunları göğüsleyecek bir niteliğe sahip olması lazım.

Eğitim süreci ve Odaların durumları…

Bu noktada son dönem sağlık alanında yoğun biçimde yaşanan piyasalaştırma saldırısının, yakın bir zamanda -örnekleri şu anda da var olan- eğitim alanında yoğunluklu olarak yaşanacak olması, görünen bir gerçek. Piyasa koşullarının gerektirdiği biçimde açılan üniversiteler ve mühendislik fakülteleri, yeni mezun mühendislerin diplomalarında unvanlarının yer almaması, eğitim ve belgelendirme faaliyetlerinin özel şirketler aracılığı ile yürütülüyor olması ve bunların her geçen gün yaygınlaşması gibi örnekler şimdiden görülüyor. Bu koşullarda “Odaların misyonu  üniversitelerden mezun olan mühendisleri eşitlemektir, bu amaçla da belgelendirmektir” demek piyasa koşullarının kabulü ve buna uygun hareket etmek anlamına gelir. Her geçen gün daha fazla işsizleşen ve güvencesiz bir biçimde çalışan mühendis sayısı artarken, mezun olduktan sonra iki yıl-beş yıl staj yapıp ardından yeniden sınava tabi tutulmayı savunmak meslektaşların haklarını korumak gibi bir hedefi olan Odaları bu misyonunun oldukça uzağına düşürmektir.

Mehmet Soğancı programda son cümle olarak “Meslek Odaları olmaz ise Türkiye’de hiçbir şey olmaz.” dedi.  Ancak, meslek odaları üyelerinin ve halkın sorunlarını birbirinden ayırmayan ve haklarını gözeten bir çerçevede, yeni bir mücadele programını önüne koymaz ise piyasacılığın azgınlaştığı günümüzde, odalar demokratlara yar olmaz.

Tartışma programına ait videonun bir kısmına buradan ulaşabilirsiniz.

politeknik.org.tr