Hükümetin meslek odalarını susturmak amacıyla Odalara “çekidüzen verme” niyeti çok uzun zamandan beri bilinmektedir. TBMM tatile girmeden önce 6 Nisan 2011 tarihli oturumda, “Kamu Hizmetlerinin Düzenli, Etkin ve Verimli Bir Şekilde Yürütülmesini Sağlamak Üzere Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Teşkilat, Görev ve Yetkileri İle Kamu Görevlilerine İlişkin Konularda Yetki Kanunu”nu kabul edilerek Hükümete Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarma yetkisi verilmiştir.
Söz konusu yetki yasasında, mevcut bakanlıkların birleştirilmesi, bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşların ilgilerinin yeniden belirlenmesi, yeni bakanlıkların kurulması, bakanlıkların bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarının hiyerarşik ilişkileri, görev, yetki, teşkilat ve kadrolarının düzenlenmesi ve kamu kurum/kuruluşlarında istihdam edilen personelin çalışmalarında etkinliği artırmak üzere atanma, nakil, görevlendirme, görevden alınma, emekliye sevk edilme gibi konuların usul ve esaslarının belirlenmesi biçiminde yetki sınırı çizilmiştir.
Ancak AKP, Meclis‘in olağanüstü yetki devrini de aşarak ve Anayasa‘ya aykırı olarak bakanlıkların teşkilatlanması ile meslek alanlarımıza ve meslek odalarımıza ilişkin düzenlemelere hemen koyulmuştur. Anayasa ve Yetki Yasası‘na aykırılık taşıyan bu düzenlemeler Meclis‘te uzlaşma ve tartışma ortamından kaçırılarak başka bir görünüm altında KHK‘lerin konusu edilmiştir. Askeri darbeleri eleştirerek, “ileri demokrasiyi” savunan bir iktidarın, 12 Mart Darbesi ve 12 Eylül hukukunun ürünü olan Kanun Hükmünde Kararname yetkisini kullanmasının demokratik yol ve yöntemlerle ne kadar örtüştüğü açıktır. Ayrıca, parlamento çoğunluğu elinde iken olağanüstü yollara başvurulması, tartışmaya dahi tahammülsüzlüğün bir göstergesidir.
8 Haziran 2011 tarihinde Resmi Gazete‘de yayımlanan “Çevre, Orman ve Şehircilik Bakanlığı‘nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” ile meslek odaları teslim alınmak istenmektedir. İlgili Bakanlığın görevleri arasına, ………. Bakanlığın görev alanı ile ilgili mesleki hizmetlerin ve bu meslek mensuplarının kayıtlı oldukları meslek odalarının mevzuatını, norm ve standartlarını hazırlamak, geliştirmek, uygulanmasını sağlamak, ilgililerin kayıtlarını tutmak.” şeklinde ekleme yapılmıştır.
Ayrıca Bakanlık bünyesinde kurulan “Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü”nün görevlerinden birisi de “Bakanlığın görev alanına giren konularla ilgili olarak mimarlık ve mühendislik meslek kuruluşlarına ilişkin mevzuat düzenlemelerini yapmak ve denetlemek.” olarak belirlenmiştir. Bu düzenlemelerle, TMMOB ve meslek odaları Bakanlığın birer alt birimi olarak kurgulanmıştır.
TMMOB, yasalarla kurulup yönetilen kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur, mevzuatı yasalarla belirlenmiştir ve 57 yıldır da bu böyle devam etmektedir. TMMOB; ülke, meslek ve üye çıkarlarını korur ve gözetir; bu görev de yasalarla kendisine verilmiştir. Dokuz yıldır yapılan bütün operasyonlara rağmen, ülke çıkarlarını korumayı üstlenen kurumların halen yok edilememiş olması AKP‘yi fazlasıyla rahatsız etmektedir. Yapılmak istenen meslek odalarının mevzuatını düzenleme yetkisinin TMMOB‘den alınarak Çevre Orman ve Şehircilik Bakanlığına verilmesi ve meslek odalarının istenildiği gibi yönetilmesidir.
1954 yılında kurulan Odamız da; yasal dayanağını Anayasadan, gücünü üyelerinden alan bir meslek odasıdır. Özellikle 1970‘lerden bu yana, ülkemizin kalkınma, sanayileşme ve madencilik politikalarında, kamu yararı ve adil paylaşımdan yana yurtsever, toplumcu bir çizgiyi savunan çalışmalarını ve mücadelesini bilim ve teknolojinin önemine vurgu yaparak bu güne kadar sürdüregelmiştir. Bu anlamda toplumun vicdanı olmuştur. Mesleki, demokratik kitle örgütü olmanın sorumluluğuyla hareket ederek çağdaş, bağımsız, demokratik ve laik bir Türkiye özlemiyle, üyelerinin sorunlarının toplumun sorunlarından ayrılamayacağı bilinciyle, halktan ve emekten yana tavır alan, bu doğrultuda politikalar üreten ve mücadele veren Odamıza, ülkemizin ve madencilik sektörünün ihtiyacı devam etmektedir.
Bu ülkenin madenciliğinden, sanayileşmesinden ve gelişmesinden sorumluluk duyan maden mühendislerinin örgütlü yapısı olan Maden Mühendisleri Odası; ülkeye, mesleğe ve meslektaşlarına hizmet etmeye devam edecektir.
Bilim ve tekniğin gelişimi, mühendis yeterliliği ve bunların meslek odalarının kuralları bir bakanlığın bürokrasisi içinde yer alan bir genel müdürlüğe teslim edilemez. Mühendislerin ürettiği düşünce ve emekleri, Dünya Ticaret Örgütü‘nün taşeronlarına teslim edilemeyecek kadar kıymetli ve kutsaldır. Bu ülkenin kalkınmasında ve refahında mühendislerin emekleri hak ettiği yeri mutlaka alacaktır. Bilim ve onun ürettiği hizmet, yönetenlerin iki dudağı arasında yürürlüğe koyacakları normlarla hayatta karşılığını bulamaz, bilim ve akıl bütün idari metinleri, kararları aşar gider. Aklın ve bilimin ışığına inanmış ve bu ülkenin emekten ve halktan yana olan mühendisleri ve onların örgütlülüğü hiçbir düzenleyici işlemle ıslah edilemez.
Emperyalizme bağımlılık temelinde vahşi kapitalizmin hizmetinde olanlar, sosyal devleti tamamen yok eden, tüm değerleri yok sayarak her şeyi rant üzerinden kurgulayanlar, bilmelidir ki;
Örgütümüzün yetkilerini kısıtlamaya, meslek alanlarımızı yeniden yapılandırmaya yönelik düzenlemeleri hiçbir şekilde kabul etmeyeceğiz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
TMMOB
MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU
21 Haziran 2011, Ankara