Kodcular 21. yüzyılın endüstri işçileri haline geliyor. Örgütlenecekler mi? – Peter Downs (Sendika.Org)
Spread the love

Endüstriyel işçi denince akla gelen İngiliz anahtarı tutan mavi yakalı makine montajcısının yerini tişört giymiş bilgisayar kullanan kodcu alıyor

Paul, üniversiteden mezun olup ailesi ve memleketinden ilk defa uzak kaldıktan sonra geleceğin kodcularını yetiştirme ve işe alma programı olan LaunchCode’da kendine yer buldu. Bir sanatçı olarak imgeleri yaratmak ve değiştirmek için kod kullanmaya coşkuyla daldı. Dört aylık dersleri tamamladıktan sonra, LaunchCode onu müşterilerine web sayfaları oluşturmak için şablonları kullanan bir pazarlama şirketinde işe yerleştirdi.

Oradaki zamanının özellikle başında, Paul son teslim tarihlerine uymak için kimi zaman gece gündüz demeden uzun saatler boyunca çalıştı. Şirket, ayakta kalıp çalışabilmesi için ona enerji içeceği ve kahve, ve keyfinin yerine gelmesi ve böylece yorulduğu zaman rahatlayabilmesi için bira sundu. Kaybettiği imalat merkezi olma özelliğinin yerine sıradaki büyük yeniliği yakalamaya çalışan bu eski ortabatı endüstri şehrinde Paul’un ailesinden hiç kimse yoktu ve sadece birkaç arkadaşı vardı. Bu yüzden uzun çalışma saatleriyle çakışacak başka hiçbir bağlılığı yoktu. Ayda bir kez, kodlama becerilerini daha da geliştirmek için tüm gece süren hafta sonu hackatlonuna [hack maratonu] katılıyordu.

Paul, gerçek adı bu değil, ilk yılının sonuna kadar işi sürdürmeyi ummuştu. Sonrasında ayrılabilir ve deneyimlerini daha iyisini bulmak için kullanabilirdi.

Paul’un deneyimi Amerikan ekonomisindeki değişimleri yansıtmaktadır: Örnek endüstriyel işçi denince akla gelen İngiliz anahtarı tutan mavi yakalı makine montajcısının yerini tişört giymiş bilgisayar kullanan kodcu alıyor. Endüstri grupları kodculara olan talebin 2020 yılına gelindiğinde bir milyon yeni kodlama işi yaratacağını tahmin ediyor.

Şimdilerde ekonomi boyunca yayılan değişimler, 20. yüzyılın başlarında Amerikan ekonomisi boyunca hızlıca yayılan geçişlere birçok yönden benzemektedir. O zamanki ekonomi artarak daha makine tabanlı oluyordu ve makine parçaları tasarlayan, imal eden ve montajlayan insanlar daha da uzmanlaşmış hale geliyordu.

Makine yapıcılar endüstriyel ekonominin omurgası olarak makine operatörlerinin yerini alıyordu. Makine parçalarını üreten, montajlayan ve tamir eden insanlar ticareti hareketli tutuyordu. Bu kişiler; ulaşım, iletişim, su, elektrik ve modern yaşamı daha kolay yapan tüm makinelerden sorumlulardı.

Kodlama, makinelerin 20. yüzyılda sahip olduğu aynı merkezi yeri giderek işgal ediyor. Bilgisayarlara ve bilgisayar kontrollü makinelere ne yapacaklarını söylemekten sorumlu olan kodcular gittikçe ulaşım, iletişim, su, elektrik ve imalat işlemlerini kontrol eden komutlar yazıyor.

Ve, tıpkı, her bir yeni elektrik anahtarı, lamba veya otomobilin tekil tasarımı ve işlenmesinin anahtar, lamba ve arabada önceden birleştirilmiş standart ortak parçaların seri üretimine yol açtığı 20. yüzyılın başlarındaki gibi kodun önceden birleştirilmiş paketleri gittikçe genel amaçlar için kullanılmaya başlanıyor.

20. yüzyılda mekanik ve elektrikli tasarımların ve parçalarının standartlaştırılmasıyla birlikte, çok yönlü mekanikçi ve mühendisin zanaatı zamanla daha fazla uzmanlaşmış çok sayıda meslek üretti: tasarım mühendisleri, alet ve kalıp yapımcıları ve makinistler, montaj işçileri. Bununla birlikte montaj işçileri bile imalat ve bütün sistemin çalışması için makineleri kurmak üzere tasarlanan aletlerin nasıl kullanılacağıyla ilgili bir şeyler bilme gereği duyuyordu.

Bugün, benzer bir bölünme ve uzmanlaşma yazılım geliştirme zanaatında oluyor. Giderek, yazılım mühendisleri kodun neyi ve hangi sırayla yapması gerektiğini tasarlıyor ve kodcular da tasarım yapmak için önceden yazılmış parçaları birleştiriyor.

GitHub ve Bitbucket gibi açık kaynak merkezleri başka projelerde kullanılabilecek genel kullanıma açık standartlaştırılmış ve önceden yazılmış kod bulmayı kolaylaştırıyor. PHPStorm ve IntelliJ gibi yazılım geliştirme için kullanılan IDE’ler [bütünleşik geliştirme ortamları] kodcular yazmaya başlayınca kodun sıkça rastlanan satırlarını tamamlama konusunda gittikçe daha iyi duruma geliyor. Ve şirketler genellikle projelerinde tekrar ve tekrar kullandıkları özel mülk kodlardan oluşan kendi sanal depolarına sahipler.

Makine kodlama ekonomisine geçişin bir parçası olarak kodlama sanatında eğitimin yaygın hale gelmesi veya ortaokul müfredatının bir parçası olması için, Made with Code [Kodla Yapıldı] ve Coding.org’da olduğu gibi girişimler ilgi görmektedir. Bunlar, 1880’lerde endüstriyel eğitimi sağlamak için ilk okulların kurulmasından 1904’te endüstriyel sanat hareketinin doğuşu ve 1917’deki Smith-Hughes Mesleki Eğitim Yasası’ndaki geçişe değin endüstriyel sanatlardaki eğitim çabasına benzerler. Smith-Hughes Yasası liselerdeki endüstriyel sanatlar için ilk federal fonları sağlamıştır.

Elbette üniversiteler de programlama ve yazılım geliştirme eğitimi veriyor. Fakat bu şekilde eğitim alan öğrenci sayısı oldukça az. “Herkes için üniversite” eğilimine karşı gelerek, üniversite kodlama için gerekli değildir fikri, endüstride gittikçe büyüyen bir fikirdir. İlk kestirme yol olarak, modern endüstri, kodlamaya yönelik mesleki kurslar sunabilmek için kâr amaçlı okullar oluşturdu. General Assembly, Dev Bootcamp veya Mobile Makers gibi “Hack okulları” öğrencileri kodculara dönüştüren 4 aylık mesleki eğitimler için 10.000’den 18.000 dolara kadar değişen ücretler istiyor. Bu tür ücretler uygulamada öğrenci ciddiyetini ispatlayabilir fakat endüstrinin kendi ihtiyacı olduğunu söylediği milyonlarca kodcuyu sağlamak için programların yetilerini sınırlandırmaktadır.

Kitlesel eğitim gereklidir. Bu nedenle, Portland şehrindeki Treehouse takımı, çevrimiçi kodlama kursu aboneliği Code Oregon’u başlatarak işsiz ve işten çıkarılmış işçilere kodlama eğitimi vermektedir.

Treehouse CEO’su Ryan Carson şöyle diyor: “Hiç deneyimi olmayan birini, hiçbir dereceye sahip olmayan ve sıfır deneyimli birini alacak ve çalışmaya, ödüllendirici bir kariyere hazır hale getirecek olan Code-To-Work hareketini başlatmak istiyoruz… Artık teknoloji endüstrisinde inanılmaz bir iş sahibi olmak için bilgisayar bilimi diplomasına ihtiyacınız yok”.

Ancak daha büyük adım, kodlamayı her okulun müfredatının bir parçası yapmaktır ve bu çaba yeni başlamıştır. Örneğin, Code.org 2013 yılında her okuldaki her öğrencinin bilgisayar bilimi öğrenme fırsatı olmalıdır “vizyonu”nu başlatmıştır.

20. yüzyılın başlarında, makine işçileri sık sık araba, yeni makine aletleri ve elektrikli ev aletleri üreten mekanik yenilik akımının parçasıydı. Onlar oldukça yüksek ücretler kazandılar ve talepleri gerçekleştirebilmek için kişi kısıtları nedeniyle uzun saatler çalıştılar, şimdi tıpkı çok sayıda programcıdan da olduğu gibi onlardan kendilerini işlerine adamaları beklendi.

Bu yılın başlarında, St. Louis merkezli teknoloji şirketinin CEO’su işçilerinin kendilerini adamaları nedeniyle övündü, şirketi kahvaltı servis etmeye başladı ve çalışanların bir şeyler yedikleri ve az bir uykuyla tutulduklarından emin olduğu ranzalar kurdu. CEO Gabe Lozano, insanlar iş için görüşmeye geldiklerinde: “Ben onlara en öncelikli amacınız 9-5 çalışmak ve en büyük arzunuz papelleri kapmak ise… burası bunun için korkunç bir yerdir. Fakat amacınız tarihin doğru tarafında yer almak ise, doğru tercih yaptınız diyorum” diyordu.

Teknoloji şirketleri, çalışanları iş yerinde hoşnut etmek için misyon ve tutku, ve toplumsal tecrit gibi albenilere bağlıdır. Bu, yaşam ve çalışmanın iç içe geçtiği tipik bir zanaat endüstrisidir ve işçiler çalışmanın temposunu kontrol ederler. Ancak makine endüstrileri geliştikçe ve makine çalışması zanaatten kitlesel endüstriye doğru kaydıkça işçiler aşırı çalışmaya karşı ayaklandılar. Onlar ailelerini, evlerini ve toplumsal yaşamlarını işverenlerin tüm tüketici taleplerinden korumak için örgütlendiler.

20. yüzyılın ilk otuz yılında, Amerikan Emek Federasyonu’nun (AFL) yeni endüstri işçisine cazip görünme sıkıntısı vardı. Ancak kısa bir süre içinde endüstri işçilerini örgütlemede ilerleyememenin eksikliği ile memnun olmayan sendikacılar CIO’yu (Congress of Industrial Organizations [Endüstri Örgütleri Kongresi]) kurdular ve makina endüstrilerindeki sendikalaşma hızla yayıldı.

Programcıların ve kodcuların örgütlenmesiyle ilgili AFL-CIO tarafından desteklenen Washington Alliance of Technical Workers [Washington Teknik İşçiler İttifakı], IWW (Industrial Workers of the World [Dünya Endüstri İşçileri]) tarafından desteklenen İletişim, Bilgisayar ve Yazılım Endüstrisi Çalışanları Sendikası gibi yeni çabalar, aynı şekilde küçük bir başarı elde etti. Kodlama kitlesel bir endüstri haline geliyor, bununla birlikte kodcular endüstri işçilerinin yaptığı gibi sonunda isyan edecekler mi?

Paul, işinde bir yılı tamamlayamadı. İşten ayrılıp memleketine dönmeden önce dokuz ay çalışmayı sürdürdü.

[inthesetimes.com adresindeki İngilizcesinden İlker Kalaycı & Diyar Saraçoğlu tarafından Sendka.Org için çevrilmiştir]


Spread the love