Yıkılmak istenen Kamp Armen’in tapusu nöbet eylemleri ve mücadeleler sonrasında Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi Vakfı’na iade edildi. Kampın kurtarılması için yıllarca çaba harcayan, burayı “kırlangıç yuvası” diye niteleyen Hrant Dink’in emaneti şimdilik kurtuldu.
Ermeni çocukların yetimhanesi olarak kullanılan ve Ermeni toplumunun en önemli hafıza mekanlarından biri olan Kamp Armen’in tapusu Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi Vakfı’na iade edildi. Kampın arazisinde 6 Mayıs 2015’te inşaat yapılmak üzere yetimhane binası yıkılmaya çalışılmış, kamp gönüllüleri ve yaşam savunucuları yıkımı engelleyerek nöbet eylemleri başlatmıştı. Zaman zaman faşist saldırılara uğrasa da Kamp Armen mücadelesi kazanımla sonuçlandı ve tapu gerçek sahiplerine teslim edildi.
Yoksul ve kimsesiz ermeni çocuklarının yuvası
Tuzla Ermeni Yetimhanesi ya da asıl adıyla Kamp Armen, 1963 yılından itibaren yoksul ve kimsesiz Ermeni çocuklarının yaşam alanı olarak faaliyet göstermeye başlamıştı. Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi Vakfı’nın satın aldığı kamp arazisi ve çocukların emeğiyle inşa edilen tesisler Yargıtay’ın 1987’de verdiği son kararla birlikte Vakıf’tan alınarak daha önceki sahiplerine verildi. 2011 yılında Vakıflar Kanunu’nda yapılan değişiklikle azınlık vakıflarının el konan mülklerinin iadesi süreci başlayınca, Tuzla Çocuk Kampı için de Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne (VGM) başvuru yapıldı. Ancak VGM, Tuzla Kampı’nın satışının hukuki olarak iptal edilmiş olmasını gerekçe göstererek, dosyayı ‘el konmuş mülk’ olarak değerlendirmedi ve bu sebeple kampın iadesi ya da tazminat ödenmesi söz konusu olmadı.
Hrant’ın emeği var
Ermeni toplumunun en önemli hafıza mekanlarından biri olarak kabul edilen Kamp Armen’nin İstanbul dışından gelen çocuklara ev sahipliği yaptığı biliniyor. Kampın misafirleri arasında Hrant Dink ve Rakel Dink de vardı. Hrant Dink katledilmeden önce yetimhanenin yeniden Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi’ne verilmesi adına çaba vermişti.
politeknik.org.tr