İstanbul Uluslararası Su Forumu Protesto Edildi

Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu, 3-5 Mayıs 2011 tarihlerinde İstanbul Uluslararası Su Forumu adı altında suyun ticarileştirilmesine dönük yeni bir zirve düzenleyen şirketleri, uluslararası sermaye örgütlerini ve AKP iktidarını protesto etti.
 
3 Mayıs Salı günü Beyoğlu Adliyesi önünde birçok dilde “Su Hayattır Satılamaz” yazan pankartın arkasında buluşan Platform bileşenleri yolu kapatarak Forum’un yapılacağı Kongre Merkezi’ne doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş sırasında yapılan konuşmalarda “Onlar kapalı kapılar ardında masa başında sularımızı nasıl ticari bir mal haline getireceklerinin, derelerimizi nasıl ele geçireceklerinin planlarını yapmak için toplanıyorlar. 2009 yılında da buradaydılar Dünya Su Forumu’nu topladılar. Yaşamlarımıza, yaşamımızın kaynağı suya nasıl el koyacaklarını planladılar. Biz de buradaydık. Planlarınızı vadilerde, sokakta bozacağız dedik. Sularımızı ticarileştiremezsiniz dedik. Bozduk. Şavşat’ta, Fındıklı’da Munzur’da Loç’ta direndik. Ülkenin dört bir yanında sokaklara çıktık, vadilerimize HES’çileri sokmadık. Dere başlarında nöbetteydik. Yine buradayız. Bir kez daha ilan ediyoruz. Sularımızı sermayeye bırakmayacağız. Su doğanın hakkıdır, su tüm canlıların hakkıdır. Satılık değildir. Direne direne kazanacağız” dendi. Yürüyüş boyunca “Su Hayattır Satılamaz, Sermaye Elini Suyumuzdan Çek, AKP Elini Suyumuzdan Çek, Dereler Özgürdür Özgür Akacak, Vadime Suyuma Ormanıma Dokunma, Munzur, Fındıklı, Şavşat, Loç, Peri Su Direniyor-Direne Direne Kazanacağız” sloganları atıldı. 
Kongre Merkezi girişine yürüyen Platform bileşenleri burada bir basın açıklaması yaptılar. Basın açıklamasında; 
“Emperyalizm, halklara karşı çok yönlü saldırısını; yaşamsal kaynaklarımıza, suyumuza, tekelleriyle, uluslararası şirketleriyle sürdürüyor. İşgalleriyle dünya halklarını katleden emperyalist kapitalist sistem, gözünü şimdi de halkların en yaşamsal kaynağı olan suya dikmiş, bu konuda işbirlikçi AKP iktidarı gibi, dünyanın birçok ülkesinde işbirlikçi iktidarlar yoluyla, suyun ticarileştirilmesi çalışmasını hız kesmeden her geçen gün büyütüyor. 
3-5 Mayıs 2011 tarihlerinde İstanbul’da, aynı 2009’da yapıldığı gibi bir 2.Uluslararası Su Forumu düzenleniyor. Düzenleyicileri Uluslararası Su Forumu, DSİ, İBB, İSKİ ve 5.Dünya Su Forumu Sekreteryası’ndan oluşuyor. İstanbul Uluslararası Su Forumu’nun ana teması “Bölgesel Su Sorunları ve Çözüm Arayışlarına Bir İstanbul Bakışı” olarak belirlenmiş… Şimdiki hedefleri Balkanlar, Gürcistan, Irak, Mısır ve Libya’ya kadar uzanan coğrafyada suların ticarileştirilmesidir… Ortadoğu halklarına reva görülen açlık ve sefalete ek olarak, suyunun da tamamen ellerinden alınmak istendiği yeni bir süreç dayatılmak isteniyor. Sermayenin her şeye muktedir olmadığını Türkiye halkı ve diğer çevre ülkelerinin halkları gösterecektir. Ezilen halkların, bugün için ellerindeki tek güç, örgütlenmek ve örgütlü mücadele etmektir. Sularımızı, yaşamımızı ve geleceğimizi kurtarmanın tek yolu da budur. Direnecek, mücadele edecek ve suyumuzu, geleceğimizi onların ellerine teslim etmeyeceğiz!” dendi. 
“Biz de halkın su planlarını konuşacağız” 
Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu bileşenleri basın açıklamasının ardından Beyoğlu Adliyesi’nin önüne sloganları ile yürüdü burada Platform adına yapılan konuşmada “3-5 Mayıs’ta su varlıklarını ticarileştirme stratejilerini konuşan şirketlere, sermaye örgütlerine AKP iktidarına karşı mücadele sokakta dere başlarında vadilerde sürecek bizler de 5 Mayıs’ta saat 13.00’da Çevre Mühendisleri Odası’nda yapacağımız toplantıyla onların planlarını yerle bir edecek mücadele stratejimizi konuşacak ve saat 18.00’da Galatasaray Lisesi önünde mücadele planımızı açıklayacağız. Suyuna, doğaya, yaşama sahip çıkan herkesi mücadele için bir araya gelmeye çağırıyoruz” dendi. Duyuru ardından eylem sona erdirildi. 
Saldırı da direnişler de sürüyor 
2009 yılında yine İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Dünya Su Forumu’nun ardından ülkede suyun ticarileştirilmesi uygulamaları hız kazanmış kentsel, kırsal su hizmetlerinin piyasalaştırılmasının yanında sayıları 2000’i aşan HES projeleri gerekçesiyle tüm akarsular şirketlere satılmaya başlanmıştı. AKP iktidarı, halkın tüm itirazlarına rağmen sermayenin suları ticarileştirme ve doğayı yağmalama saldırısının önünü açacak yasal düzenlemeleri birbiri ardına yapmış, bakanlıkları, bürokratları ve kolluk kuvvetleri ile şirketlerin yanında halkın karşısında yer almıştı. Bu saldırıya karşı açığa çıkan direnişler ülkenin dört bir yanında devam ediyor. 
 
 
Kaynak: www.halkevleri.org.tr