İMO Genel Kurulu ardından: Mücadelemiz ‘liste’lere sığar mı? – Ersin Kiriş

İnşaat Mühendisleri Odası 45. Olağan Genel Kurulu 25-27 Mart tarihlerinde Ankara’da düzenlendi. İki gün süren genel kurul oturumları ve ardından yönetim kurulu, delege seçimleri ile genel kurul tamamlandı. İnşaat Mühendisleri Odası’nın 45. Dönem Yönetim Kurulu belirlenmiş oldu.

Genel kuruldan beklentilerin herkesçe farklı olduğu günlerdi yaşadıklarımız. Meslek odalarında yıllardır bulunan, belki benim yaşım kadar genel kurullar görmüş meslektaşlarımızla bir aradaydık. Salonda esen havanın, tartışılan konuların gölgesinde bir uğultu vardı; üst katta, dışarıda, hemen ötedeki kafede, akşam buluşmasındaki masalarda, konakladığımız yerlerde…Genel kurulda ne tartışılırsa tartışılsın, ne sonuç çıkarsa çıksın o uğultunun kaynağı seçime girecek listelerdi, genel kurul içeriğinin çok ötesinde hesap-kitap dönüyordu.

Ben genel kuruldaki tartışmalarımızdan, aslında bu odayı gelecekte var edeceğini düşündüğümüz çabalarımızdan bahsederek başlamak istiyorum bu yazıya..

Genel kurulda salonumuz dolmuştu. Oturumlarda prosedürel konuşmalar dışında önümüzdeki iki dönemin nasıl geçeceğini, meslek odamızın neler yapacağını konuşma fırsatı da bulduk, fırsat yaratmayı zorladık. Kürsüde konuşan meslektaşlarımızın genç olmasını diledik her söz alındığında. Çünkü bugün çalışma yaşamında benzer şartlara ve koşullara maruz kalan kuşaktık biz. Güvencesizliğin herkesi yaktığı, yakacağı bir dönemde meslek örgütümüzü hak örgütümüz olarak görmek istiyorduk. Şantiyede, proje ofisinde, iki haftada bir verdiğimiz pazar tatili dışında gecesi gündüzü belli olmayan mesailerimizde; ‘Odamızı yanımızda hissetme’nin kavgasıydı verdiğimiz.

Önergelere ve tartışmalara geçildi. Düşük ücretlere karşı mücadele edebilmek için “Mühendis asgari ücreti birimi” kurulması için uğraştık. Genç mühendisleri bir araya getirecek komisyonların kurulmasını zorlayan, çalıştayların yapılmasını hedefleyen önergeleri veren meslektaşlarımızın davasını dava edindik. Salon dışında esen puslu havada, biz sorunlarımızı ve bunlara nasıl çözüm bulacağımızı konuştuk. Diyarbakır’dan, İzmir’den, Adana’dan, Van’dan, İstanbul’dan, Ankara’dan geliyorduk ve hep birlikte güvencesizliğe, geleceksizliğe karşı nasıl mücadele edileceğinin cevabını arıyorduk. Önergelerde söz aldık, konuştuk. Sorun var dedik, sorunun öznesi olduğumuzu bir kez daha ilan ettik. Beklentilerimizi anlattık. Önergelerimiz tartışmalarla geçti. Mücadelede ilk raundu kazandık, şimdi sıra dönüp kendi şubemizde çalışma yaşamındaki sorunlara karşı genel kurulda karar altına aldığımız birimlerde çalışmaya..

Bu heyecanlı ve dinamik tartışmalar o puslu havada oluşan listelerin uzağındaydı. Bu nedenle olacak ki listelerde temsil edilmiyorduk. Meslek odamızı TMMOB Genel Kurulu’nda temsil edecek kişilerin bizler olması mümkün görülmemiş ki, 84703 sicil numarasını taşıyan biri olarak belirtiyorum; 100 kişilik delege listesinde sadece 1 kişi vardı sicil numarası 80 binler ile başlayan.. 70 binlerde sicil numarası taşıyanlar ise 4 kişi. Yaşım az değil, bilinmesinde sıkıntı olduğunu düşünmüyorum. 30 yaşımdayım. Delege çoğunluğunun yaş ortalamasını siz düşünün artık. 2 günlük genel kurulda genel kurulun içeriğini doldurmak üzere çabalayan bizlerin temsiliyeti ‘3-5’ kişiyle sınırlı kalmıştı. Basit bir yaş hesabı yaptığımız için değil, meslek odamızın geleceğini, mücadelesini dinamik tutacak, çalışma yaşamında sorunları tüm yakıcılığıyla hisseden ve sayıları hızla katlanan güvencesiz genç inşaat mühendislerinin odanın her organında temsil edilmesi gerektiği için yazıyorum bunları.

Yönetim Kurulu’ndan delegelerine kadar eğer biz eksiksek, odanın geleceği de eksik kalacaktır. Tüm heyecanımızla, tecrübesizliğimizle, inadımızla genel kurulda aldığımız sözler, ‘önergelerimiz geçsin’ diye verdiğimiz çırpınışlar bu odanın geleceği. Fuayede bizim kuşağın tutturduğu dil yaşadığı sorunların ortak diliydi. Güvencesizliğin altında ezilenlerin ortak diliydi. Ve bu ortaklaşma İMO’nun her organında temsil edilmeyi hak ediyordu. Olmadı, günün birinde olacak.

Ve kadınlar.. Yine yüz kişilik delege listesinde yer ‘verilen’ sadece 4 kadın üye. Kadınların isyanın sokaklara taştığı bir dönemde; TMMOB Kadın Kurultayı’nda iradesini beyan etmiş, “TMMOB’de biz varız, kadınların mücadelesi var” diyen kadın inşaat mühendisleri odamızın TMMOB delegesi olamamıştı. Görmezden gelinen kadın mühendislerin mücadelesi oldu. En azından odamızı iki yıl boyunca TMMOB’de temsil eden, TMMOB Yönetim Kurulu’nda kadın YK üyesine hakaret ettiği için Kadın Kurultayı’nda da protesto edilen temsilciye “Bizi TMMOB’de temsil etmeni istemiyoruz” demiş olduk birçok ilden gelen Oda delegeleri olarak.

Sözü uzatmanın anlamı yok. İnşaat Mühendisleri Odası 45. Olağan Genel Kurulu’ndan yeni bir yönetim dönemi başladı; kadınlar ve gençler olmadan. Genel Kurul’daki nitelikli tartışmaların pratiğini mücadele programına yansıtmayacak her liste bu temsiliyetleri zaten eksik bırakacaktı. Liste için değil, delege hesabıyla değil; önündeki iki yıl ne yapacağını konuşan ve önüne mücadele programı çıkaran bir düzlem kurduğumuzda yönetimde kimin olduğunun önemi kalmayacak zaten. Meslek örgütümüzü hak örgütü yaptığımız gün, ortada uğruna savaşlar verilen, “stratejiler” ve “pazarlıklar” geliştirilen birden fazla liste de olmayacak. Salonun dışındaki uğultuyu ve pusu yok ettiğimizde delege hesabı da bitecek. Mühendislerin gerçeğini gören, gerçeğe dokunan mücadelesi kazanacak.

Ersin Kiriş/İnşaat Mühendisi
İMO 45. Olağan Genel Kurulu İstanbul Delegesi