Kuzey Ormanları Savunması, İstanbul’da kent içinde yoğunlaşan hafriyat terörüne karşı açıklama yaptı: ‘Sorumlular belli, hesap verin, önlem alın’
Kuzey Ormanları Savunması, şantiyeye döndürülen İstanbul’da hafriyat kamyonlarının ölümlü kazalarına ve yarattıkları tehlikeye karşı bugün (8 Ağustos) TMMOB Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi. Yaşam savunucuları, kentin doğasını, yaşam alanlarını tahrip eden projelerin yanında kentin merkezine inen, hızlı proje bitirme ve daha fazla kar etme kaygısıyla çalıştırılan hafriyat kamyonlarının bir yılda 25 kişinin ölümüne neden olduğunu vurguladı.
‘Katiller hesap verecek’
Hafriyat kamyonu tarafından Kadıköy Yoğurtçu parkında öldürülen Şule İdil Dere’nin annesi Nesrin Aslan de katıldığı açıklamada Aslan, katliamların üstünün örtülmeye çalışıldığını, sorumluluların da saklandığını belirtti. Aslan, “Kızımın ölümünden eski ve yeni tüm İBB başkanları sorumludur. Öyle her yerde konuşuyorlar ya biz şunu bunu yaptık diye, bunları anlatırken şunu da söylesinler: Biz tüm bunları yaparken ‘30 kişiyi de öldürdük’ desinler” dedi.
‘İnşaat Mühendisleri Odası yönetmelik hazırlamalı’
Açıklamada söz alan inşaat mühendisi Zerrin Bayrakdar, hafriyat kamyonlarının kent içinde dolaşması konusunda herhangi bir denetimin olmadığını, kamyonlarının trafiğe sadece gece 01.00 ile 05.00 arasında çıkması gerektiğini belirtti. Hafriyat terörüne karşı mücadele de İnşaat Mühendisleri Odası’na (İMO) da sorumluluk düştüğünü belirten Bayrakdar, İMO’nun “İnşaat nasıl yapılır” diye bir yönetmelik hazırlaması gerektiğini, bu talebin hayata geçmesi için de hep birlikte mücadele verilmesi gerektiğini vurguladı.
Doğayı, insanları ve İstanbul’u yok eden #HafriyatKamyonuTerörü’nü durdurun
Kent içinde halkın yaşam güvenliğini tehdit eden hafriyat kamyonları terörünün sona ermesi adına derhal önlem alınması gerektiğini vurgulayan Kuzey Ormanları Savunması alınacak önlemleri de şöyle sıraladı:
Kuzey Ormanları Savunması’nın önerileri:
– Rüşvet veren şirket yetkilileri başta olmak üzere tüm sorumlular yargılanmalıdır.
– Sorunun ana kaynaklarından biri olan ve şoförleri potansiyel katil haline getiren sefer başına ücretlendirme sistemine son verilmelidir. Günlük toplam hafriyat tonajının sınırlandırılmasına dayalı olarak yeniden planlanmalıdır.
– Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yönetmelikler halk sağlığı ve can güvenliği gözetilerek yeniden düzenlenmelidir. Çevre kirliliğinin önlemesine yönelik önlemlerin sürekli kontrolü sağlanmalıdır.
– İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin hazırlamakla yükümlü olduğu “hafriyat toprağı, inşaat/yıkıntı atıkları ile doğal afet atıklarının toplanması, geçici biriktirilmesi, taşınması, geri kazanılması ve bertarafı ile ilgili yönetim planı” kamuya açık olarak yayınlanmalıdır.
Kamyonların üzerine branda örtülmesi gibi basit önlemlerin dahi alınmadığı ortada iken mevcut yönetmelik ve kurallara uyulmasının etkin denetimi sağlanmalıdır.
– Kamyonların yasak olan güzergâhlarda ve saatlerde çalışması engellenmelidir. 2007 yılında alınan UKOME kararı ile “Araç Takip Sistemi”nin zorunlu hale getirilmesine karar verilmiş olmasına karşın bir halen bir takip sistemi kurulmamıştır. Etkin denetimin sağlanabilmesi için Elektronik Araç Takip Sistemi kurulmalıdır.
– İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından, kamu yararına olan acil iş ve proje kapsamında 24 saat izin verilen projelerin listesi kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Kamu denetiminin sağlanabilmesi için UKOME kararları ile belirlenen güzergâhlar ile yasaklanan güzergâhlara ilişkin haritalar kamuoyuyla paylaşılmalı, yollara uyarıcı tabelalar koyulmalıdır.
– Yaşlı, engelli ve çocukların bulunduğu kent içi yollarda, görüş açısı kısıtlı ağır tonajlı araçların kontrolsüz hareketleri kazaların ana sebebidir. Sokaklara ağır tonajlı araçların girmesi kesinlikle yasaklanmalıdır. Kent içi yollarda araçların şantiye giriş ve çıkışlarında kontrol sağlanmalı ve yaya ile karşılaşması muhtemel güzergah boyunca eskort eşliğinde hareket etmeleri sağlanmalıdır.
politeknik.org.tr