Bakanlar Kurulu, 13 Temmuz 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlük kazanan 2010/667 sayılı kararı ile, Dikmen Vadisi’ni “Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı” olarak ilan etti. İdari yargı organlarının verdiği iptal kararları ve Dikmen Vadisi halkının mücadelesi sonucu geriletilen kentsel yağma, bu kararla yeniden gündeme geldi. Vadi halkı, barınma hakkını savunma ve vadiyi rant çetelerine teslim etmeme kararlılığını sürdürecektir.
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin 14.01.2005 tarih ve 215 sayılı meclis kararı ile kentsel dönüşüm alanı olarak ilan edilen Yukarı Dikmen Vadisi’nde, yaklaşık 5 yıldır süren barınma hakkı mücadelesi; 2009 yılı bahar aylarında projenin iptali ile sonuçlanmıştı. Rant çeteleri, vadi halkının talepleri ve barınma hakkı mücadelesi karşısında geri adım atmıştı.
Bu 5 yıllık mücadele sürecinde, 2006 yılından başlayarak vadiye sunulan belediye hizmetleri durdurulmuş, Yukarı Dikmen Vadisi yaşanması güç bir bölge haline getirilmişti. Belediye otobüslerinin seferlerine son verilmiş, Halkekmek büfeleri kaldırılmış, kanalizasyon ve yol bakım-onarım çalışmaları durdurulmuş, vadide yaşayan binlerce insana yönelik benzeri görülmemiş bir yıldırma harekatı yürütülmüştü. Bu kapsamda vadideki evlerin telefonları dahi kesilmiş, vadi halkının çabaları sonucu ancak 2 yıl sonra bölgeye yeniden telefon hizmeti verilmeye başlanmıştı. Bu süreçte rant çeteleri vadi halkını da bölüp parçalamaya çalışmış, bir çok komşumuz ya kandırılarak ya da korkutularak vadiyi terk etmek zorunda bırakılmıştı, hatta gidenler kalanlara düşman kılınmaya çalışılmıştı. Ardından 1 Şubat 2007 tarihinde vadiye yönelik büyük bir yıkım saldırısı gerçekleştirilmiş, yaklaşık 5300 polis ve bir o kadar belediye zabıtasının katıldığı bu saldırıda vadi halkından yüzlercesi yaralanmış, çok sayıda vadili gözaltına alınmıştı. 2008 yılı Ağustos ayında ise vadi halkının Barınma Hakkı Bürosu kundaklanmış, yakılarak yok edilmişti. Olayla ilgili İ. Melih Gökçek hakkında azmettirmekten açılan soruşturma ise, delil yetersizliğinden sonuçsuz kalmıştı.
Vadi halkı, kendi öz gücü ile oluşturduğu “Barınma Hakkı Bürosu” ve halk meclisi çatısı altında, bütün bu baskı ve saldırılara rağmen birlikteliğini ve direnişi sürdürmüş; 500’e yakın hane vadiyi ve evlerini terk etmemişti. Vadi halkının barınma hakkı mücadelesi ve oluşturduğu Barınma Hakkı Bürosu örgütlenmesi, başka birçok kentsel dönüşüm bölgesinde de haksızlığa uğrayan halka örnek ve model oluşturmuştu. Vadi halkı, imece usulü, vadide yeni bir yaşamı kendi elleri ile kurmuş, çocuk parkından spor sahalarına, halk okulundan tarım alanlarına, bir çok kurumsal mekan ve değeri yaratmıştı.
Sonuçta İ. Melih Gökçek ve rant çeteleri, idari yargı organları tarafından verilen kimi iptal kararlarının da etkisi ile, 2009 yılı bahar aylarında projeyi iptal etmek zorunda kalmıştı. Vadi halkı, projenin iptali sonrası başlattığı ağaçlandırma kampanyası ile, vadinin betonlaşmaya teslim olmayarak bütün kente ait bir değer kılınması için kolları sıvamıştı. Yine vadi halkı tarafından ilki 2009 yılı yaz aylarında gerçekleştirilen “Festivadi” adlı kültür-sanat festivali ile, Yukarı Dikmen Vadisi’nin bütün kentlilerin yararlanacağı bir “kültür-sanat vadisi” olmasının yolu açılmıştı.
Ancak Yukarı Dikmen Vadisi’nin sahip olduğu yüksek rant değeri nedeniyle, Gökçek ve rant çeteleri kentsel yağma çabalarından vazgeçmedi. Nitekim AKP iktidarının bilinen neo-liberal sömürü ve yağma politikalarının; yoksul emekçi halka düşman, sermayeye dost icraatlarının temel bir ayağını oluşturan kentsel dönüşüm yağmasının nihai olarak durması da beklenemezdi. Onlar için temel sorun ve ihtiyaç, yoksul emekçi halkın giderek yükselen barınma hakkı mücadelesine karşı, şimdi yeni silahlarla, yeni yasa ve kurumlarla savaşa girmekti.
Bu kapsamda öncelikle, geçtiğimiz günlerde TBMM tarafından kabul edilen 5998 Sayılı “Belediye Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun” ile, kentsel dönüşüm uygulamalarında belediyelerin ve sermaye kesimlerinin eli güçlendirildi. AKP milletvekilleri tarafından sunulan ancak arkasında bizzat Gökçek’in olduğu söylenen bu yasa, jet hızı ile meclisten geçirildi ve hiç bekletilmeksizin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylandı.
İşte şimdi de, belediye meclis kararı yerine doğrudan AKP hükümetinin bakanlar kurulu kararı ile, Dikmen Vadisi’nde yeni bir kentsel dönüşüm projesinin önü açılmış oldu. Dikmen Vadisi’ni “Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı” olarak ilan eden 2010/667 sayılı Bakanlar Kurulu kararı, 13 Temmuz 2010 tarih ve 27640 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı.
Memleketin o kadar mühim meselesi dururken, yaklaşık 500 haneden ibaret gecekondu halkının, koskoca Bakanlar Kurulu gündemini meşgul etmesi, aslında halkın öz gücünün, örgütlülüğünün ve kararlılığının nedenli büyük ve önemli olduğunun bir göstergesi olsa da; vadi halkı olarak bu yeni saldırının çok daha ağır olacağını biliyoruz.
Barınma hakkımızı sonuna kadar savunacağız !
İster belediye meclis kararı, ister bakanlar kurulu kararı, isterse ABD senatosunun kararı olsun.
Örgütlü bir halkı hiçbir güç yenemez !
Ve bilinsin ki, bazen kazandığını düşünenler, gerçekte kaybedenlerdir. Yenilmiş gözüyle bakılanlar ise, aslında gerçek kazananlardır. Tarihe bakın, yarınlara kalan mücadele değerlerine bakan, bize hak vereceksiniz …
Kaynak: dikmenvadisi.org