Geçmişten bugüne İTÜ’ye ‘çökmek’ – Ersin Kiriş
Spread the love

İstanbul Teknik Üniversitesi eski rektörlerinden Gülsün Sağlamer’in İTÜ Ayazağa Yerleşkesi’ne alınmadığı şeklinde haberler yer aldı basında, pek çok kez konuşuldu, paylaşıldı. Konuyla ilgili İTÜ Rektörlüğü ile Sağlamer’in Yönetim Kurulu ve mütevelli heyetinde bulunduğu İTÜ Geliştirme Vakfı konuyla ilgili açıklamalar yaptı.

İTÜ’nün yeni kayyum Rektörü İsmail Koyuncu ile yaşanan krizin temel nedenlerini, yerleşkede ne olup bittiğini sorgulamadan önce biraz eskiye, 2000’li yılların başına gidelim birlikte.

İTÜ’yü şirketleştiren Gülsün Sağlamer’den, onun ‘miras’ına çöken kayyumlara

Gülsün Sağlamer’in rektörlük görevini devrettiği 2004 yılı, üniversiteye geldiğim yıldı.  Sistematik bir muhalif öğrenci kıyımının hemen ardındaki sessizlik vardı Maslak yerleşkesinde. Cezalı/yasaklı öğrenciler, şirket gibi işletilen kantinler, yurtlar, sosyal tesisler, yemeğe[1] [2] ve diğer üniversite hizmetlerine yapılan zamlar, İTÜ öğrencilerine getirilen ek harçlar, banka kartına dönüştürülen üniversite kimlik kartı herkesin gündemi idi.

Öğrencilerin dayanışmasını, birlikteliğini, örgütlülüğünü en aza indirmek için uygulanan sınıfsız fakülte/bölüm uygulaması ile her dersi başka sınıfta aldığınız, ders programını bireysel belirlediğiniz dağıtıcı bir sistem getirilmişti üniversiteye. Toplu davranmaya imkan tanımayan, sadece dört öğrencinin bir arada oturabileceği oturma alanları ve yemekhane masaları da Gülsün Sağlamer’in övünerek imza attığı uygulamalardı. Her detay ayrı ayrı düşünülmüştü.

1996-2004 yılları arasında İTÜ Rektörlüğü yapan Gülsün Sağlamer, gençlik hareketine de savaş açmış ve soruşturmalarla, uzaklaştırmalarla üniversiteyi ‘temizlemeye‘ çalışmıştı. Üniversiteye girişleri/çıkışları elektronik turnikelere bağlayıp, yerleştirdiği kameralarla denetim mekanizmasını da inşa etmişti.

Üniversite-sanayi işbirliği adıyla, şirketlerin üniversitenin tüm olanaklarını kullanmasını sağlayan, öğrencilere kariyer vaadi ile staj/yarı zamanlı çalışma ‘fırsatı’ pazarlayan ARI Teknokent, 2003 yılında Sağlamer döneminde kurulmuştu. O yıllarda Sağlamer üniversite-sanayi işbirliğini parlatmak için basına demeçler veriyor ve üniversitenin ticarileştirilmesi için teşvik yasası çıkaran AKP hükümetinden övgülerle bahsediyor, onlara teşekkür ediyordu.[3]

İTÜ öğrenci hareketi o dönemde bu girişimleri; üniversitede kamusal bilgi üretimi sürecinin neoliberal dönüşümü olarak tanımlayıp bu politikalara karşı çıkmış; üniversitenin varlık ve olanaklarının sermayeye açılmasını bilimsel, demokratik üniversite mücadelesinin gündemi haline getirmişlerdi.[4] [5]

Sağlamer rektörlük yaptığı dönemde İTÜ Geliştirme Vakfı’nı özel okullar ve yurtlarla, ayrıca teknokentler ile büyük sermayeli bir yapı haline getirdi, üniversitelerdeki dönüşümü, şirketleşmeyi taçlandırdı.

İTÜ’nün Özal’ı, Demirel’i idi, yarattığı şirketin de hep başında olacak gibi…

Aradan yıllar geçti, rektörler değişti ve son kayyum Rektör İsmail Koyuncu, Gülsün Sağlamer’in inşa ettiği o turnikeli geçişleri ona kapattı. İTÜ’de yeni rejimin kuralları bu kez yerleşke rantının yeniden paylaşılması için işletiliyordu. Türlü olanaklarıyla rant alanına dönüşen üniversite “Suyun başını şimdi de biz tutacağız” diyenler için işlemeye başlamıştı.

Milyarlarca TL’yi kim yönetecek kavgası

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Rektörlüğü, İTÜ Geliştirme Vakfı’na bağlı tüm kurumların çalışanlarının ve bileşenlerinin üniversiteye giriş-çıkış yapacağı kapıları yeniden belirleyerek fiziki açıdan yetersiz Borsa Girişi ile sınırlandırdı. Mesele aslında her ne kadar Gülsüm Sağlamer’in yerleşkeye alınmaması şeklinde basına yansısa da tartışma, milyonlarca liranın döndüğü bir pastaya, birçok imkana olanak sağlayan, teşvikler, vergi indirimleriyle devasa büyüyen teknokente, İTÜ Yerleşkeleri ve yapılarına kimin çökeceği ile ilgili.

İTÜ Geliştirme Vakfı[6], başkanı İTÜ Rektörü olan, yönetim ve denetleme kurulu, mütevelli heyeti bulunan bir yapı. Yani şu an İTÜ Geliştirme Vakfı Başkanı İTÜ kayyum Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu. Gülsün Sağlamer de İTÜ Geliştirme Vakfı Mütevelli Heyeti ve Yönetim Kurulu üyesi.

Ancak kayyum, Vakıf yönetimine hakim olamadığı için vakfa ait tüm olanakları Rektörlük elinde toplamak istiyor. Bunu da yaptıkları açıklamada netlikle ifade ediyor.[7]

İTÜ Geliştirme Vakfı, Sağlamer döneminde yapılan ve 1084 öğrenci kapasiteli 12 Gölet Yurdu ile Ferhunde Birkan ve Ayşe Birkan Yurtları’nı; İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları’nı, Arı Teknokent’i yönetiyor.

İTÜ yerleşkesinde ARI Teknokent’in 1.655.000 m2 toplam arazi üzerine kurulu 10 binası ve 300’den fazla teknoloji şirketi bulunuyor. Bünyesinde, 8.100’den fazla Ar-Ge personeli istihdamı var ve 3.400’ün üzerinde AR-GE projesi ile 10 milyar TL Ar-Ge geliri elde

ediliyor.[8] [9] Kayyum Rektör Koyuncu tam da bu noktaya odaklanıyor. Teknokent A.Ş’de % 31 oranında paydaş oldukları ve karar mekanizmasını değiştiremedikleri konusunda yakınıyor.[10]

Yurtlarda da kriz var

Krizin diğer ayağı yurtlar. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Rektörlüğü, İTÜ Geliştirme Vakfı’na ait yurtların boşaltılmasını istedi. Vakıf, yargıya başvurarak mahkemeden ‘ihtiyati tedbir’ kararı aldı. Rektörlük ise Sarıyer Kaymakamlığı’ndan aldığı tahliye kararıyla 11 Eylül’de zorla Zeynep Birkan Kız Öğrenci Yurdu’na girerek, yurda el koydu.[11]

Kayyum rektör kamusallık yalanı söylüyor

Vakfın milyarlarca TL’lik ekonomisi kavganın tam da kendisi. İTÜ Rektörlüğü, Gülsün Sağlamer ile basına yansıyan krizin ardından yaptığı açıklama ile İTÜ’ye ait kamusal alanların işgal altında olduğunu ve düzenlemelerin bu işgale son vermek olduğunu söylüyor.[12]

Foto: Diken

Mevcut AKP’li kayyum Rektör İsmail Koyuncu’nun kamusallıktan bahsetmesinin bir inandırıcılığı yok. Yıllardır barınma olanakları öğrencilerine yetmeyen ve bunu bizzat kendi ağzından itiraf eden Koyuncu[13] “Barınamıyoruz” diyen öğrencilerin taleplerine özel güvenlik saldırıları ile cevap vermişti.[14]

Geçtiğimiz yıl patronu tarafından hortumlanarak borç batağına düşen Doğa Koleji, Saray’ın emriyle, İTÜ ETA Vakfı tarafından devralınmıştı. Vakıf olanakları ile batık şirket, AKP’li patron kurtarılmıştı. Bugün Koyuncu ETA Vakfı’nın Başkanı. Koyuncu, vakfın uğratıldığı zararın hesabını sormadan ya da ETA Vakfı’nın olanaklarının kamusallaştırılması için çaba harcamadan İTÜ Geliştirme Vakfı ve onun olanaklarının peşine düşmüş durumda.

Ezcümle, İsmail Koyuncu göreve Saray’dan atanan, bilimi, akademik özgürlüğü, üniversite bileşenlerinin haklarını, taleplerini yok sayan bir rejimin temsilcisi olarak görev yapıyor.[15]

İTÜ yerleşkesini ‘kurtarmak’ isteyen kayyum yönetiminin derdi de, Gülsün Sağlamer’in derdi de hiçbir zaman kamusallık olmadı, olmayacak. [i]

Ersin Kiriş – İnşaat Mühendisi
Politeknik Yönetim Kurulu Başkanı

 

[1] Sağlamer’in uygulamalarına karşı başlatılan yemek boykotu 90 gün devam etmişti. Sağlamer, polisi yerleşkeye sokmuş ve öğrenciler vahşi biçimde dövülmüştü. https://m.bianet.org/bianet/egitim/1178-itude-yemek-boykotu-10-gozalti

[2] https://www.evrensel.net/haber/120054/itu-de-ticarethane-mantigi

[3] https://www.milliyet.com.tr/gundem/teknokentin-odaklandigi-alanlar-5162559

[4] https://www.hurriyet.com.tr/gundem/ituden-forda-teknoloji-destegi-38501884

[5] http://politeknik.org.tr/ar-gelerden-teknoparklara-sermaye-ueniversitelerde-koekleiyor/

[6] https://www.itugvakif.org.tr/h/sayfa/ari-teknokent-as

[7] https://haberler.itu.edu.tr/haberdetay/2021/10/07/kamuoyu-bilgilendirmesi

[8] https://www.sanayigazetesi.com.tr/istanbul/10-milyar-tl-ar-ge-geliri-h27631.html

[9] https://www.ariteknokent.com.tr/tr/hakkinda/birlikte-ileriye

[10] https://haberler.itu.edu.tr/haberdetay/2021/10/07/kamuoyu-bilgilendirmesi

[11] https://www.diken.com.tr/itu-rektorlugu-mahkeme-kararini-ihlal-etti-yurtlar-tarikatlara-devredilecek/

[12] https://haberler.itu.edu.tr/haberdetay/2021/10/07/kamuoyu-bilgilendirmesi

[13] https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/itu-rektorunden-yurt-itirafi-6716688/

[14] https://ilerihaber.org/icerik/itude-barinamiyoruz-diyen-ogrencilere-polis-saldirdi-131696.html

[15] Tıpkı selefi; üniversite olanaklarını AKP’lilere veren, Saray istedi diye bilimsel olmayan raporlar düzenleyen eski kayyum rektör Mehmet Karaca gibi.

[i] Bir dipnot olarak belirtmem gerekir ki; İTÜ Rektörlüğü’nün yaptığı açıklamaya Yönetim Kurulu Başkanı olduğum Politeknik Derneği Twitter hesabından ulaşmam mümkün olmadı. Çünkü 2018 yılında, eski kayyum Rektör Mehmet Karaca döneminde yerleşkedeki inşaatlarda yaşanan iş kazaları ve iş cinayetlerinde İTÜ Rektörlüğü’ne sorumluluklarını hatırlattığımız için Politeknik Twitter hesabı İTÜ tarafından engellenmişti. https://twitter.com/PoliteknikBilgi/status/1050022630823272448?s=20


Spread the love