Gündemin oldukça yoğun olduğu günlerden geçiyoruz. Kasım ayı iki TMMOB kurultayının çok yaklaşmış olduğunun habercisi: 14-15 Kasım’da yapılacak Ücretli İşsiz Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Kurultayı ile 21-22 Kasım’da gerçekleştirilecek Kadın Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Kurultayı.
Her ne kadar iki kurultay TMMOB Kurultayı niteliğine sahip olsa da, hazırlık süreçleri örgütsel birlik ve bütünlükle gerçekleştirilmedi. TMMOB yönetim kurulu, TMMOB’nin örgütlü olduğu tüm illerde, tüm İl Koordinasyon Kurulları’nda kurultayları gündem haline getirecek çalışmaları yapmadı. Bu sebeplerle iki kurultayın da, sekreterliğini yürüten Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İstanbul Şubesi’nin, düzenleme kurullarının, yürütme kurullarının ve bu kurultaylara gerektiği önemi veren bazı şube ve Oda üyelerinin çabalarıyla iradi hazırlık süreçleri yaşadık.
Örgütsel sahiplenme eksikliğine rağmen, örgütlenme süreçlerinde gerçekleştirilen yerel kurultaylar hareketli geçti. İki kurultayın da kendi alanlarında birer ilk olmalarıı, içerdiği konuların önemleri ve bu konular etrafında TMMOB’nin kendini yeni bir yapılanmaya götürmesi gerekliliği, kurultayların diğer etkinliklere oranla iyi katılımlarla ve dinamik bir biçimde gerçekleşmesini sağladı.
Bu dinamizmi Türkiye’nin içinden geçtiği günlerle de ilişkilendirirsek yanılmayız. Kriz, medyadan yaygın bir biçimde pompalan bütün ‘iyimser’ tablolara rağmen emekçileri, kadınları, öğrencileri yakıyor. AKP Hükümeti sermayenin talepleri doğrultusunda bu yükü halkın sırtına yıkmanın yollarını zamlarla, kölelik bürolarıyla, kıdem tazminatını ortadan kaldırmaya yönelik çeşitli hazırlıklarla sürdürüyor.
Eğitim ve sağlık hizmetlerinin piyasalaştırılmasının sonuçları bir bir açığa çıkıyor. Üniversite sınav sonuçları eğitim sistemindeki çöküşü gösteriyor. Sağlık hizmetlerinde alınan katkı payları zamlanırken, reçete parası gibi katkı payı istenen yeni kalemler yaratılıyor. Kentsel dönüşüm adı altında yapılan rantsal dönüşümlerle doğa olayları felakete dönüşüyor, insanlar ölüyor. Kentlerde halkın barınma hakkı, yaşam hakkı elinden alınıyor. Bu uygulamalara İstanbul’da boğaza 3. köprü kurma planlarıyla yenileri ekleniyor.
Tüm bu dönüşümlerden mühendisler, mimarlar ve şehir plancıları da etkileniyor. İşsizlik oranı her geçen gün artıyor. Ücretli mühendis ve mimarlar daha düşük ücretlerle daha fazla çalıştırılıyor. Mesleklerini icra ederken bilimsel ve teknik formasyonlarına değil işverene bağımlı olmak meslek tatminsizliği yaratıyor. Bütün bu sorunlar karşısında bir çözüm bulamamak büyüyen bir yalnızlık hissine yol açıyor.
Gündemde böyle yakıcı sorunlar açığa çıkarken örgütlü duruş ve mücadele ile acil müdahaleler gerekiyor.
Bu bakımdan böylesi bir dönemde 10 Ekim 2009 günü gerçekleştirilmesi düşünülen TMMOB Danışma Kurulu büyük önem taşıyordu. TMMOB’nin; üyelerine ve kamunun çıkarlarına sahip çıkacağı mücadele planının ana hatlarını oluşturmak önemli bir gündemdi. Bu mücadele planının başlangıcı sayabileceğimiz, bu dönemden başlayarak gelecek dönemlerde örgütlülüğü büyütüp, yön verip, çalışmalara dinamizm katabilecek TMMOB kurultayları da acil bir biçimde değerlendirilmesi gereken gündemler arasındaydı. Ne yazık ki Danışma Kurulu yoğun bir katılıma rağmen yapılamadı.
Toplantı başladıktan kısa bir süre sonra yalnızca biz eleştirebiliriz, yalnızca biz konuşursak demokrasi olur anlayışıyla kürsü konuşmalarına müdahale edildi. Alkışlı protesto başlatıldı. TMMOB Danışma Kurulu, bu müdahaleye karşı toplantıyı devam ettirme iradesini gösteremedi.
TMMOB Danışma Kurulu, TMMOB çalışma programının sağlıklı bir biçimde yürümesi açısından en önemli kurullardan biridir. TMMOB Danışma Kurulu, TMMOB’ye bağlı Odaların tüm üyelerinin kuruludur. Tüm üyelerin sahip çıkması ve katkı koymasıyla anlamlılaşır.
Son yıllarda Danışma Kurulu’nda konuşma sırasında gözetilen hiyerarşik bir takım kabullerin yerleşmesi, Danışma Kurulu divanının antidemokratik uygulamaları, bu önemin yavaş yavaş anlamsızlaşmasına ve verimsiz toplantıların gerçekleştirilmesine yol açmıştır. Bunun bir neticesi olarak, önemli bir döneme denk gelen Danışma Kurulu’nu yapma iradesi gösterilememiştir.
Bu tür olayların bir daha yaşanmaması, TMMOB çalışma programına ilişkin kararların üretildiği verimli toplantıların gerçekleşmesi için TMMOB Danışma Kurulu’na tüm üyeler sahip çıkmalıdır.
Danışma kurulu gerçekleşseydi TMMOB Kurultayları ile ilgili olarak söyleyeceklerimizi, bugün çok daha acil bir biçimde söylenmesi gerekenleri, buradan bir kere daha söyleyelim:
*TMMOB Yönetim Kurulu kurultayları görmezden gelerek ücretli çalışan ve işsiz olan mühendis, mimar ve şehir plancılarının sorunlarına, isteklerine ve taleplerine arkasını dönmüştür.
*TMMOB Yönetim Kurulu kurultaylara yeterli bütçe sağlamayıp hazırlık çalışmalarını sekteye uğratmıştır.
*TMMOB Yönetim Kurulu hali hazırda hala, kurultay delegelerinin gidiş, dönüş ve konaklama ihtiyaçlarını görmezden gelmektedir. Kurultaylara bir hafta kala, katılmak isteyen üyelerin nasıl gideceğine, döneceğine ve konaklayacağına dair sorularına sağlıklı cevap verilmemektedir.
*TMMOB Yönetim Kurulu bu gidişata bir an önce son vermeli, bugünden itibaren kurultaylara katılımın önündeki tüm engelleri kaldırmalıdır.
İlan etmiştik, yineliyoruz: Meslektaşlarımız ve sınıf kardeşlerimiz olan mühendis, mimar, şehir plancılarını memnuniyetle evlerimizde konuk edeceğiz ve hiç birini açıkta bırakmayacağız.
Kurultay günlerinde açacağımız masalarda, konaklama ihityacı olan tüm meslektaşlarımızın kayıtlarını alacağız.
Bizler TMMOB’de elimizin değdiği her yerde ve tüm çabamızla mesleğimize, geleceğimize ve TMMOB’ye sahip çıkıyoruz. Bilimi ve tekniği halkın hizmetine sunma sorumluluğu ve bu sorumlulukla özgürleşebileceğimize olan inancımızla:
*Barınma haklarına sahip çıkan halkın yanında yer alıyor, hak mücadelelerini neoliberal kentsel dönüşüm uygulamalarına karşı topyekün bir kentsel-toplumsal mücadeleye ve harekete dönüştürüyoruz .
*Boğaza 3. Köprü projesinin durdurabileceğimizi görerek, yaşama hakkımızın yok sayıldığı, kentlerdeki rant projelerine karşı insanca yaşanabilir kentler için mücadele ediyoruz.
TMMOB üyelerinin büyük çoğunluğunu oluşturan ve bir o kadar da üye olmayan ücretli mühendis, mimar ve şehir plancılarının; TMMOB’de aktif birer özne haline gelmesiyle büyük bir toplumsal güç haline gelecek TMMOB için:
*Bilişim çalışanlarını güvenli bir gelecek için yürüttükleri sendikalaşma mücadelesinin yanında yer alıyoruz.
*Ücretli meslektaşlarımızın işyerlerine gidip TMMOB’de örgütlenmeye ve mücadele etmeye çağırıyoruz.
*Örgütlülüğümüzü güçlendirecek TMMOB kurultaylarını önemsiyor, katılımı arttırmak, somut kararlar üretmek için elimizden gelen tüm çabayı gösteriyoruz.
TMMOB’nin sahiplendiği emekten ve halktan yana olma misyonuyla, yukarıda sıraladığımız çabalarda eksik kaldığını, ileri adımlar atması gerektiğini TMMOB’de bulunduğumuz her ortamda ifade ettik, ediyoruz. Böyle bir zamanda TMMOB YK Başkanı bize sormuştu ‘Elinizi tutan mı var?’* diye. Elimizi tutan yok ama merak ediyoruz: Sizin elinizi kim tutuyor?
Devrimci TMMOB geleneğine sahip çıkan tüm üyeleri çabamıza ortak olmaya, toplumsal muhalafeti yükseltmeye, mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.
* Bu başlık, 4 Nisan 2009, TMMOB 40. Dönem 2. Danışma Kurulu toplantısında yaptığımız eleştiriler ve öneriler üzerine TMMOB YK Başkanı Mehmet Soğancı’nın sorduğu soru üzerine atılmıştır.