Elektrik ve doğalgaz dağıtımı için yapılan özelleştirme ihaleleri aldı başını gidiyor. Dağıtım işleri ballı işlerdir, çünkü yatırım gerektirmez, yatırımı önceden devlet halkın parasıyla yapmıştır zaten. İşi kapan, hazır sofraya oturur. Elindeki şirketlere devletin vaktiyle el koyduğu bir medya patronu artık milyonlarca aboneye düzenli fatura kesecek, üstelik de cebinden bir kuruşluk yatırım yapmadan kesecek. Çünkü cebinde parası yok, varsa da saklıyor ve çalışanlarına ücretlerini aylardır ödemiyor. Peki şimdi ne mi yapacak; yurtdışından kredi alıp ihale bedelini ödeyecek, kredinin masraf ve faizlerini de faturalarımıza yansıtıp aradan kârını götürecek. Elin taşı ile elin kuşunu vurmayı bunlar iyi bilir, arada yolunan ise halkımız olacak.
Bu kepazeliğe haklı olarak karşı çıkan meslek odalarını ise iktidar yandaşı medya, dava terörü uygulamakla suçladı. Neyle suçlarsa suçlasınlar, o meslek odaları yine doğru bildiğini yapacak ve soygunu engellemeye çalışacak.
Doğalgaz dağıtım ihalesi ile ilgili olarak, TMMOB Makina Mühendisleri Odası rakamsal verilere dayalı bir açıklama yaptı. Bunu dikkatle yorumlayınca, bu AKP’lilerde o çok özendikleri kapitalist zihniyetin bile bir türlü gelişemediğini görüyorum. Başkentin doğalgaz dağıtımı, 1.2 milyar dolara özelleştirilmiş, ama Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin BOTAŞ’a borcu 780 milyon dolar. Yani bir ihale yapıyorsunuz, ihale bedelinin yüzde 65’i belediyenin devlete olan borcu. AKP medyası devletin kasası dolacak diye sevinç çığlıkları atıyor, ama iş öyle değil ki, ihale tutarının yüzde 65’i devletin kasasından çoktan çıkmış, bunlar bunu dahi algılayamıyor.
Bizim derdimiz aslında ihale bedeli falan değildir, derdimiz kamu hizmetlerinin sermayeye devredilip peşkeş çekilmesidir. Halkın alın teri ile yaratılan SEKA, TÜPRAŞ,TÜRK TELEKOM gibi birçok değeri sekiz yıldır sermayeye dağıtan bu iktidara çelme takma fırsatı gelmiştir. İktidar, özelleştirme ve çevre konularında kendisine engel olabilecek bütün girişimleri yok etmek istiyor. Bu amaçla anayasa değişiklik paketine bir madde koydular, artık iktidarın uygulamalarına karşı yargı yolu kapanıyor. Anayasa’nın 125. maddesine monte edilen tek bir cümle ile bu özelleştirme soygunlarına karşı çıkmamız engellenecek.
Özelleştirme işsizliktir, açlıktır, soygundur. Elektrik dağıtım hizmetleri hem Trakya, hem de Güneydoğu illerinde özelleştirildi. Edirne’den Diyarbakır’a bu ve benzeri soygunların yapılacağı ortadayken soyguna ‘hayır’ diyebilmemizin yolu, referanduma ‘hayır’ oyu kullanmaktan geçiyor, bunun orta yolu bulunmuyor. Diyarbakır’daki işveren kuruluşları referandumda ‘evet’ oyu kullanacaklarını açıkladı; onlar da özelleştirme pastasından pay istiyor, patron her yerde patrondur, patron tercihi yapması doğaldır. Doğal olmayan ise emekçilerin patronla aynı tercihi kullanmasıdır.
Referandumda ‘evet’ oyu kullanacaklarını açıklayan liberal solcular şimdi ortaya düştüler, azimle bu anayasa değişikliklerinin yargı denetimini engellemeyeceğini savunuyorlar. Bakınız işte bu çok hayret ve ibret vericidir, AKP’liler dahi bunu bu kadar savunamıyor, hatta yargı denetiminin yollarına engel olduğunu birçok yerde beyan ediyor. Bunun için iktidar medyası meslek odalarını dava teröristi ilan ediyor, bunun için gözbebeğimiz olan o meslek odalarına saldırıyor.
Hayat öğreticidir, hayatın her alanında tanıma ve öğrenme aşamasındayız. Yaşadığımız bu günler, işbirlikçiliği ve faydacılığı tanıma günlerimiz olacak; ama belleklerimizde hep çakılı kalacak.
Ertuğrul Ünlütürk- Çevre Mühendisi
Kaynak: Evrensel Gazetesi