Mühendis, mimar, şehir plancıları olan bizlerin de çalışma koşulları çeşitli yasalarla belirlenmiş durumda. Peki gerçekte durum nasıl işliyor? İş bulma sürecinde neler yaşanıyor, fazla mesailer veriliyor mu, haftada kaç saat çalıştırılıyoruz, cinsiyet ayrımcılığı oluyor mu, sosyal haklarımızı alabiliyor muyuz? Sorular böyle uzar gider…
Çalışma yaşamını mühendisler, mimarlar, şehir plancıları anlatıyor.
İkinci hikayemizde Orta Doğu Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama bölümü 2013 yılı mezunu 27 yaşında bir kadın meslektaşımıza denk geldik.
Çok çalışsam da mesleki üretkenlik açısından memnunum
Şehir plancısıyım. Özel sektörde yaklaşık 2.5-3 yıldır çalışıyorum.
İş arama sürecinde kafam biraz karışıktı, mesleki anlamda beni geliştirecek bir işte çalışmak istiyordum. Tam da bu yüzden hâlihazırdaki özel planlama bürolarının çalışma yöntemlerinin, tarzlarının ve iş ortamlarının ötesinde bir beklenti içindeydim. Dolayısıyla da istediğim türden bir büroyu araştırmaya başladım.
Standart planlama büroları yerine kentsel politika ve stratejik planlama ile ilişkili bir
yerde çalışmak istiyordum. Bir hocamın yönlendirmesi ile şu an çalışmakta olduğum
büroya başvurdum. Bu benim ilk iş görüşmemdi. Daha önce herhangi bir iş görüşmesine gitmemiştim, ancak görüştüğüm büroda beklentilerimi karşılayabilecek bir iş ortamı vardı. Bana karşı gösterilen tavır da son derece olumluydu.
Tabi çalıştığım büro gibi piyasa odaklı olmayan, meslekî gelişim anlamında öne çıkmak isteyen, daha alternatif bir bakış açısıyla ve planlama etiği çerçevesinde proje üreten büroların ayakta kalması o kadar da kolay olmuyor. Dolayısıyla yoğun bir çalışma tempomuz var, her zaman. Bu durum elbette ekibin tercihleriyle de ilişkili.
Çalışma saatlerimiz hafta içi 9.00/9.30-18.00, cumartesi günleri de 12.00/12.30-18.00 saatleri arasında. İş veya proje bazlı çalışıyoruz, fazla mesai ücreti almıyoruz. Ancak, oldukça yoğun ve uzun saatler çalıştığımız dönemlerde, mesai ücreti yerine izin günü kullandığımız oldu ara sıra.
Durumlar böyle ama dediğim gibi standart bir bürodan biraz daha farklı bir tarzımız var. Sürekli olarak çalıştığımız bir konu yok, konularımız çok çeşitli ve değişken. Bu nedenle, her yeni işte, yeni bir şey üretiyoruz. Uyumlu bir ekip olmamızın, mesleki sorumluluklara sahip çıkılmasının da bunda önemli bir katkısı var.
Karşılıklı ilişkiler anlamında kendi büromda herhangi bir sorun yaşamadım genel olarak. Ancak farklı bir büro ile birlikte çalıştığımızda feodal bakış açıları sebebiyle sorun yaşadığım oldu.
Kısacası mesleki tercihlerim sebebiyle işimden memnunum, aldığım ücreti yeterli buluyorum. Özel sektörde olduğum sürece de işimi değiştirmeyi düşünmüyorum.