İnsanoğlunun yaşamını idame ettirmesi her ülke tarafında güvence altına alınmıştır. Ülkemiz Anayasasında bu güvence 56’ncı maddesi “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir” ile sağlanmıştır. Bilindiği üzere doğal çevrenin ve yaşamın idame ettirmesinde olmazsa olmaz ihtiyaçların başında temiz havaya olan ihtiyaç gelmektedir.
Hava kirliliği, havada katı, sıvı ve gaz şeklindeki yabancı maddelerin insan sağlığına, canlı hayatına ve ekolojik dengeye zararlı olabilecek miktar ve sürede bulunmasıdır. Hava kirliliğinin başlıca nedenleri, fosil yakıtların ısınma, ulaşım, sanayi vb ihtiyaçlar için kullanılmasından kaynaklıdır. Bunun yanı sıra kentlerin topoğrafik yapısı, meteorolojik koşullar ve kent imar planları da hava kirliliğini dolaylı yönlerden etkilemektedir. Ankara’da ciddi bir sanayileşme olmamakla birlikte ısınmadan ve motorlu taşıtlardan kaynaklı hava kirliliği Ankara’nın en temel iki kirlilik sorunudur.
Yıllardır özellikle kış aylarında Ankara’da nefes almak, görüş mesafesini korumak neredeyse imkânsızlaşmakta, kirlilik kent sakinleri tarafından yoğun bir biçimde hissedilmektedir.
Ankara’nın tarihinde ne yazıktır ki hava kirliliği sorunu hep var olmuştur. Öyle ki geçmişte “sokağa çıkma yasağı”nı bile gerektirmiştir. Hava kirliliğinde kentin topoğrafik yapısı da eklendiğinde durum daha da kaygı verici boyutlara gelmektedir. Ankara’nın çanak şeklindeki coğrafi yapısı nedeniyle en fazla şehir merkezinin düşük kotlarındaki yerleşim bölgeleri etkilenmektedir. Özellikle kış aylarlında artan ve belirginleşen hava kirliliğinin en önemli nedeni ısınmadan kaynaklıdır. Doğalgaz kullanımının kentte yeterince yaygınlaştırılmaması ve pahalı olması, nem ve kükürt oranı yüksek, enerjisi ve kalitesi düşük kömür kullanımının kontrol altına alınmamasının yanı sıra son günlerde bu tür kalitesi düşük kömürün yoğun biçimde ücretsiz dağıtılması ısınmadan kaynaklı hava kirliliğinin artmasına neden olmaktadır. Doğalgaza geçişle birlikte kısmen azalan hava kirliliği sorunu son aylarda tekrar Ankara için ciddi bir sorun olmaya başlamıştır.
Son aylarda dar gelirli ailelere yardım adı altında kalitesiz, nem ve kükürt oranı yüksek ve kalorifik değeri düşük kömür dağıtımı ile hava kirliliği daha da arttırılmıştır. 25.07.2007 tarihli 2007/8 sayılı genelgesinde, fakirlere yardım amaçlı dağıtılacak kömürlerle ilgili şu ifadelere yer verilmektedir: “(…) 2 Mart 2007 tarihli ve 11622 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı çerçevesinde İl Mahalli Çevre Kurullarınca, kömürler vatandaşa dağıtılırken; hava kirliliği ile mücadelede, başarı ve uygulamada birlikteliğin sağlanması amacıyla başta il ve ilçelerin kirlilik derecelerine göre özellikleri belirlenmiş kalitedeki kömürlerin dağıtılması, Isınmadan Kaynaklanan Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği’nde belirlenen hususların dikkate alınması ve bu kömürlerin hava kirliliği yaratmayacak bölgelerde (özellikle beldelerde, köylerde) kullanımının sağlanmasına özen gösterilmesi gerekmektedir.” Ancak 27.08.2008 tarihli, 2008/11 sayılı genelgede “(…)bu kömürlerin hava kirliliği yaratmayacak bölgelerde (özellikle beldelerde, köylerde) kullanımının sağlanmasına özen gösterilmesi” ifadesi çıkarılarak yerel seçimlere yönelik propagandanın önü açılmıştır.
AKP iktidarının yaptığı doğal gaz zamları ile çaresiz bıraktığı halk, Büyükşehir Belediyesi yönetiminin dağıttığı kömürü kullanmaya mecbur bırakılmakta, kömür yardımı kandırmacası ile yaklaşan yerel seçimlerde oyunu kazanmaya çalıştığı halkı temiz havadan mahrum etmektedir. Amaç halka fayda sağlamak ise doğal gaz yardımı yapması beklenen iktidar aksine çok yüksek doğal gaz zamlarıyla, hava kirliliğine neden olduğu bilinen kalitesiz kömür kullanımını teşvik etmektedir.
Ülkemizde hava kalitemizin değerlendirilmesi ile ilgili de sıkıntılar yaşanmaktadır. Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan yapılan açıklamalarda hatalı ölçümlerin olduğu belirtilmiştir. Bu durumda ölçüm sonuçlarının güvenilirliği konusunda kafalarda soru işaretleri oluşmaktadır. Ayrıca ülkemizde Avrupa ülkelerine göre hava kirletici parametre ölçümünde daha az sayıda parametreye bakılmaktadır. Buda hava kalitemizin sağlıklı değerlendirilmemesine neden olmaktadır. Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından Ankara’da ölçümlerin yayınlandığı dış ortam panelleri (RSHM, AKM, Yüksel Cad. gibi) ve Çevre ve Orman Bakanlığı’nın web sitesinden de hava kalitesi parametreleri izlenmektedir. Bakanlığın yayınladığı istasyon raporlarında belli saatlerde özelliklede akşam saatlerinde hava kirleticilerden olan Kükürtdioksit (SO2) ve Partikül madde değerleri “Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği”ndeki standart değerlerinin oldukça üstüne çıkmaktadır. Bu yoğun kirliliğin yaşandığı saatler bebekler, yaşlılar, astım ve akciğer hastaları için son derece önemli olup, bu konu ile ilgili olarak yetkileri çerçevesinde Sağlık ve Çevre ve Orman Bakanlıkları tarafından uyarılar yapılması ve kamuoyunun bilgilendirilmesi gerekmekteyken bu duyarlılık gösterilmemektedir.
Karayoluna dayalı ulaşım politikaları nedeniyle Ankara’da da hızla artan motorlu taşıt sayısı, toplu ulaşıma dönük yatırım eksikliği, egzoz gazı denetim ve yaptırımlarının yetersizliği hava kirliliğinde önemli bir etkendir. Katlı kavşak ve yol genişletme çalışmalarının bireysel taşıt kullanımını arttırdığı bilinmektedir. Otobana çevrilen Ankara’nın yolları, taşıtlar tarafından yoğun olarak kullanılmaktadır. Toplu taşıma ekseninde politikalar geliştirmeyen Ankara Büyükşehir Belediyesi, yol genişletme çalışmaları için, mevcut metro çıkışlarını ve yeşil alanları yıkıp tekrar peyzaj düzenlemesi yaparak kaynak israfına yol açmakta, Ankara’nın gereksinimleri doğrultusunda yatırımlara ise kaynak ayırmamaktadır.
Hanelerde kullanılan kalitesiz kömür yerine kükürt oranı düşük kalorifik değerleri yüksek kaliteli kömür kullanımının artırılması ve baca filtrelerinin kurulması için gerekli yaptırımlar uygulanmalı ve düzenlemeler yapılmalıdır. Özellikle yerel seçimler öncesi artan yardım yakacak yardımı yoluyla başkentin hava kirliliği sorunu ile yeniden yüz yüze gelmemesi konusunda genel ve yerel yönetimler gereken özeni göstermelidir. Bugün yararlanılan bedava ancak kalitesiz kömürün, yakın gelecekte çok ciddi sağlık sorunlarına yol açacağı gözden kaçırılmamalıdır. Ulaşımda yeni karayolu ve köprü yapımlarına değil raylı sistemlere öncelik verilmeli, kent içinde yeşil alanlar yaygınlaştırılarak hava kirliliğini soğuracak alanların arttırıldığı bir yerel yönetim anlayışı tercih edilmelidir.
TMMOB ANKARA İL KOORDİNASYON KURULU