29.11.2008 tarihinde AKP 13. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasının bir bölümünde meslek odalarının adını vererek, meslek odalarını belediye uygulamalarının önünde engel yaratmakla ve ideolojik olmakla suçlamıştır. Erdoğan konuşmasında meslek odalarının yaşanabilir kentler ideolojisini ve yağma politikalarına karşı hak arayışlarını kendi bakış açısıyla eleştirmiştir.
Öncelikle 60. Hükümetin Başbakanı Erdoğan’ın Türkiye Cumhuriyeti’nin “sosyal bir hukuk Devleti” olduğunu hatırlamasında fayda vardır. Hukuk devletinde hak aramak ne ayıptır ne de suçtur. Yargının üstünlüğüne inan kişiler ve kurumlar elbette haksız uygulamalara karşı kamu yararına “Danıştay’a dava açarlar, bilmem nereye dava açarlar”. Hukuka saygılı olan kimseler ise bundan rahatsızlık duymazlar. Kaldı ki kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları Anayasa’nın 135. Maddesi gereği kurulmuş olup bunları “sivil toplum örgütü” olarak nitelemek Anayasa’ya aykırıdır.
Kentlerin sokaklarını caddelerini yarış pistine çeviren katlı kavşaklara karşı meslek odalarının tutumunu eleştiren Başbakan’ın sanıyoruz ki bu kentlerde artık yayalara hiçbir hak tanınmadığından, toplu taşımaya öncelik verilmediğinden, ölümlü ve ağır yaralanmalı kazlardaki artıştan da haberi yoktur. Bilime, tekniğe, planlamaya ve halk sağlığına gözlerini kapatıp kulaklarını tıkamış olmalı ki “Amerika’da, Moskova’da, Tokyo’da var, biz de neden olmasın” düşüncesiyle ulaşım sorununu aşmanın tek yolunun katlı kavşaklar olduğunu sanmaktadır.
Odamızın da bağlı bulunduğu, Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği (TMMOB) anayasal bir meslek kuruluşudur. “…ülke ve toplum yararı çerçevesinde önerilerde bulunmak ve çalışmalar yapmak. Çevre alanında, kentleşme ve sanayileşme süreçlerinde ve toplumsal alanı ilgilendiren üretim süreçlerinde toplum yararını ve kamusal çıkarları öncelikle ele alan politikaların hayata geçirilmesi için uğraşılarda bulunmak, görüş, rapor, belge oluşturmak, gerektiğinde hukuksal mücadele yollarını tesis etmek” Odamızın başlıca var oluş amaçlarındandır.
Başbakana sesleniyoruz!
Sizin bilim ve hukuk tanımayan “ideolojiniz”, bu ülkenin aydınlık kurumlarını, aklı, bilimi, tekniği, hukuku, adaleti yok saymanızı haklı göstermez. Tüm bunları görünür kılmak da, Odalarda sorumluluk üstlenen, kamu yararına çalışma anlayışını hakim kılan aydın ve uzman yüzlerin asli görevidir. Türkiye siyasi tahinde yerini almış bulunan talihsiz açıklamanız ise sadece tahammülsüzlüğünüzün dışa vurumudur.
Kentlerimiz, kent yönetimleri ve geleceğimiz bizler için, cehaletin karanlığına teslim edilemeyecek kadar kıymetlidir.
On yıllardır sizin ideolojinizle yönetilen kentlere hiç bakmaz mısınız? Plastik ağaçları, peluş hayvanları, otoyola dönüştürülen kent merkezlerini, toplanamayan, düzenli depolanamayan, patlamaya hazır çöp dağlarını, sağlıksız içme sularını, susuz barajları, solunamayan havayı, ulaşım ve doğalgaz zamlarını, ticarileştirilen belediye hizmetlerini, kentlerin kent demeye bin şahit halini görmez misiniz? Yoksa sizin ideolojiniz kentlerde yağma ve talan mıdır? Siz hiç kent meydanlarında yürüdünüz mü? Ya da bir kerecik olsun aynaya bakıp, kendinizle yüzleştiniz mi?
Ne yaşanabilir kentler ideolojimizden ne de yağma politikalarına, hukuksuz ve haksız uygulamalara karşı davacı olmaktan vazgeçmeyeceğiz. Kamusal belediye hizmeti anlayışını savunmaya, bilimin, tekniğin, hukukun ışığında sizinle ve ideolojinizle mücadele etmeye devam edeceğiz.
3 Aralık 2008
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu