Ataköy sahilinde inşaat bitti, davası sil baştan

Danıştay İdari Dava Kurulu, Ataköy’de sahilindeki kamu arazilerinin TOKİ tarafından sermayeye satılmasına ilişkin davaya İstanbul İdari 4. İdari Mahkemesi’nin bakmasına karar verdi. Süren yürütmeyi durdurma kararlarına rağmen hukuksuzca devam ettirilen projede sahil şeridine 16 katlı 5 blok yapıldı.

Ataköy sahilindeki rant nedeniyle kaos devam ediyor. TOKİ’nin Ataköy sahilde toplam 77 bin metrekare yüzölçümlü 564 ada 161 -162 parseli 31 Ağustos 2010’da ihale usulüyle Özyazıcı İnşaat – Karadeniz Örme ortaklığına satışı sonrasında başlayan hukuki süreçte Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu son noktayı koydu. Radikal’den Ömer Erbil’in haberine göre TOKİ’nin kamu yararını yok sayarak, sahildeki yapılaşmanın önünü açan ve yeşil alanları yok eden projenin önünü açtığına karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (DİDDK), dosyayı İstanbul 4. İdare Mahkemesi’ne gönderdi. Talana karşı Ataköy 1. Kısım Koruma ve Güzelleştirme Derneği tarafından başlatılan mücadele dahilinde 2011 yılında açılan dava, 5 yıl sonra sil baştan yeniden görülecek. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin her türlü usulsüzlüğe göz yumduğu dava sürecinde davalı parsele 16 katlı 5 blok inşa edildi ve konutların satışları ise tamamlandı.

“Yeşil alan niteliğindeki taşınmazın yapılaşmaya açılacağı açık”
TOKİ’nin betonlaşma tehlikesi ve kıyı şeridinde beton set oluşturacak projelere zemin hazırladığını belirten DİDDK ‘’yasa koyucu iptal davaları için menfaat ilişkisini sübjektif ehliyet koşulu olarak getirmiştir. İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun iptal davası yolu ile denetlenmesini engellemeyecek bir biçimde anlaşılması gerekmektedir. Nitekim çevre, tarik, kültürel değerlerin korunması imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren konularda sübjektif ehliyet koşulunun bu durum dikkate alınarak yorumlanması gerektiğine ilişkin Danıştay kararları yerleşik içtihat niteliği kazanmıştır. Davalıya ait yeşil alan niteliğindeki taşınmazın yapılaşmaya açılacağı açık olduğundan dava konusu işlemin taşınmazın bulunduğu bölgenin çevre ve imar durumunu etkileyecek nitelikte olduğu dolayısıyla kamu yararını yakından ilgilendirdiği bu itibarla dava konusu işlem ile davacıların menfaat ilişkisi bulunduğu sonucuna varıldığından davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.’’

politeknik.org.tr