Afet Yasası’na OHAL ayarı: ‘İstediğin yeri yık, dönüştür, rant sağla’
Spread the love

Kentsel yıkımın kolaylaştırılması, inşaat sermayesinin faydası için afet riskli alanlarla ilgili çıkarılan kentsel dönüşüm yönetmeliğinde değişiklik yapıldı. Kentin merkezinde kalmış emlak rantı yüksek yaşam alanlarının riskli alan ilan edilerek dönüştürülmesi için var olan bazı sınırlandırmalar kaldırıldı. Kentsel dönüşümde bakanlıklara verilen rol arttı. Cizre, Nusaybin, Sur gibi savaşın yıktığı bölgeler Bakanlar Kurulu tarafından kentsel dönüşüm sürecine dahil edilebilecek

2012 yılında çıkarılan ve inşaat sermayesinin kentin merkezindeki emlak rantına göre dönüşüm başlatmasını sağlayan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki 6306 sayılı Kanun’un Uygulama Yönetmeliği’nde yapılan değişiklik 27 Ekim günü Resmi Gazete’de yayımlandı. OHAL koşullarını emek alanında ve doğa-kent yağmasında da değerlendiren AKP-Saray iktidarı, “Afet Yasası” olarak bilinen ve özellikle büyük kentlerde deprem gerçeğini bahane ederek riskli alan olmamasına rağmen emlak değeri nedeniyle riskli ilan edilen yaşam alanlarının talanını öngören yasayı yönetmelikle daha yıkıcı hale getirdi. Örneğin yeni düzenlemeyle birlikte ‘riskli alan’ ilan edilen bölgelerde yer alan binaların dönüşüme açılması için hak sahiplerinin anlaşması aranmaksızın 2 aylık denetimlerden sonra yıktırılmayan binalar kolluk kuvveti nezaretinde yıktırılacak. Böylece halkın barınma hakkı tümüyle inşaat sermayesinin saldırısına uğrayacak. Değişiklik öncesinde, hak sahipleri içinde 3’te 2 çoğunluk sağlanamadığı takdirde yapıların dönüşüme açılamıyordu.

Yağma hızlanacak
Yönetmelik değişikliğindeki diğer bir husus da daha önce bir bölgenin riskli alan ilan edilebilmesi için en az 15 bin metrekare büyüklüğünde olması şartı gerekirken yapılan değişiklikle bölgedeki yapılan yüzde 65’i hakkında ‘denetime tabi tutulmadığı ve standartlara uygun malzeme ile yapılmadığı’ kararının alınmasının yeterli olacağı oldu. Bu yaşam alanlarının tamamının hedef haline getirilmesi, kentsel dönüşüm yıkımının daha da kuralsızlaştırılması anlamına geliyor.

Denetim piyasalaşacak
Yönetmelik değişikliğinde hak sahibinin vefat etmiş olması halinde mirasçılık belgesi çıkarma, kayyum atama veya işlem yapma yetkisi Bakanlık’a verildi. Riskli alan ve yapıların depreme dayanıklılık tespitini yapan kuruluşlarda görevli personellere Çevre ve Şehircilik Bakanlığından sertifika alınması zorunluluğu da kaldırıldı. Bu yetki bakanlık tarafından belirlenecek kurum ve kuruluşlara devredildi. Denetim sürecindeki piyasalaşma derinleşecek.

TOKİ her istediğini yapabilecek
Düzenlemede TOKİ’ye de ‘riskli alan’ tespiti yapabilme başvurusu yetkisi verilirken, Kültür ve Tabiat Varlıkları Kanunu kapsamına giren kültür mirası niteliğindeki taşınmazlarda da kentsel dönüşüm yapılabilmesinin önü açıldı. Tarihsel ve kentsel değeri olan yapılara fiili inşaat süreçleriyle yapılan ve çoğu zaman yargı süreciyle durdurulan yıkım süreçlerine yasal zemin hazırlanmış oldu. Cizre, Nusaybin, Sur gibi savaş politikalarının yerle bir ettiği kentlere de ‘afet riski altındaki alanlarda dönüşüm’ kapsamı getirildi.

Yönetmelik değişikliğindeki maddelerin özeti şu şekilde:

  • Riskli alan tespiti için 15 bin metrekare büyüklük sınırı kalktı.
  • Kamu düzeni ve güvenliği, altyapı hizmetlerinin yetersizliği, toplam yapı sayısının en az yüzde 65’inin mevzuata aykırılığı halinde riskli alan ilanı yapılabilecek.
  • TOKİ de riskli alan tespiti başvurusu yapabilecek.
  • Kültür ve Tabiat Varlıkları Kanunu kapsamına giren taşınmazlarda da kentsel dönüşüm yapılabilecek.
  • Riskli yapı tespiti yapan personelde sertifikalarını sadece Çevre ve Şehircilik Bakanlığı değil belirleyeceği kurum ve kuruluşlar da verebilecek.
  • Lisanslandırmada inşaat mühendislerinin taahhütname vermesi kaldırıldı.
  • Malikin vefat etmiş olması halinde mirasçılık belgesi çıkarma, kayyum atama veya işlem yapma yetkisi Bakanlık’ta olacak. Bu yüzden mahkemelerde yaşanan sorun çözülecek.

Kaynak: Politeknik, Sendika.Org


Spread the love