TMMOB Gıda Mühendisleri Odası, Ziraat Mühendisleri Odası ve Kimya Mühendisleri Odası’nın tüm itiraz ve eylemlerine rağmen 5996 Sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu 13 Aralık 2010’da yürürlüğe girdi.
Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Petek Ataman 5 yıldır çıkarılmaya çalışılan 5996 Sayılı Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile binlerce gıda, kimya ve ziraat mühendisinin işten çıkarılmaya başlandığını açıkladı.
Kanunun, bazı büyüklükteki gıda işletmelerinde konu uzmanı kişilerin istihdam zorunluluğunu kaldırdığını ifade eden Ataman, şöyle konuştu:
“Sözünü ettiğimiz boyut, işletmenin motor gücü ve çalışan sayısıyla tanımlanmakta ve kapasite raporu, ekspertiz raporu gibi belgelerle belgelenmektedir. Kanunla getirilen şarttaki işletme boyutuna sahip üretim ve satış yapan yerler, halen var olan gıda işletmelerinin yüzde 80’i civarındadır. Diğer yandan belli işletmelerde eskiden tüm meslekler yer alabilirken şimdi buna da kısıtlama getirildi. Örneğin, et parçalama tesisleri.
Buralarda daha önce ilgili tüm meslek grupları görev alabilirken şimdi sadece veteriner hekimler görev alabiliyorlar. Ancak bu gibi konularda müktesep hak tanımlanmadığı gibi, hangi noktaların parçalama tesisi olduğunun bir tanımı da bulunmamaktadır. Tüm bunlara ilave olarak kanunun ikincil mevzuatı olan yönetmelikler henüz yayınlanmamış ama eski yönetmeliklerin bu konulara yönelik maddeleri de uygulamadan kalkmıştır.”
Bir çok mühendis şimdiden işsiz kalmış durumda
Tüm bunların sonucunda, “sorumlu yönetici” olarak çalışan gıda, kimya ve ziraat mühendislerinin işsiz kalma riskiyle karşı karşıya kaldığını ileri süren Ataman, şunları söyledi:
“5996 Sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 13 Aralıkta yürürlüğü girmesiyle, binlerce gıda iş yerinde sorumlu yönetici olarak çalışan gıda, kimya ve ziraat mühendisleri, işten çıkarılmaya başladı. Odamıza bu konuda çok sayıda mesaj, telefon ve yazı geliyor. Birçok mühendis bugünden işsiz kalmış durumda. Kapasite ve ekspertiz raporlarının gerçeği yansıtır biçimde hazırlanmaması da konunun boyutunu daha da büyütmektedir.”
Ataman, “işletmelerin yüzde 80’ini kendi başına bırakan anlayışın değiştirilmesi için çeşitli yöntemler önerdiklerini” belirterek, şöyle devam etti:
“Halen birincil üretim için uygulanmakta olan tarım danışmanlığı sisteminin bir benzerinin küçük gıda işletmeleri için de oluşturulmasının mümkün ve gerekli olduğunu ifade ettik. Yüzlerce tarım danışmanı kamu bütçesinden istihdam edilmekte ve bu arkadaşların birincil üretimi yönlendirmeleri sağlanmaya çalışılmaktadır.
Bu, risklerin önlenmesi ve güvenli gıda arzının sağlanması için önemli bir uygulamadır. Ama risklerin büyük bir bölümü de gıda işleme aşamasında oluşmaktadır. Bu bakışla gıda işletmelerinin yüzde 80’ini kendi kaderine bırakmak, gıda güvenliği yaklaşımında ciddi sorunlar olduğunu göstermektedir.”
Öte yandan birçok büyük işletmelerin kapasitelerinin düşük, çalışan sayılarının az gösterildiğini vurgulayan Ataman, şunları kaydetti:
“Bu konuda elimizde somut belgelerimiz var. İlgili bakanlık ve kurumlarla yazışmalar yapılmış ama ne yazık ki bu kurumlar tarafından sorunun çözümüne yönelik bir adım atılmamıştır.
İşlerini kaybetme ile yüz yüze gelen çok sayıda arkadaşımızın odaya müracaatları üzerine hukukçularımız belli sorun alanlarına yönelik olarak çalışmaya başlamıştır. Tüm meslektaşlarımıza işten çıkartılma sürecinde mutlaka bizlerle temasa geçmesini istiyoruz. Sorunu tüm boyutları ile izlemeye ve girişimlerde bulunmaya devam etmekte kararlıyız.”
politeknik.org.tr