Tores Dinçöz:”Veli Ergün Sendika Üyesi Olduğu için İşten Çıkartılmadı”

Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nden sendika üyesi olduğu gerekçesi ile mobbing’e maruz kaldığı ardından da işten çıkartıldığı ifade edilen Veli Ergün’le ilgili olarak  mimdap.org web sitesinde yer alan Şube Yönetim kurulu üyesi Tores Dinçöz ile yapılan röportajı yayınlıyoruz.

politeknik.org.tr

MİMDAP: Sorumlu yayıncılık örneği olması bakımından Tez Koop İş sendikasının basın açıklaması yapacağı konuyla ilgili sorunu size sormak ve bilgi almak istiyoruz. Nedir bir işçinin işten atılmasındaki neden.

TORES DİNÇÖZ: Daha önce sorsaydınız daha iyi oldurdu, sitenizde de onun duyurusunu yapıyorsunuz zaten.

MİMDAP: Sadece basın duyurusunu verdik, bu nasıl bir problem oluşturdu?

TORES DİNÇÖZ: Biraz anladığım kadarıyla biraz sıkıntısı var; sıkıntısı var derken hakikaten var. Bir takım şeylerin üzerine bir şeyler koyarak bir şeyler yapabiliyor; bir şey duymuş oluyor, onu kurguluyor, sendika çalışmalarına katıldığım için işten atıldım diyor. Boynuna bir şey asmış geziyordu geçen gün etkinlikte. Bunla ilgili böyle bir şey yok. Sendika çalışmasına katıldığı için işten atılmış değil. Sendika başkanına da söyledim, ne olur bunu böyle değil, başka şeyler söyleyebilir; her şey söylenebilir.

MİMDAP: Ne söylenebilir mesela?

TORES DİNÇÖZ: Odadaki bir arkadaşımız sürekli olarak kendini başka bir şekilde ifade etmeye çalışıyor. Burada yaparken tavırları hoş olmuyor, bir de en son aramıza katılan bir arkadaş, yaklaşık bir yıl, bir buçuk yıl kadar oldu.

MİMDAP: Ama daha önceden çalışıyor odada. 10-15 senedir geçici olarak çalışan biri, değil mi?

TORES DİNÇÖZ: Hayır, orada yok, o da yanlış.

MİMDAP:
Sadece bir buçuk yıl önce mi işe başladı?

TORES DİNÇÖZ: Daha önce elinden elektrik işleri de geliyor, saatle ya da başka bir şey, bir priz çekileceği zaman elektrikciyi nasıl dışardan birini çağıracakları zaman onu çağırıyorlarmış. Boya da yapıyor. “Yapar mısın?” diye soruluyor, yapıyor. Ama böyle bir çalışmışlığı yok daha önceden, bilmiyorum. Siz ne kadar biliyorsanız ben de o kadar biliyorum. Orada 5-6 ay öncesinden başlayan, şantiyede oradaki Gazanfer bey ile olan sıkıntıları vardı.

MİMDAP: Gazanfer Bey kimdir?

TORES DİNÇÖZ: Şantiyeden sorumlu Yönetim Kurulu Üyemiz. Oradaki sıkıntıları sürekli bir şekilde bir şeyleri kurguluyor. Ben çağırdım bu şeyler konuşulurken, dedim “nedir problem?”anlattı, “bir sürü şeyler var”. Bunların içinde sendika yok. Burada hatta sendika çalışmalarını yürüten bir arkadaşımız vardı, EMO’dan Yaşar diye arkadaşımız. O gelip, oradaki bağlantıyı da kuramıyor. Sonra dışarılarda, sağda solda toplantı yapılınca dedim ki bunun bizimle bir ilgisi yok; Oda sanki bunun karşısında mı? Hatta burada salon yaptık. Salonu ayarladık o toplantıya, çayını kahvesini, herkes de, gelenler de gelsin. Ona bütün buradaki çalışanlar da katılmaya çalıştı, gittiler. Hatta ben dedim ki arkadaşlara “sendikayı, sendikal faaliyetleri en ciddi yürüten aramızda makine mühendisleri. Onlar o da olarak sendikalılar çünkü toplu sözleşmeleri vb. var. Kaldı ki buradaki bireysel bir çalışma. Herkes gidip sendikaya üye olabilir; öyle bir hak var sonuçta. Oradan da arkadaşlardan, işyeri temsilciliklerinden soruldu. Bunları da konuştuk. O anlatırken o sıkıntılarında “özür dilemem ben” dedi.

MİMDAP: Sıkıntı dediğiniz nedir? Kötü muamele anlıyorum biz.

TORES DİNÇÖZ: Bana çay getir dedi, bana zulüm etti. Camları yukarı çıkardık; içeri indirdik. Ben buna karşı geldim vb bir sürü şey.

MİMDAP: Küfür var mı?

TORES DİNÇÖZ: Küfürleri ben bilmiyorum. Hakikaten. O da ona kaba davranmış, küfür etmiş. Sonuçta kaba davranmaktan işine son verildi. Bizim burada İKK toplantılarımız oluyor ya da başka toplantılar oluyor diyelim, başka platformun toplantısı. O zaman bizim burada bir görevli arkadaşımız kalıyor diyelim; çay için, başka şeyler için. Ne oluyor? Onun mesaisi oluyor, o mesaileri getiriyor kim bu toplantıyı düzenlemişse, ben düzenlemişsem biz burada olduğumuz için Fethiye ya da ben, ikimizden biri imzalıyor, ondan sonra onu muhasebeye götürüyor. Şantiyedeki de buna benzer bir işleyiş. Diyelim ki Metin bir toplantı düzenliyor burada bir toplantı varsa, görevli o gün kim düzenlemişse o toplantıyı, kimin sorumluluğundaysa onlar o arkadaşın mesaisini imzalıyorlar. O da imzasız muhasebeye götürüyor veriyor kağıdını.

MİMDAP: İmzasız mı götürüyor?

TORES DİNÇÖZ: İmzasız götürünce muhasebeci diyor ki “bunu Gazanfer beye imzalat”. O da “ben bunu Gazanfer beyin ayağına mı götüreceğim” diyor. Böyle hakikaten ceviz bir kabuğunu doldurmayacak bir süreç olunca… İnsanlar kızar, bağırır vb. dedim ki “bunu böyle yapmayacaksın. Sadece özür değil, sonuçta karşılıklıdır bir yerde bir hata varsa. Sen bir adım at ki” dedim, bu adımda, “o anki kızgınlığımla bir şeyler söylenmiş olabilir, ondan da kırgınım, üzgünüm zaten dersin” dedim. “Bir Cumartesi- Pazar’ı dinlen gel ki ben, diğer arkadaşlarla, seni buna sevk eden arkadaşlarla da görüşeyim.” Pazartesi, Salı günü oldu, yok, arkadaşımız.

MİMDAP: Böyle dediniz fakat gelmedi mi?

TORES DİNÇÖZ: Gelmedi, Bektaş da var o toplantıda, buradaki Bektaş arkadaşım, konuştuktan sonra gitmeden önce de “ben Tores ağabeyle konuştum, -10 yaş benden küçük- rahatladım” demiş. İyi ki konuştum. Dün mesela başka bir şey duydum.

MİMDAP:
O zaman sendikalı olduğu için işten atılmamıştır diyorsunuz siz. Şu anda zaten Oda Yönetim Kurulu Üyesi’siniz ve hem de İKK yöneticisisiniz. TMMOB Odalarının sendikalaşmaya karşı olması, emek güçlerinin birlikteliğini önemseyen bu örgüt açısından zaten söz konusu edilemez diye düşünüyoruz. Herhangi bir davranışla sendikalaştı diye birinin atılması ya da kötü muameleye tabi tutulması herhalde en son olacak olsa TMMOB’nin ve onun odaları içinde olur diye düşünüyoruz, öyle değil mi?

TORES DİNÇÖZ: Aksi bir durum olabilir mi? Bu en son olabilecek bir şeydir. Böyle bir çıkarım olmayacak bir şey.

MİMDAP: Sendikalı olduğu için atılmamıştır. Atılma nedenini o halde az önce açıkladınız ama somut olarak tekrarlarsak, Yönetim Kurulu’nun bir kararı var herhalde bu konuda. Niçin atıldı o halde?

TORES DİNÇÖZ: Onun kaba, amirlerine karşı, çalışma arkadaşlarına karşı davranışı…., onun tam maddesini bilmiyorum ama var bir tanımı , kaba davranmaktan dolayı.

MİMDAP: Amiri olan kim burada, Genel Sekreter mi, siz misiniz?

TORES DİNÇÖZ: Sekreter ve oradaki şantiye şefi.

MİMDAP: “Veli Ergün arkadaşımız Yönetim Kurulu’nun bir üyesine hakaret etmek suçlamasıyla işten çıkarıldı” deniyor. Ona hakaret ettiği için mi? Buna ait bir zabıt mı var, ne var, bir kayıt mı söz konusu olan?

TORES DİNÇÖZ: Sadece bir kişi değil herhalde, herkesin içinde gelişen bir olay.

MİMDAP: Herkesin içerisinde olmuş, şahitlikler var, zabıtlar var ve kaba davrandığı tespit edilmiş bu arkadaşımızın. Altını çiziyorum tespit edilmiş demek ki, Yönetim Kurulu’na sunulmuş ve Yönetim Kurulu da işten atmış arkadaşı. Böyle mi diyoruz?

TORES DİNÇÖZ: Aynen öyle. Hatta dün gelen arkadaş, EMO’dan gelen Yaşar arkadaş geldi, dedi ki “Tores seninle konuşmak istiyorum, bunu bilgi olarak söylüyorum; bir takım şeyleri üst üste koyuyor, başka bir şey, böyle demiştir, herhalde bunun için dedi, bunun için bana bunu yaptı. Elektrikten anladığı için, örneğin buradaki saati de kendi değiştirdi, bir yanık vardı. O saat de dijital saatlerden. Şimdi onu bile kurgulamış. Saatin okunması, hani burada vakıf ile ortaklaşa ödüyoruz ya belirli şeyleri, saati okuyup gel dedi diye bile onu kurgulamış. Bunu böyle yaparsa sürekli nasıl olduysa ben buradan atılacağım diye, Veli diyorum niye böyle yaptın, niye kurgulansın bir sürü şeye ilişkin. Bu arada bir önceki Yönetim Kurulu’nda bunu konuştuk. Geri dönülecek bir şey varsa, zaten ilk şeyde almadık o kararı, konuşalım arkadaşımızla, başka bir şey yapalım, bir adım atalım, böyle konuştuk. Bunları bunları. Hatta Deniz Hanım da böyle bir şey olmadan olmasın diye konuştuk. Arkasından ben başka bir yerden bir duyuyorum ki başka şeyler. Burada konuşmamız gerek, bir adım atılması gerek. Sonuçta 2–3 kişi arasında böyle şeyler olur. Olur, olmaz diye bir şey yok.

MİMDAP: Olur dediğiniz şeyler nelerdir?

TORES DİNÇÖZ:
Olur, kavga bile edersiniz. Ne olur?

MİMDAP: Yönetim Kurulu Üyesi ile bu işçi arkadaş arasında bir tartışma olmuş olabilir, diyorsunuz?

TORES DİNÇÖZ: Olabilir; bu alıp, verilip gidilecek bir şey olmaz. Zamanla olur. Dersin ki kızgındım, o sırada başka bir işim vardı, yanlış anladım. Bir adım atılır. Adım atılmayınca insanlara tekrardan “muradınıza erdiniz mi? Kına yakın bir yerlerinize” deyip gittiğiniz zaman bütün kapıları atıyorsunuz. Ben kaba davranmışım, bu adamın burada ne işi var? Olacak iş değil. Ben sendikaların türlü şeyleriyle uğraşıyorum. Buradaki salonu ayarlayan benim, arkadaşlara söyleyen benim. Böyle şeyleri kuruyor, bir sıkıntılı bir arkadaş, ilaçlar da kullanıyor herhalde.

MİMDAP: İlaç derken nedir, ne tür bir ilaç kullanıyor?

TORES DİNÇÖZ: Bilmiyorum, elinde reçeteler vardı kendisinin. Bunları da bunlar yüzünden, sıkıntıdayım, ilaç kullanıyorum diyordu. Hakikaten bir tedaviye de ihtiyacı var arkadaşın.

MİMDAP: Dengesiz biri mi diyorsunuz?

TORES DİNÇÖZ: Dengesiz değil de kurguluyor bir şeyleri. Muhasebecinin herkese söylediği bir şeyi, kimse öyle algılamıyor, o kendisine zulüm olarak algılıyor. “Bana işkence yapıyorlar” diyor. Muhasebeci “git bunu imzalat” diyor mesela, “ben onun ayağına götürüp bir şey mi imzalatacağım” diyor. Evrakları muhasebeciye atıyor.

MİMDAP: Diyorsunuz ki imzasız fazla mesai belgesi götürmüş ve muhasebeci onu geri çevirmiş diyorsun.

TORES DİNÇÖZ: Sadece bu değil. Ama bir şeylerin üzerine sürekli kurgulanan 5-6 aylık bir süreç var. Bir sürü şeyler üst üste gelmiş. Artık bakışlarından, çay istemelerinden bile rahatsız olur duruma gelmişler. Böyle bir süreç var ama sendikal bir mücadeleyle hiçbir alakası yok bu işin.

MİMDAP: Sendikalı olmasıyla hiçbir alakası yok.

TORES DİNÇÖZ: Zaten 5 tane daha arkadaşımız sendikalı durumda, onlar da bir yazı yazmış durumda, sendikaya da yazdılar o yazıyı sanırım. Hakikaten rahatsız durumdalar.

MİMDAP: Ne yazdılar sendikalı arkadaşlar?

TORES DİNÇÖZ: Sendikal çalışmalarla bu işin bir alakasının olmadığını yazdılar.

MİMDAP: Bunların dediğin, kimin alakası?

TORES DİNÇÖZ: “Bu işlerin oradaki tartışmanın ya da uzlaşmanın sendikalaşma çalışmalarına ve güvene dayalı ilişkilere kalıcı zararlar verecektir” diyor bu tür şeylerin zaten bu arkadaşlar da.

MİMDAP: Bu psikolojik şiddet, baskı, rahatsız etme veya sıkıntı verme uygulamasına maruz kalma konusunda Veli Ergün’ün şikayeti. Bu iddia sanki o inşaat sürecinde Yönetim Kurulu’nun bir üyesi arkadaşla çalışma dönemine ait bir gelişmeyse, aralarında böyle bir sürtüşme geçmiş olabilir diyorsunuz.

TORES DİNÇÖZ: 5-6 aylık bir süreç.

MİMDAP: Bu sürecin tersten böyle olup olmadığı yolunda Yönetim Kurulu’nun bir kanaati, bir incelemesi var mı? Orada o çalışan insanlara diyelim ki kaba sözlerle ya da küfürlü konuşma şeklinde bir gelenek olmuş olabilir mi bu süreçte. O işi yaptıran arkadaş kimse, Gazanfer bey dediniz sanırım biraz önce, öyle bir olasılık da var mı yoksa bu arkadaşın biraz dengesiz, biraz alıngan, biraz konuları yanlış yere çekmesinden doğan bir şey midir bu?

TORES DİNÇÖZ: Şöyle bir durum var benim tespit ettiğim; sanatçı kimliği de var, kendi bestesi var, saz çalar. Hakikaten böyle de bir ince tarafı da var arkadaşın.

MİMDAP: Biraz önce herkese böyle davranır dediğiniz gibi davranışta bir problem siz görmediniz ama herkese normal davranılır.

TORES DİNÇÖZ:
Başka bir şikayet gelmedi; herhangi bir şikayet gelmedi bu anlamda. Veli’nin tarzı bir şikayet oluşmadı orada. Yaklaşık 7-8 ay sürdü oradaki şey. Ama kimseden bir saldırganlık var, kötü davranıyor diye bir şey şikayet gelmedi. Bize yansımış herhangi bir şikayet yok.

MİMDAP: O gelip özür dilemiş olsaydı konuyu kapatmış mı olacaktınız?

TORES DİNÇÖZ: Hayır gerek olmadığı, kendisine bu imzalamanın ya da başka bir şeylerin, herkes aynı, örnekler vererek, Bektaş da, başka biri de sonuçta bunları imzalıyor. Hatta çalışma arkadaşlarının hepsi görev veren kişiden bu imzaları alır gider. Bunda niye itina ediyorsun diye bunları sana karşı yapılmış bir şey olmadığını, kaldı ki en son giren adamsın ve seni sonuçta oradaki yönetim işe alıyor. O süreçte “bana karşı ayak oyunları var” diye bir psikoloji içinde. “Niye olsun” diyorum. Olanlar “seni eğer öyle bir şey varsa bu 7-8 ay içinde bütün nerdeyse oradaki nerdeyse tüm arkadaşlar ona komplo hazırlıyor. O zaman seni işten çıkarırlardı. Niye böyle bir şeye ihtiyaç duysunlar?” diyorum, ona da cevap yok. Başka odalardan da fazlaca bir süreç yaşanmadığı sürece, ya çok büyük ekonomik krizler vardır ya da çok büyük anlaşılamayacak durumlar vardır. Öyle yoksa ben bilmiyorum odalarda başka nedenlerden dolayı biz birinin çıkarıldığını. Ya işini yapmıyorduk.

MİMDAP: İşini yapmama tespiti çok kolay da hakaret etme demişsiniz siz, onun çok somut olarak tespitte bulunmanız lazım işten çıkardığınıza göre. O arkadaşın kendi psikolojik şiddet, rahatsız edilme ve sıkıntı verme uygulamasına da bir süredir maruz bırakılmasıyla ilgili de çok sağlam deliliniz var diye düşünüyoruz bu durum karşısında.
Onun çalıştırıldığı koşullarda hem iş ahlakına, iş güvenliğine, iş kanununa, hem iş verme biçimine, hem fazla mesailer konusunda işi yöneten arkadaşın da işini titizlikle riayet edildiğini söylüyorsunuz, değil mi?
Ama şikayet ayrı bir şeydir. Kaba gözle görülebilir, sezilebilir bir takım problemler var olabilir?

TORES DİNÇÖZ: En azından öyle bir çalışma ortamında herhangi bir şikayet ulaşmamıştır. Rahatsızlığın da ulaştığı bir durum yok. Kaba gözle görülebilir bir durum da yok.

MİMDAP: Böyle bir sıkıntı verebilecek ve periyodik sayılabilecek ya da baskı rahatsızlık verecek bir uygulamayı herhalde mimar Yönetim Kurulu Üyesinin tatbik etmediğini kabul ediyoruz.

TORES DİNÇÖZ: O ortamda değilim. O ortamda olmadım. O ayrı bir durum. Hafta da bir de gittik, 15 günde bir de gittik görünen ya da diğer arkadaşlarla görüşmelerde herhangi bir ipucu yok buna ilişkin. Arkadaşlarımız diyor ki ben iyi niyetle gittim, oradaki görevli arkadaşlara sordum. O sürekli camları kendilerine işkence olsun diye 3. kattan 4. kata kaldırıldığını, 1. kattan vs., görevli arkadaş da diyor ki “biz bir kere indirdik camı. 1. kattan 4.kata çıkardık” diyor. Bir takım şeyler var anlatılanlarda ama katlanarak. Bir şekilde bir paranoya oluşmuş, bir şey oluşmuş. Mesela saati değiştirmekte bile kendine bir ayak oyunu yapıldığını düşünüyor. “Saati sen almadın mı, saati başka kim okuyabilir diyoruz, senin aldığın saat değil mi, doğal değil mi diyorum.

MİMDAP:
Sendika açıklama yapmadan bu bilgilerinizi mimarlık kamuoyu ve ilgilileriyle paylaşacağız.

TORES DİNÇÖZ: Olabilir ama yarın Oda’dan da bir açıklama yapılacak, onu da alın. Ayrıca odada çalışan sendikalılar var, onlara da sorun.

MİMDAP: Tabi sorabiliriz ama biz Oda da iş akdiyle bulunan insanlara oda mekanı içinde soru sormak yerine onların sendikal örgütlenmesinin açıklamasına öncelik veriyoruz. Bir çalışanı “şöyle mi oldu” diye sonradan zorlanabileceği bir konumda bırakmak istemiyoruz. Bu Mimarlar Odası için de böyle, orada iş akdiyle bağlı olmayan, yönetici konumda olanlara soru yöneltiyoruz.

 


TORES DİNÇÖZ: Mimarlar Odası’nda böyle bir sakınca olur mu, siz de biliyorsunuz.

MİMDAP: Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ediyoruz.

Kaynak: mimdap.org