Türkiye Taşkömürü Kurumu’nu özelleştirmek isteyen AKP iktidarı ilk hedef olarak Kilimli Karadon İşletmesi’ni şeçti. Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, özelleştirme planı kapsamında Karadon Taşkömürü İşletmesi Müessesesi’nin faaliyetleri, yükümlülükleri hakkında bilgi talep etti.
Özelleştirmeler, taşeronlaştırma ve rödovans uygulamalarıyla üretim ve çalışma güvenliğinin ortadan kaldırıldığı, Soma ve Ermenek gibi kitlesel katliamların meydana geldiği maden ocaklarında yeni özelleştirme dalgası başlıyor. Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, 16 Haziran’da Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürlüğü’ne yazı yazarak üretimin en yüksek olduğu Zonguldak Kilimli’deki Karadon Taşkömürü İşletmesi Müessesesi’nin, “Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun” çerçevesinde özelleştirme kapsam ve programına alınması istedi. Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak yürüttüğü özelleştirme hamlesi TTK’nin özelleştirilmesi ve kapatılması planındaki ilk adım olacak.
Kanun değişikliğinden 1 gün önce özelleştirme yazısı
Resmi Gazete’de 17 Haziran 2016 tarihinde yayımlanan ‘Elektrik Piyasası Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’da maden ruhsatlarının “elektrik üretimine yönelik olmak üzere” bahanesi ile bölünmesinin önü açılmıştı. Kanun Meclis’ten geçtikten hemen sonra TTK’ye yazı yazılarak TTK’nin özelleştirilmesinin hazırlık çalışmalarının başlatıldığı ortaya çıktı.
Yüksel: “Güvencesizlik, sendikasızlaştırma, işsizlik getirecek”
Konuyla ilgili Politeknik’e konuşan Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel, bölgede TTK’ye bağlı maden ocaklarının özelleştirilmesi planının bir önceki Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız tarafından 2015 yılında dile getirildiğini, şimdi başlatılan süreçte özelleştirmeye rezervi en yüksek olan Karadon’dan başlanmak istendiğini belirtti. Yüksel “Zonguldak’ta parça parça özelleştirme yapma amacındalar. İlk hedefleri getirisi en çok olan Karadon. Karadon rezervi, üretimi en büyük müessese. Yazı yollanmış, envanter çıkartılması istenmiş.” dedi.
Kamuya ait maden işletmesinin şirketlere satılmasıyla birlikte madenci kenti olan Zonguldak’ta, Türkiye’nin dört bir yanında özelleştirilen maden sahalarında olduğu gibi maden emekçilerine her açıdan güvencesizlik getireceğini belirtti. Yüksel “Amasra’da HEMA şirketi ile kısmen benzer bir girişim olmuştu. Şimdi Zonguldak’da yaşanıyor. Zonguldak madencilik kentidir, kömür üretimi ve ona bağlı yan üretimlerin istihdamı vardır. Özelleştirme maden emekçileri için işsizlik, sendikasızlaştırma, güvencesizleştirme anlamına gelecek. Üyelerimiz, meslektaşlarımız da bu koşullara dahil” dedi.
Maden ruhsatlarının bölünmesi yeni Somalara davetiye!
Maden Mühendisleri Odası’nın sıkça dile getirdiği gibi kendiliğinden yanma özelliği bulunan Zonguldak ve Soma gibi madenlerin havza madenciliği ile tek elden üretilmemesi beraberinde yeni maden katliamlarına davetiye çıkaracak. 17 Mayıs 2010’da Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun asıl işi olan galeri açma işleri Karadon’da taşeron firmaya verilmiş ve beraberinde grizu patlaması sonucu 30 madenci hayatını kaybetmişti. 3 Mart 1992 tarihinde TTK’ye bağlı Kozlu İşletmesi’ndeki grizu faciasından sonra ortaya çıkan maden kazalarının büyük çoğunluğu özelleştirme ve taşeronlaştırma sonucu yaşanmıştı. Karadon (17 Mayıs 2010), Elbistan Çöllolar (6-10 Şubat 2011), Kozlu (7 Ocak 2013), Soma (13 Mayıs 2014) ve Ermenek (28 Ekim 2014) katliamları rödovans, taşeronlaştırma yani özelleştirme sonucu yaşanmıştı.
Kömür Kongresi’nde dile getirilmişti
TMMOB Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi tarafından 4-6 Mayıs 2016 tarihleri arasında Zonguldak`ta yapılan Türkiye 20. Kömür Kongresi Sonuç Bildirgesi’nde TTK ve TKİ’nin özelleştirilmesine dair şöyle denmişti:
“Geçtiğimiz günlerde elektrik tüketiminde kayıp-kaçak bedellerinin tüketiciden karşılanmasını da yasal(!) zemine oturtan ‘Elektrik Piyasası Kanun Teklifi’ TBMM‘den geçmiştir. Kanunla birlikte büyük kömür sahalarının (TTK ve TKİ gibi) ruhsatlarının, elektrik üretimine yönelik olmak üzere, bölünmelerine izin verilmektedir. Ruhsat sahalarının bölünmesi durumu “havza madenciliği” ilkesini ortadan kaldıracak bu da planlama ve üretim hatalarına neden olarak gelecekte büyük felaketlerin yaşanmasına yol açabilecektir. Hem de TTK ve TKİ gibi kurumlara ait ruhsatlar parçalanarak bu kurumların özelleştirilmelerinin önündeki tüm engeller ortadan kalkacaktır.”
politeknik.org.tr