Bir TMMOB- MMO üyesi olarak her yıl düzenlenen ve yeniden düzenleneceğini umduğumuz TMMOB Enerji sempozyumlarının planlanması, hedefleri ve sonuç bildirgeleri ile ilgili öneri ve değerlendirmelerimi sunmak istiyorum.
Öncelikle geçmiş sempozyumların bugüne kadar örgütleyicisi, çalışanı olan, emeği geçen herkese teşekkürlerimi bildirmek isterim.
Enerji konusu, artık salt verimlilik, global tekeller ve özelleştirme ölçeğinde değil beraberinde enerjinin elde edilmesi örnekleri (Yırca- Akkuyu, HES’ler vb.), işlenmesi örnekleri( Soma-Karaman vb.), kurulum ve denetim örnekleri (BEDAŞ işçileri) ile ilgili yaşanan ve yaşanmaya devam eden doğa ve iş cinayetleri ile birlikte değerlendirilmelidir.
Bugüne kadar ki süreçlerde sempozyumun gelenekselleşen örgütlenme süreci yerine yukarıda bahsi geçen güncel politik-teknik gerekliliklerle örgütlenme ihtiyacını yaratması amacıyla şu başlıklar altında topladığım eleştirileri aktarmak isterim:
-Enerji Sempozyumlarında “enerji yatırımları planlanırken kamu yararının gözetilmesi” ile özetlenebilecek yetersiz ve belirsiz bir söylem ile sermaye, hükümet ve kurumlarına tavsiye niteliğinde ve ondan duyarlılık bekleyen bir anlayış hakim olmamalıdır. Sempozyumlar enerjinin güncel politik anlamı global düzeyde yapılan akademik analizlerin ‘tarafsızlığı’ ile gölgelenmemelidir.
-TMMOB’nin sempozyumun örgütlenme süreci boyunca üyelerine ve henüz üye olmamış mühendislere (özellikle enerji sektöründe) çalışma yaşamında doğa, emek ve toplumsal çıkarların korunması açısından ilkesel bir duruş önermesi eksiktir. TMMOB bu çağrıyı üyelerine yapmalıdır, üyelerini uyarmalıdır.
-Sempozyumda hükümetin enerji politikalarının yarattığı yıkımın doğrudan yaşam alanlarından çıkarılan sonuçlarla toplumsal dinamiklere sunulması ve deşifre edilmesi ile geleceğe dönük kamusal paylaşım programları planlanmalıdır.
-Sempozyumlar TMMOB içinde farklı mühendislik disiplinleri arası ortak mücadele birimleri kurulması hedefi taşımamaktadır. Bu gereklilik TMMOB bileşenlerinin enerji politikaları konusunda ortak bir duruş ve politik perspektif belirlemesi, söylem ve mücadele birliğini sağlaması açısından önemlidir.
-Sempozyumlar planlama ve sonuçları itibariyle mücadelenin paydaşları olarak görülmesi gereken üniversite, emek örgütleri ve diğer kent ve yerel toplumsal dinamikleri kurumsal olarak bu sürece dahil eden ve ortak platformlarda araştırma, geliştirme ve mücadele perspektifi önerme hedefinden uzak durmaktadır.
-Sempozyumlar yaşanan dönemin daha özel bir dönem olduğunu, yerli ve yabancı enerji üretimi için doğal varlıkların kullanımının yaratacağı sınırsız yıkıcılığın ve etkilerin ekonomik-politik ve sosyal anlamını bilince çıkarabilecek perspektife sahip olmalıdır. Konu verimlilik sorunu ve güvenlik riski söylemi ile sınırlı kalmamalı, politik mücadeleden uzak tutulmamalıdır. Bu anlamda önceki sempozyumlarla kendini tekrar eden bir anlayış hakim olmamalıdır.
TMMOB enerji alanındaki görüşünü yaşam alanları, doğal hayat ve emek çerçevesiyle özelleştirme, taşeronlaştırma, barınma, temiz su hakkı, ulaşım, tarım konularının içerildiği kararlı ve kamusal dönüşüm tarif eden yeni bir dil ile acilen oluşturmalıdır.
İçersinde teknik ve akademik birçok değerli yorum, bilgi ve sunumlar yer alan bu ve benzeri etkinliklerin gerekliliği muhakkaktır. Emeği geçen herkesin katkısı ve gayreti büyüktür. Ancak düzenlenmiş olan sempozyumun mevcut sonuçlarının söz söylemenin ötesinde bir anlam kazanması gerektiği de o kadar önemli ve değerli bir görev haline gelmiştir.
Burada temel eleştirim kurgulayıcı ve uygulatıcı olan hükümetin bizzat politik kararlılıkla savunduğu enerji politikalarına geri adım attırılmasının dinamikleri olan ve bu politikalardan doğrudan etkilenen ve zarar gören halkın ve örgütlü bileşenlerinin sempozyum sürecine dahil edilemiyor olmasıdır.
TMMOB kamu çıkarları ve meslek ilkeleri için mücadele anlayışı ile bir sonraki enerji sempozyumu diğer meslek odaları, çevre-doğa-kent örgütleri, yerel mücadele dinamikleri, tarım ve enerji işçileri ve üniversiteler ile birlikte genişletilmiş bir tabanda örgütlemeli, güncel mücadele örnekleri ile ilişkilendirilerek desteklemeli ve hükümete enerji politikalarında geri adım attıracak yaptırım uygulayabilecek bir mücadele çizgisi yaratmayı hedeflemelidir.
Çünkü bugünün muhalif TMMOB’si geleceğin kamusal mühendislik kurumlarını yaratmayı hedefliyorsa başka bir dünyayı yaratmayı isteyenlere, buna ihtiyacı olan herkese dokunması ve onlarla çalışmaya başlaması gerekmektedir.
İşte tam da bu noktada yukarıdaki eleştrilerin benzer örneklerini birçok etkinlikte bir süredir yaşadığımızdan ve alışmaktan rahatsızlık duyduğumuz için şunu kendimize itiraf etmeliyiz artık;
Mevcut TMMOB yönetim organları TMMOB tabanından ve toplumsal muhalefetin diğer alanlarından gelen taleplere gözünü kulağını kapatmış durumdadır. Bu tutum zamanla TMMOB’nin yapısına kronik bürokrasi mikrobunu bulaştırmış ve gönüllülük temelinde çalışan kadrolarını teknokratlaştırmıştır. Kendini tekrar eden bu hastalık artık gövdeyi tehdit eden bir ideolojik ve pratik kangrene dönüşmektedir.
TMMOB her fırsatta tarihe not düşmekle yetinmemelidir artık, bizzat tarihi yaratanların bir parçası olabileceği gerçekliğini tarihsel haklılığında ve genişleyen/değişen üye tabanında görmelidir.
Buyurun bu yıl enerji sempozyumunu, doğanın talan edilip, emeğin öldüresiye sömürüldüğü Soma’da, Yırca’da yapalım.
Dün bitsin bu yıkım, yağma ve sömürü dediğimiz Soma ve Yırca’da bugün madenciler işsiz, köylüler zeytinsiz. Asıl şimdi onlar için söz söyleme ve mücadele etme zamanı değil mi?
Özgür Yergin – Makina Mühendisi