Site iconPoliteknik – Halkın Mühendisleri Mimarları Şehir Plancıları

Taşeron İTÜ’de de can aldı, 26 Ağustos’ta eylem var


İstanbul Teknik Üniversitesi’nde yaşanan iş cinayeti ile ilgili İTÜ Meclisi 26 Ağustos Salı günü eylem yapacak

19 Ağustos Salı günü İTÜ Elektrik Elektronik Fakültesi ek bina inşaatında göçük altında kalan taşeron işçisi Melik Yalçın hayatını kaybetmişti. Üniversitelerinde yaşanan bu iş cinayetinin peşini bırakmayacaklarını belirten İTÜ Meclisi “Taşeron öldürür” diyerek 26 Ağustos Salı günü tüm üniversitelileri, kurum ve kuruluşları eyleme çağırıyor. Eğitim-Sen İTÜ Temsilciliği ve İTÜ Öğretim Üyeleri Derneği de açıklama yayınladı.

Tarih: 26 Ağustos Salı

Saat: 12.00

Buluşma Yeri: İTÜ Metro Çıkışı

İTÜ Meclisi’nin eyleme çağrı metni:

“TAŞERON ÖLDÜRÜR!

19 Ağustos Salı günü Elektrik-Elektronik Fakültesi ek bina inşaatında güvenlik tedbiri alınmadan yapılan kanalizasyon çalışması sırasında meydana gelen göçük sonucu Melik Yalçın toprak altında kalarak yaralanmış kaldırıldığı Okmeydanı Hastanesi’nde ameliyat edilmesine rağmen hayatını yitirmiştir.

Taşeron sistemi öldürmeye devam ediyor. Soma’dan bu yana geçen 3 aylık sürede iş cinayetlerinde 396 işçi katledildi. İnşaatlarda, fabrikalarda, madenlerde, Kocaeli Üniversitesi’nde, Çapa’da son olarak da İTÜ’de yaşanan cinayetlerin sorumlusu taşeron sistemidir.

İTÜ Rektörlüğü sorumluluğu yüklenici firmaya atıp, cinayetten 2 gün sonra yayınladığı taziye mesajıyla sıyrılamaz.
Tüm kurum ve kuruluşları, işçileri, öğrencileri ve akademi camiasını 26 Ağustos Salı günü saat 12:00’da İTÜ Maslak Kampüsü’ne çağırıyoruz.

Buluşma:12:00 İTÜ Ayazağa Metro Çıkışı

İTÜ MECLİSİ”

afiş_taşeron

Eğitim-Sen İTÜ Temsilciliği’nin açıklaması:

“Değerli Üyelerimiz

Bilindiği üzere 19 Ağustos Salı Günü İstanbul Teknik Üniversitesi Maslak Kampüsü Elektrik Elektronik Fakültesi ek bina inşaatında kanalizasyon çalışmasında meydana gelen göçük sonucu inşaatta çalışan işçilerden Melik Yalçın toprak altında kalarak kaldırıldığı Okmeydanı Eğitim Araştırma Hastanesi’nde yaşamını yitirmiştir.

Bizler biliyoruz ki taşeron sistemi devam ettikçe bu ölümler ne ilk ne de son olacaktır. Yaşanan iş cinayetlerinde suç işleyen sadece işi yüklenen firma değil, bu sisteme yasal zemin sunan kamu kurum ve kuruluşlarıdır da. İTÜ Rektörlüğü taziye açıklamasında yüklenici firma hakkında soruşturma başlattığını açıklamıştır. Ancak bu cinayetin asıl sorumlusu alt işveren olarak yüklenici firma olduğu kadar üst işveren konumunda olan İTÜ’nün de işyerinde yapılan tüm işleri denetlemek yükümlülüğü olduğu bir gerçektir. Taziye mesajı ve yüklenici firma hakkında başlatılan soruşturma yeterli değildir. İTÜ yönetimi kapsamlı bir idari soruşturma ile olayı aydınlatmalı ve bundan sonra olabilecek iş cinayetlerini engellenmesi için gereken her türlü önlemi almalıdır.

İTÜ Eğitim Sen Temsilciliği olarak işletilecek olan bütün hukuki süreçlerin takipçisi olacağımızın bilinmesini isteriz.

Tüm üyelerimizi İTÜ MECLİSİ’nin aldığı kararla 26.08.2014 Salı saat 12:00 ‘ da İTÜ Ayazağa Kampüsü Metro çıkışında yapılacak olan basın açıklamasına davet ediyoruz.

EĞİTİM SEN İTÜ TEMSİLCİLİĞİ”

İTÜ Öğretim Üyeleri Derneği Açıklaması ve Raporu

“Bilindiği üzere, İstanbul Teknik Üniversitesi Maslak Kampüsü’nde, geçtiğimiz Salı günü (19.08.2014) bir kazı sırasında gerçekleşen “kaza” sonucunda Melik Yalçın isimli bir işçi göçük altında kalarak yaşamını yitirmiştir.
Göçük Ataçlar İnşaat tarafından gerçekleştirilmekte olan İTÜ Maslak Kampüsü Elektrik-Elektronik Fakültesi Laboratuvar Ek Blok ve Cephe Kaplama İnşaatı sırasında yaşanmıştır.
Bir öğrencimizin çektiği fotoğraflardan ve bir dernek üyemizin, olay sonrası kazı mahallindeki gözlemlerinden çok açık bir şekilde tekniğe tamamen aykırı bir kazı yapıldığı anlaşılmaktadır. Kazazedenin kepçe ile çıkarıldığı iddiaları ise olayın vahametini gözler önüne sermektedir. Binlerce mühendis, mimar ve şehir plancısı yetiştiren, bilim ve teknik alanında olduğu gibi, işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında da kamuoyuna örnek olması gereken İstanbul Teknik Üniversitesi’nin bir kampüsünde böyle bir olayın yaşanması kabul edilemez.
Olayın Teknik Boyutunun Özet Olarak Değerlendirilmesi (Doç. Dr. Emre Gürcanlı)
Kazı işleri, göçük riskinin olduğu riskler olup gerek 1974 yılında çıkan Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, gerekse de 2013 yılının Ekim ayında çıkarılan Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği, kazılar sırasında alınması gereken önlemleri ayrıntısıyla belirtmektedir.
Söz konusu olayda,
• şevli kazı yapılmamış veya uygun iksa sistemleri kurulmamış,
• kazı toprağı kazı kenarından uzaklığa istiflenmemiş,
• kazı sahasına iniş ve çıkışlar için uygun merdiven sistemleri ve/veya uygun erişim sistemleri kurulmamış,
• işçinin hemen çıkarılması için uygun acil durum müdahale planı yapılmamış,
• kazı ehil bir kişinin denetim ve gözetiminde gerçekleştirilmemiş,
genel olarak denetim ve gözetim faaliyetlerinin hiçbiri yerine getirilmemiştir. Mevcut mevzuatın öngördüğü ve aşağıda belirtilen en temel önlemlerin alınmamasının ölümle sonuçlanan olaya neden olduğu anlaşılmaktadır:
Yapı İşlerinde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nün (mülga) Kazı İşlerinde Alınacak Güvenlik Tedbirleri’ne ilişkin maddeleri:

Madde 21 – Kazıların her bölümü 4 üncü maddede belirtilen sorumlularca her gün en az bir defa kontrol edilecek ve çalışılmasında bir sakınca olmadığı sonucuna varılırsa işe devam edilecek; çalışılmasında sakınca olduğu anlaşılırsa sakınca giderilinceye kadar iş durdurulacaktır. Her iki halde de, durum, yapı iş defterine yazılıp imza edilecektir.

Madde 22 – Genellikle kazı işleri, yukarıdan aşağıya doğru ve toprağın dayanıklılığı ile orantılı bir şev verilmek suretiyle yapılacaktır.

Madde 23 – Sert kaya, sert şist, betonlaşmış çakıl, sert kalker, killi şist kaya, gre ve konglomera gibi kendini tutabilen zeminlerde yetkililerin gerekli gördüğü hallerde ve şevsiz yapılmak zorunluluğu bulunan 150 santimetreden daha derin kazılarda, yan yüzler uygun şekilde desteklenmek veya iksa edilmek suretiyle tahkim olunacak ve iksa için kullanılacak kalas başları, kazı üst kenarından 20 santimetre yukarı çıkarılacaktır. İksanın yeterliliği iş süresince kontrol edilerek sonuçlar yapı iş defterine kaydedilecektir.

Madde 24 – Açıkta yapılan kazı işlerinde, 150 santimetreden daha derin toprak yığınlarının ve her derinlikte yapılan temel ve kanal kazılarında yan cidarların altlarını şerit gibi kazarak yukarıdan çökertmek yasaktır.

Madde 25 – 150 santimetreden daha derin olan kazı işlerinde, işçilerin inip çıkmaları için yeteri kadar el merdivenleri bulundurulacaktır. İksa tertibatını ve desteklerini, inip çıkma için kullanmak yasaktır.

Madde 26- Kuyu ve lağım çukurları gibi derin yerlerde çalıştırılacak işçilere güvenlik kemeri ve sinyal ipleri gibi uygun koruyucu araçlar verilecektir. Gerekli durumlarda, bu gibi çalışma yerlerine, temiz hava sağlanacaktır.

Madde 32 – Kazıdan çıkan toprak,kaymasına engel olmak üzere,toprak cinsinin gerektirdiği uzaklığa atılacaktır.Bunun mümkün olmaması halinde kazıda gerekli iksa yapılacaktır.

Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’nde ise gerçekleşen olayla ilgili alınması gereken önlemler şunlardır:
Kazı işleri, kuyular, yeraltı işleri, tünel ve kanal işleri
62– Kazı işine başlanmadan önce aşağıda belirtilen hususlara uyulur:
a) Kazının bitişik yapıları etkileyip etkilemeyeceği araştırılır ve etkileme ihtimali mevcut ise kazı başlamadan önce gerekli tedbirler alınır.

c) Meskûn mahallerde, yapı alanının çevresi yeterli yükseklik ve sağlamlıkta uygun malzemeden yapılmış perde ile çevrilerek ikaz ve uyarı için gerekli düzenlemeler yapılır, bunlar yapının bitimine kadar bu şekilde korunur.
ç) Meskûn mahallerin dışında yapılan kazıların kenarlarına uyarı şeritleri çekilerek ikaz levhaları asılır.
63– Kazı işleri, kuyular, yeraltı işleri ile tünel ve kanal çalışmalarında aşağıda belirtilen hususlara uyulur:
a) Çalışmalar, işveren tarafından görevlendirilen ehil kişi gözetiminde yapılır.
b) Çalışma alanına giriş ve çıkış için güvenli yollar sağlanır.
c) Kazılarda zemin yapısı, iklim koşulları, kazı alanı yakınlarında meydana gelebilecek sarsıntılar, çevredeki su kaynakları ve fazla yük kuvvetleri göz önüne alınarak uygun şev açıları belirlenir ve/veya statik hesabı yapılmış uygun destek ve setler kullanılır. Kazı yüzeyleri, şevlerin eğimi ve yüksekliği zeminin yapısına, sağlamlığına ve çalışma yöntemlerine uygun seçilir.
ç) Malzeme veya cisim düşmesine, su baskını tehlikesine ve insanların düşmesine karşı uygun tedbirler alınır.
d) Tehlikeli veya zararlı olmayan özellikte solunabilir hava sağlamak için bütün çalışma yerlerinde gerekli tedbirler alınır.
e) Yangın, parlama, patlama, su baskını veya göçük gibi durumlarda çalışanların güvenli bir yere ulaşmaları sağlanır.
67– Açıkta yapılan 150 santimetreden daha derin kazı işlerinde ve her derinlikte yapılan temel ve kanal kazılarında yan yüzeylerin altlarının şerit gibi kazılarak yukarıdan çökertilmesi şeklinde çalışma yapılması engellenir. Ayrıca kanallarda yan duvarların göçmemesi için gerekli tedbirler alınır.
68– Kazı alanından çıkartılan hafriyat ile kazı kenarı arasında yeterli mesafe bulundurulur ve hafriyatın kazı alanına akma riski bulunuyorsa uygun bariyerler kullanılır. Kazı mahallinde bulunan hareketli araçlar ve kazı stabilitesini etkileyebilecek diğer araçlar ile kazı kenarı arasında gerekli güvenlik mesafesi bırakılır.
69– Kazı işlerinde yağış sırasında çalışma yapılmaz.
70– Kazı işlerinde çalışanların çalışma alanına ulaşmaları için uygun ve güvenli yöntemler kullanılır, destek ve setlerin iniş ve çıkış için kullanılması engellenir.
Tüm bu hususlar yerine getirilmemiş, şevli kazı yapılmamış veya uygun iksa sistemleri kurulmamış, kazı toprağı kazı kenarından uzağa istiflenmemiş, kazı sahasına iniş ve çıkışlar için uygun merdiven sistemleri kurulmamış, işçinin hemen çıkarılması için uygun acil durum müdahale planı yapılmamış, kazı ehil bir kişinin denetim ve gözetiminde gerçekleştirilmemiş, genel olarak denetim ve gözetim faaliyetlerinin hiçbiri yerine getirilmemiştir.
Olayın İstanbul Teknik Üniversitesi açısından hukuksal boyutu:
İşin hukuksal sorumluğu bir yana, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin, kendi kampüslerindeki inşaatları yerinde ve zamanında incelemesi, yüklenici firmaları uyarması, bilim ve tekniğin öncülüğünü yapma iddiasında olan bir üniversitenin zaten yapması gereken bir şeydir. Öte yandan, söz konusu inşaat Kamu İhale Kanunu kapsamında ihale edilen bir inşaat işidir. Burada İTÜ işveren, Ataçlar İnşaat ise yüklenici konumundadır. İşverenler tarafından yapıların denetiminin yaptırılması Yapı Denetim Şirketleri aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Ancak 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun açısından, kamu tarafından yaptırılan inşaatlarda, yapı denetimi, yapı denetim şirketi tarafından değil, idare tarafından sağlanır. Söz konusu kanunun 2. maddesi “Yapı denetim kuruluşları aşağıda belirtilen görevleri yerine getirmekle yükümlüdür” demekte ve bu maddenin f bendinde şu husus açıkça belirtilmektedir:
f) İş yerinde, iş güvenliği ve işçi sağlığı konusunda gerekli tedbirlerin alınması için yapı
müteahhidini yazılı olarak uyarmak, uyarıya uyulmadığı takdirde durumu ilgili bölge
çalışma müdürlüğüne bildirmek.

Buna göre, ihaleyi veren idare olarak İstanbul Teknik Üniversitesi’nin, tüm yüklenici firmaları denetlemesi ve uyarması gerekmektedir. Bunun için inşaatları denetleyen üniversite birimlerinin, işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından da gerekli denetimleri yapması, yüklenicileri uyarması, gerekli durumlarda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı çalışma müdürlüklerine bildirmesi, gerek hukuksal anlamda, gerekse de İstanbul Teknik Üniversitesi’nin örnek olması gereken değerler açısından zorunludur.

Bundan sonra böyle elim olayların yaşanmaması için, gereken işçi sağlığı ve iş güvenliği denetim ve gözetimlerinin yapılmasının elzem olduğu değerlendirilmektedir. Kamuoyuna saygıyla sunulur.

İTÜ Öğretim Üyeleri Derneği”

politeknik.org.tr


Exit mobile version