Talanın Başladığı Yerden Seslendiler: “Üçüncü köprü cinayettir”
Spread the love

İdare mahkemesi üçüncü köprünün durdurulması istemini telafisi imkânsız zarar yok diyerek reddetti. Platform ise Ömerli’den seslendi: Yağmur yağmadığında kuraklığa, yağdığında ise sele mahkûm bir yaşantı geleceğimiz olamaz
 
Üçüncü köprü projesine yargının onay vermesi üzerine Üçüncü Köprü Yerine Yaşam Platformu Ömerli’de üçüncü köprünün zararlarının doğmaya başladığı yerde basın açıklaması yaptı.
Üçüncü köprü 4 yıldır İstanbul’un ana gündemlerinden birini oluşturuyor. Üçüncü köprü projesi İstanbul’un kuzey ormanlarının neredeyse tamamının yok olmasına, yeni yerleşim birimleri kurulmasına, kentsel dönüşüm projelerine yol açacak. Mahkeme ise bu talana onay vermek anlamına gelen kararıyla İstanbul’a bir darbe daha indirdi. Platformun açtığı Üçüncü Köprü Projesi’nin yürütmesinin durdurulması davası mahkeme tarafından reddedildi. Ret gerekçesi ise telafisi imkânsız zararın doğmayacağı olarak belirtildi.
Platform üyeleri 23 Temmuz’da Ömerli İçme Suyu Arıtma Tesisi önünde buluştu. Üçüncü Köprü henüz yapılmadan zararlarının göründüğü yerde Platform adına basın açıklamasını YTÜ Ulaşım Anabilim Dalı’ndan emekli öğretim görevlisi Zerrin Bayraktar yaptı. İstanbul’un en büyük kentsel dönüşüm projesi olan 3. Köprü ve Bağlantı Yolları’nın, 4 yıllık sürecin ardından ihale sürecine doğru götürülmek istendiğini ifade eden Bayraktar şöyle konuştu: “Bugün burada, yıkım ve geri dönülemez zararlarla yüzleşmek için buluştuk. Yol boyunca kesilen ağaçları gördük. İSKİ arıtma tesisinin, gelecekte kimyasal olarak da kirlenecek olan Ömerli Barajı kenarındaki varlığı, yalnızca sembolik olacaktır. AKP hükümetini, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve onun yan kuruluşu olan İSKİ’yi bu yanlıştan geri dönmeye davet ediyoruz.”

Oluşacak zarar telafi edilemez
Bayraktar ayrıca konuşmasında üçüncü köprünün doğuracağı zararları sıraladı:
•Karayolu politikaları günde 15 kişinin ölümüne neden olurken ısrarla deniz ve demiryolu taşımacılığından maliyeti çok daha yüksek. Basın Ekspres yolu örneğinde olduğu gibi, dere yatakları işgal edilmekte ve basit doğa olayları felaketlere dönüşmektedir.
•Kentsel dönüşümlerle birlikte sürecek olan üçüncü köprü projesi vatandaşların en temel hakkı olan barınma hakkını saldırıları da beraberinde getirecek. Kentsel dönüşümün asıl amacı ise İstanbul’u finans merkezi yapmaktır. Yoksullarsa kent çeperine atılmak istenmektedir.
•Ormanlık alanların yok edilmesi, mevcut eko sistemi bozacaktır. Yalnızca yol çalışması için kesilmesi gereken 2.800.000 ağaç, yapılaşma baskısı başlayınca 10 milyonu geçecektir. Bu ise akciğerlerimizin kesilmesi demektir.
•Su kaynakları, 3. Köprü yol güzergâhında olduğundan, hem araçların egzoz atıklarına hem de yeni yapılaşmanın yarattığı kirliliğe maruz kalmaktadır. Elmalı barajının ölüm sebebi, 2. Köprüdür. Şimdi en büyük tehdit Ömerli barajınadır. Bir tarafında İstanbulpark, diğer iki tarafında ise 3. Köprü Bağlantı yolları geçecek olan Ömerli Barajı, Elmalı ile aynı kaderi paylaşacaktır. Temiz ve içilebilir suya erişim en temel insan haklarından biridir. Su kaynaklarındaki tahribat, telafisi mümkün olmayan zararlara yol açacaktır.
•Depremini bekleyen İstanbul’a yeni yerleşim alanları açmaya çalışmak ve kenti 25 milyonluk nüfusa taşımak, inşaat sermayesinin iştahını kabartabilir. Ama İstanbul’a geri döndürülmesi olanaksız bir tahribat yaratır. İstanbul’un geleceğini kent değerlerine el koymaya çalışan sermayeye göre şekillendirmek, kent yaşantısına en büyük zararı verecektir. Yağmur yağmadığında kuraklığa, yağdığında ise sele mahkum bir yaşantı geleceğimiz olamaz.
Basın açıklamasının ardından platform üyeleri Ömerli Barajı’nın etrafında dolaşarak baraj çevresinin durumunu incelediler.
 
 
 
Kaynak: Sendika.Org 

Spread the love