Site iconPoliteknik – Halkın Mühendisleri Mimarları Şehir Plancıları

Talan, AKP döneminde sistematikleşti- Can Dündar (Milliyet)


Milliyet’in dünkü manşeti “Ayamama’nın tarihçesi”ni açıkça ortaya koydu. Felaketin adım adım gelişini gösterdiği gibi, günlerdir temsili resmi çizilen failin eşkalini de netleştirdi. * * *
Tartışma, havaalanı kavşağına kurulan Dünya Ticaret Merkezi’yle başlamış.

Büyükşehir Belediyesi yeni bir imar planıyla bölgeyi yüksek yoğunluklu ve çok katlı yapılaşmaya açmış.

Ne zaman?

1997’de…

Büyükşehir Belediye Başkanı kim?

Recep Tayyip Erdoğan…

Yani şimdi “Derelerin ıslahıyla uğraşıyoruz” diyen Başbakan…

Mimarlar Odası hemen bir çekince raporu hazırlayıp belediyeye iletmiş:
“Orası dere bölgesidir. Yeşil alan olarak kullanılması gerekir. Betonlaşırsa doğal felakete davetiye çıkarılmış olur” demiş.

Tınmamış belediye…

Bunun üzerine 1998’de mahkemeye gidilmiş.

Mahkeme de bilirkişiye sormuş.
* * *
O davada bilirkişi görevini üstlenen 3 kişilik heyetten Doçent Dr. Tarık Şengül’le konuştum dün…

Doç. Şengül, halen ODTÜ Kentsel Politika Planlaması ve Yerel Yönetimler Ana Bilim Dalı Başkanı…

Aynı zamanda da TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı…

Diyor ki:
“Biz gittiğimizde taşkın alanında yapılaşma başlamıştı, ama o gün müdahale edilse dere yatağında dikkate değer bir iyileştirme yapılabilirdi. Raporumuzda, önerilen değişikliğin, planlama ve şehircilik ilkelerine, kamu yararına aykırı olduğunu belirttik. Üstelik mahkemece sorulmadığı halde ‘dere boyunca yeniden bir koruma kuşağı oluşturulmasını’ talep ettik.”

Bu rapor doğrultusunda mahkeme, 2000’de yürütmenin durdurulmasına karar vermiş.

Danıştay, 2005’te kararı onaylamış.

Lakin kesin sonuç çıkana dek geçen 10 yılda, bütün bölge betonlaşmış.
* * *
Doç. Şengül, son 5 yılda Türkiye’de 80 bin imar değişikliği yapıldığını söylüyor; “79 bini kentlerin planlı gelişmesini bozan türden değişiklikler” diyor.

Özellikle orman alanları, su havzaları ve kıyılar imara açılıyormuş. “Bu da felaketi hazırlıyor. Ömerli, Küçükçekmece, Alibeyköy’de hep aynı riskli durum var.”

Odalar belediyeye karşı dava açıyor, kazanıyor da, yargı karar verene dek imar bitmiş oluyor.

Peki sorumlu sadece Erdoğan mı?

“Oy baskısıyla yapılan popülist yaklaşımlar daha önce de vardı tabii” diyor Doç. Şengül:
“Ancak küçük ölçekliydi. AKP’nin yerel yönetime gelmesiyle bu, ivme kazandı. Büyük şirketler devreye girdi. Ve talan, kapsamlı, planlı, sistematik, organize hale geldi.
Eskiden kaçak gecekondu yapılırdı; şimdi kaçak sanayi tesisi yapılıyor. Gecekondular bir gecede dozerle yıkılabiliyordu, ama buradaki işgalci güç, hükümete imar değişikliği yaptırabiliyor. İşin içine siyasetçiler, belediye, şirketler, sanayiciler, hatta ne yazık ki, kimi meslek örgütleri ve akademisyenler de karışıyor.”
* * *
Ne yapmalı?

Başta Başbakan’ın “İdeolojik yaklaşıyorlar. Bizi çalıştırmıyorlar” diyerek üniversitelere ve odalara tavır almasını eleştiriyor Doç. Şengül…

“Çözüm için hükümetin odalarla, üniversiteyle işbirliği yapması lazım” diyor.

Dere yataklarının da etap etap temizlenmesi gerektiğini söylüyor:
“Akademik raporların yapması gerekeni doğa yaptı. Sel bölgelerini bizzat gösterdi. Şimdi yapılacak iş, dere yataklarının en dip bölgelerinin acilen temizlenip yapılaşmaya kapatılması, o arada da riskli bölgelerde bent yapmak, bodrum kat kullanımlarını kaldırmak gibi seri önlemler alınması… Bunları yapmaz, bilime sırtınızı dönerseniz, işte böyle ‘Okyanusa açılıyoruz’ derken derede boğulursunuz.”


Exit mobile version